-2-

173 32 10
                                    

İsveç, gözlüğünü takarak bir süre tavanla bakıştı.

Uyuyamamıştı. Tuhaf, bu karanlıkta uyumak fazla kolaydı halbuki. Ancak, zihninde bir ses konuşup duruyordu, susmayı reddediyordu. Düşüncelerinde boğulmak bu olsa gerekti. İç geçirdi, üzerini örten yün yorgandan kurtulup ayağa kalktı. Çıplak ayaklarının soğuk fayansa temas etmesi onu ürpertmişti.

Odasından çıkıp bir süre gözlerinin aydınlığa alışıp, bir figür görebilmesi için bekledi. Genç Norveç temsilcisini görünce hiç şaşırmadı, Lukas yemek masasına oturmuş, her zamanki gibi çok düşünceli görünüyordu.

Berwald da onu düşünüyordu zaten. Lukas'ın huzursuzluğunun sebebi gün gibi ortadaydı ama Berwald görmemek için diretiyordu. İsveç-Norveç Birliği kurulalı beri böyleydi Lukas; düşünceli, mutsuz ve ölü gibi.

Biliyordu İsveç, onun bağımsızlık isteğini. Ama vermeyecekti bunu, daha değildi. Galip çıktığı savaştan, tazminat olarak almıştı Norveç'i. Danimarka'yı yenmişti, bir bedeli hak ediyordu. Norveç, o bedel olmaya oldukça layıktı. Kiel Antlaşması ile birlikte, ikisi tek ülke olmuşlardı. İsveç öylece bırakıp gidemezdi onu. O, onundu.

Elbette biliyordu, Norveç milliyetçilerinin ona isyan çıkaracağını. Biliyordu, vakti geldiğinde Lukas'ın ondan bağımsız biri olacağını.

O sadece kaçınılmazı erteliyordu.

Ne oluyor hiç bilmiyorum.

Ve bu bölümler kısa devam edecek, onu da söyleyeyim de...

oundvikligen // SuNorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin