Acı diye tanımladığımız şey aslında duygularımızın fazlalığı ve bizim bunların altında ezilmemizdir.
Bunu üç harften oluşan bir kelimeye sığdırmak ne kadar doğrudur peki? Bu bizim acizliğimiz, ezilmişligimiz değil midir? Kim oturup altında ezildiği duygularını anlatır ki. Daha doğrusu anlatabilir ki. Kaç kişi dinler bu çöküşü? Kaç kişi şahit olur bu yıkıma ? Kaç kişi şahit olmak ister bu yıkıma ? Kimse..
Bu nedenle biz "acıyor " veya buna benzer terimler kullanırız . Peki yıkılan ne kadar dayanabiliyor bu yıkıma bunu bilen varsa söylesin çünkü ben bilmiyorum.
İnsanlar diğer insanların acılarını küçümser. Sanki en büyüğü kendininkiymiş gibi. Kusura bakmasın kimse her bünyenin acı kaldırma kapasitesi farklıdır. Her acıdan sonra acıyı çeken bir harabe olarak kalır. Sizin en gamsız dediğiniz insanların bile öyle yıkımları vardır ki hikâyelerini dinleseniz vay amına koyayım dersiniz . Bu nedenle kimsenin acısını yıkımını her ne bok olarak tanımlayacaksanız küçümsemeyin. Zararlı siz çıkarsınız. Müziğin durmasıyla telefonun ekranına çevirdim gözlerimi. Bora arıyordu. Bora kim diye sorarsanız en yakınım. Gaye den sonra.
" Efendim Bora?"
"Nasılsın lan?"
" İyilik be her zaman ki gibi."
"İyi olduğuna eminmisin ? Bugün şey ya."
"Evet bugün o gün ama artık alıştım Boram ya boşver."
"Peki daha önceki aramalarıma neden cevap vermedin? Arada mesaj atmasan öldü sanacaktım artık"
"Keşke..."
"Asya sıçtırtma belana saçma sapan konuşma. Bak ben ne diye aradım ne konuşuyoruz."
"Hayırdır bir şey mı oldu ?"
"Ha yokta 2 saat önce geldim. Yarın Bizim Bahçeye gel de hasret giderek."
"Bizim Bahçe mi ? Neyse kaçta orada olayım ?"
"1 gibi orda ol bende orda olacağım"
"1 de oradayım gecikirsen kalkar giderim yapmadığım şey değil"
" Biliyorum, 1 de oradayım . Seviyorum seni."
" Bende seni seviyorum " İşte normal bir konuşma. Tabiki de etrafımda ki herkes garipsiyordu bu tür konuşmalarımı. Bulut da şaşırmıştı fakat çaktırmamaya çalışıyordu. Umursamadım. Bugüne.kadar kimi umursadım ki? Gerizekalı insanların düşünceleri bir yerimde bile değil. Gaye ye haber vermem.gerektiğini hissettim. Gayeye mesaj attım .
Gönderilen: Gaye
Yarın 1 de Bora ile Bizim Bahçeye gidiyoruz gel.
Gelen: Gaye
Yarın 1 de oradayım.
Cevap verme gereği duymadım. O.da alışmıştı hatta en çok o alışmıştı. İki yakınım vardı Gaye ve Bora onları da kaybedemezdim. Ablam gitmeden önce normal sayılmasa da bence normal bir hayatım vardı. Sevgilim olmuştu. Ayrılmamız biraz ironikti ama ben haklıydım. Mal bana Bora dan uzak dur demişti. Koyduğumun malı. Tabiki de sonuç olarak ayrıldık. O zamanlar da bu tür şeyleri takmazdım ama üzülmüştüm. Bora ve Gaye hep yanımdaydı. Kimsenin yanında ağlamazdım. Ama onlar kimse değildi.
Evet ya önceden normaldi benim hayatım. Maç izlerdim, sinemaya giderdim, pikniğe giderdik,yüzerdim. Şu an izlediğim maçların hiç birinden keyif alamaz oldum. Değiştim. Benimle beraber insanlar da değişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuzlar Şehri
Ficção AdolescenteUmudumu kaybedeli çok olmuştu. Umudunu kaybedeli çok olmuştu. Peki umut varmıydı? "Bazen sadece eskisi gibi umut etmek istiyorum" "Biliyor musun? Bazen bende istiyorum"