Lavabodan çıktıktan sonra dolabından bordo bir kazak çıkartıp giydi. ve ardından siyah dar kot pantolonunu giydi ve çapraz çantasını da alıp yola koyuldu. şehrin gürültüsünden uzaklaşıp kafa dinleye bileceği bir parka gitmeye başlamıştı. kottenforst'a geldiğin de kulaklığını takıp şarkı dinlemeye başlamıştı. şarkının bazı yerlerin de eşlik ediyordu çevre de kimseler olmadığı için rahattı. kafa dinlemek için kaldığı bu şehir de en güzel noktaydı, bolca sık geniş yapraklı bir orman düşünün ve bir tepe olduğunu. tüm bu muhteşem yeşilliğin için de neredeyse kendini hiç bozmamış hala ilk gün ki gibi ayak da duran kottenforst. yeşillikler için de gezerken bir ara bir kelebek dikkatini çekti.bir el büyüklüğün de bir kelebek, bu zamana kadar hiç böylesini görmemişti. sarılı,mavili,biraz da kanadın da siyahı olan bu kelebek. bir yaprak parçası gibi yukarı aşağıya uçuşarak yol alıyor. takip etmeye başladığın da ormanlığın içine ilerlemeye başlamıştı. kelebeğin uçtuğu yönden seslerin geldiğinden habersiz ilerlemeye başladı. kulağın da dinlemeyi sevdiği o şarkı ile takip etmeye başladı.
--heyy heyyy çocukk... heyy sağırmısın bee.. dur o taraf tehlikeli gitme.. heyyy çocukkk.....
arkadan gelen bu sesi duymadan yüzün de sevinçli bir ifade ile kelebeği yakalamak istercesine peşinden gidiyordu. yerde kırılmış bir dalın üzerine basıp adım atacakken bir el sağ bileğinden kavradı ve hızlıca kendine doğru çekti.
--heyyy...!!
-ne hayatını kurtardım, böylemi teşekkür edeceksin.
kulaklığı kulağından çıkartıp --neden yaptın bunu neden izin vermedin. ?
-sen kafayı mı yedin ? iki tane dikkat bataklık yazan şu sarı levhaları görmedin mi yani. ? bakan kör müsün sen be adam. !!!
--hayır görmedim görsem tabi ki de gitmezdim, ama canım acıdı.
-dua et nefes alıyorsun.
--sanırım haklısın. nasıl teşekkür edebilirim sana ?
-kottenforst de bir kahve ısmarlayarak olabilir. kottenforst'a geldiklerin de ikinci katta bir masa da oturdular.
-ee neden buradasın şehirden çok uzak bir yer burası neden geldin. ?
--kafa dinleye bileceğim bir yer burası o yüzden geliyorum,
-anladığım kadarı ile sürekli geliyorsun buraya ?
--evet tabi geliyorum bir iki aydır buraya geliyorum.
-hımm anladım. iyi geliyor diyorsun yani. ?
--evet iyi geliyor yalnızlığı severim.
-ne denli bir yalnızlık peki bu. ?
--kafa dinlemelik, kendimi daha iyi duya bileceğim bir yalnızlık. acı vermeyen ama mutlu da etmeyen bir yalnızlık.
-hımm anladım. tuhaf birisin. adın ne peki. ?
--kelebek adam diyelim mi ?
-hımm, eğer ben olmasaydım kelebek adam bir kelebeğin kurbanı olacaktı buna ne demeli. ?!
--şanslıymışım diyelim biz. ( ufak bir tebessüm atarak. )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLATICIDAN BİR NOT:"Kelebek adamın dilinden"
Romance----"21 ocak 2016 İstanbul, zeytin burnu kanal D stüdyoları. *bir programın konuk listesi : ....kelebek adam.... Konser boyunca tüm salon sessizce dinledi ben de oradaydım. şarkı söylerken ki o ellerinin hareketleri, hala bekleyen bir...