"dudakların da bitmeyen o şarkı"

126 8 0
                                    


-- evet var,aslın da kimsenin köpeği olmak istemiyorum.

ve sesimi kiralayıp bir yer de bağlı olmak istemiyorum.

-ee ? neden geldin peki buğün !?

--mecbur kaldım..

-nedeni ?

--nedeni.. parasal sıkıntı yaşadım. tek düze çıkmak için buradayım..

-hımm mantıklı ve sinir bozucu bir iş sanırım senin için.

yalnız sunu da bilmen gerek, herkesin bir fiyatı vardır.

ben kişiye bakar ve değeri nedir sözleşme kağıdına değerini girerim.

----"kızarmış ve sinirli bir yüz tarif etmesi zor bir sima değil.

ama asıl mesele sonrası.

adım adım takip ettiğim bu çocuğun yaşadıkları, yaşayacakları.

ara da bir de olsa adına tesadüfler dese de dua ettiği ufak tefek iyiliklerimi de eklersek..

fena gitmiyor.

en azından nazi almanyasın da yaşamıyordu.."

dönelim o dakikalara...

--sen beni studiona ala bileceğin her hangi bir eşya mı sandın. ?

eksikliğini hissettiğin bir obje miyim ben.

sen kendini ne sanıyorsun ki.

-hey çocuk haddini bil. senin karşııı....

--evet karşım da gözüm de hiç bir değeri olmayan paranın, zevklerin.

tatmin karlığa hap solmuş beş para etmez bir beden var..

sana bir tavsiye, pazar ayinine katıl.

yada dışarı cık, gerçek insanların arasına karış.

ofis kuklalarının arasından ayrıl..

şapsal...

-hey hey..! haddini bil..

--aynen öyle yapıcam.  sikt**   ordan pislik züppe..

----"beklediğim de buydu. tam da beklediğimi yaptı.

her zaman ki gibi gurur, ama hakkı var.

kim ister ki bir ihtiyaç duyulan bir obje muamelesi görmek ister ki.

ki zaten o da bu yüzden aşkı deli gibi yaşarken ayrılmamış mıydı.

o adına şarkılar şiirler yazılan sevgiliden.."

kapısı dahi kapanmamış o geniş kapılı boydan camlı ofis den çıktı.

tavanı yüksek sağı solu camekan küçük ofisler ile dolu o uzun koridoru hızla adımlayıp çıktı.

başı dik ve neredeyse yüzün de hiç bir ifade olmadan. nötür bir yüz ile hızlıca aşagıya lojaya indi.

ve otamatik kapıya elini uzattı ve neredeyse hiç durmadan devam etti.

ve dışarı çıkıp bir kaç adım attıkdan sonra durdu.

başını gök yüzüne kaldırdı.

4 eylül 14:40

----"duştan yatak odasına suyun sesi ile birlik de seslendi."

-hayatım nasıl dışarısı bakar mısın ona göre hazırlanacağım.

--bakıyorum hayatım bir dakika ver bana..

hımm tam aşkımın sevdiği gibi parçalı bulutlu.

gri bulutlar var gök yüzünde..

ve ılık gibi ama sen yine de bir hırka bile olsa al.

gece soğuk oluyor biliyorsun Ankara soğuk oluyor.

--tamam hayatım sağ ol.

----"basını gök yüzüne kaldırdığın da tam da hava öyleydi.

kuzeyden yağmur bulutlarının dom katedralinin üstünden yavaşça yaklaştığını göre biliyordu."

--ne hoş lanet olası anılar her şey neden onu hatırlatır ki.

----"bunu söylemiş olmasına rağmen ne zaman özlese yada kendini yalnız hissetse,

her zaman ki o şarkıyı mırıldandı farkın da olmadan.

kulağına kulaklık takılıydı ama şarkı dinlemiyordu.

bu onun bir kaç zamandır. dış dünyadan kopmasının bir yoluydu.

şarkı ya da klasik bir eser dinlemek yerine kendi iç sesini dinliyordu.

tahmin edilir ki hiç bitmeyen bir şarkı.

ne halde olduğunu anlatabileceğim bir cümle bulamıyorum.

zaten cümle perisi de değilim.

ben daha farklıyım tüm bu kurgulardan

kim olduğumu ve neye benzediğimi çok daha ileri de zaten anlayacaksınız.."

şimdi üstün de bordo ceketi ve parlment mavisi olan bu çocuğun yanına gidelim.

ak bili eline aldı ve elin deki öz geçmişini yazdığı dosyayı da, kaldırım da ki bir çöp kutusuna attı.

kulaklığını telefona taktı ve yürümeye başladı.

ne zaman yorulursa o zaman binecekti metroya yada otobüse.

dom kilisesine doğru çehresini döndü ve yürümeye başladı.

uzun zamandır izliyorum ve bakıyorum da bir kaç haftadır aynı şarkıyı dinliyordu.

mırıldandığı o şarkıyı bırakıp bu şarkıyı dinlemeye başlamıştı artık.

bu iyi bir gelişme olmalı kim bilir. belki de tanrı böyle istiyordur.

neredeyse evine kadar yürüyecekti.

artık dur demesem yaklaşan yağmura doğru adımlayıp gidecekti.

ve nihayetin de o çok sevdiği şey oldu.

yağmur yağmaya basladı.

doğup büyüdüğü şehre bu şehrin bu denli benzemesi onu biraz daha mutlu ediyordu.

ANLATICIDAN BİR NOT:"Kelebek adamın dilinden"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin