3. BÖLÜM

12 2 0
                                    

Hayat hiç ummadığımız zamanlar da hiç ummadığımız şeyler çıkartır karşımıza. Birimizin hiç aklından geçmeyen şey 2 saniye sonra karşısında olabilir. Benim şu an ki durumum gibi. Bulut'un da aynı benim gibi olduğunu fark etmem uzun zamanımı almamıştı. Çok şaşkındık. Kaldırımın üstünde oturup sessiz feryat eden iki insanın yaklaşık 1,30 saat sonra karşılaşacağı hangimize mantıklı gelirdi ki...

Adını bilmediğim kadının sorusuyla kendime geldim. ''Siz nereden tanışıyorsunuz?'' Bulut la birbirimize bakarken Bulut benim yerime de mantıklı bir cevap verdi. '' Mezarlıkta tanıştık anne''. Bulutun bu cevabından sonra herkesin bize karşı olan bakışları değişti.Meraklı bakışlar yerini acıyan bakışlara bıraktı. Nefret ettim bir kez daha insanlardan, şu konuşmadan sonra acınası bakışlar atmayan insan yoktu çevremde.

''E hadi içeri geçelim artık '' diyen nazik Leyla idi. Aslında iyi kadın da sevemiyorum işte. Herkes içeri doğru giderken içeri gidip gitmemek arasında kaldım. Ama en mantıklısı odama çıkmaktı. Ve öyle de yaptım, odama çıktım. Hala şokta bir şekilde yatağıma uzandım. Hayat gerçekten garip .Neyse ne en iyisi uyumak diye düşünmüştüm ki babamın sesini duydum . "Asya kızım " " Efendim " diye bağırdım . Hiç aşağıya inecek halim yoktu. Cevap gelmeyince tekrar uyuma pozisyonuna geçtim. Fakat bilin bakalım noldu kapı çaldı. Hiç istifimi bozmadan "Gir" komutunu verdim . Kapıya baktığımda gelen Bulut du. " Sizinkiler aşağıya gelsin dedi" diyip gitti. Hayır anasını sattığım dünyasında bana huzur yokma sokayım böyle işe. Derken söve söve asağıya indim. Sanki herkes beni bekliyormuş gibi bir anda sustu. Devlet sırrı konuşuyorlar sanki. Boş bulduğum 'ilk koltuğa kendimi attım .2 3 saniye sonra zaten herkes konuşmasına geri döndü .

Ben mal mal etrafıma bakınırken adını bilmediğim teyzenin sorusuyla tekrar ortama dönüş yapmış oldum. "Kaçıncı sınıfa geçtin tatlım" "3 efendim" Dedim ve konunun kapanmasını diledim. Etrafımda ki insanlar iyice yapmacık gelmeye başlamıştı. Dayanamıyordum. Tabi ki Leyla da bunun altında kalmayıp. "Bulut sen kaçıncı sınıfa geçtin tatlım?" hiç beklemediğim bir rahatlıkla yüzünü telefondan kaldırmadan "3" dedi ve işine döndü. "Leylacım bakma sen buna bu sene kaldı bizde okulunu değiştirdik" "İyi yapmışsınız Emelcim . Hangi okula aldınız peki?'' "Özel Güneş Koleji hayatım " " A ne güzel Asya da orda yabancılık çekmez" Gerisinı dinlemedim demek bizim okula geçti. Neyse ne beni ilgilendiren bir şey yok. Ortamdan sıkıldığımı hissettiğim de odama çıkmak en doğrusuydu benim için. Etrafa baktığım da Bulut telefonu bırakmış mal gibi etrafa bakınıyordu. İkimizide kurtarmak adına "Baba Bulutla benim odamdayız " deyip Bulutu çekiştire çekiştire odaya götürdüm. "Eşyalarımı karıştırmamak şartıyla oda senin deyip kulaklığımı almaya balkona çıktım. Çıktığım zamanki rüzgâr muhteşemdi.Belki o an o rüzgâr bana yeni acılar getiriyordu. Belki o an o rüzgâr benim acılarımı almaya geliyordu. Bilemedim. Ağlarken rüzgâra çıktığında göz yaşları kurur insanın. İyimidir kötümüdür bilemeyiz biz insan oğlu. Bu rüzgâr da öyleydi. İki damla yaşı profesyonelce kurutmuştu. Ama yenileri hazırdı. O soğukluk vardır ya hani gözyaşı soğukluğumu deriz ne deriz bilmem. O üşütür bazen insanı. Aslında o soğukluk rüzgâr soğukluğu değilde ruh soğukluğu dur.  O zaman rüzgâr bize iki mesaj verir. Bir toplanma zamanın geldi bak kurudu gözyaşın güçlen demesidir . Bi de bak bu da kurudu bırak artık güçlüyüm ayaklarını bittin tükendin sen, o kurudu fakat yenisi hazır der. Hangisini.seçeceğimize kim karar verir peki? Ben mi? Hayat mı ?. 

Beyaz bir şey geçti o an gökyüzünden melekti belkide. Ya da annem? Ya abim? Belki de ablamdı o beyaz şey. Hissettiler sanırım bu gece onlara bir kez daha ihtiyacım olduğunu...

Gözlerimi iki kere açıp kapattım. Duygularımı kapatmadım. Bulut zerre umrumda değildi. Tek isteğim yatağıma oturup, karşısında olan siyah beyaz duvarı incelemek. İncelerken sessizce ağlamak istiyordum.

Odaya girdiğim de gördüğüm manzara garipti ama umursamadım. Yatağımın karşısında ki koltuğa oturup, çoraplarımı çıkardım. Bulut şu an yatağım da uzanıyordu ve benim sesimi çıkarmam garibine gitmişti. "Yatağıma uzanacağım kalkacak mısın ?" " Hayır şu an tek istediğim uzanmak" "Peki " deyip ışığı kapattım. Gece lambamı yaktım. Yatağa uzandım.

Bulut baya şaşırmıştı. Telefonumu çıkartıp kulaklığımı  taktım. Oturur pozisyona geçtim ve duvarımı izlemeye başladım.

O an en güzel andı. Sessizce çığlık atıyordum. Sessizce haykırıyordum. Ve benden bir tane daha yanımda oturuyordu. Uzanıyordu.

Ne garip diye düşündüm... Sen onca hayal kur, kurgula planla. Bomm birden her şey patlasın yok olsun. Bir insanın hayatı hep böyle mi olur.Ama alıştım ben artık. Ve en kötüsü de bu. Acıya alışmak...

Umarım beğenirsiniz...

Umutsuzlar ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin