Diriliş
Kızım; Yeşim Irmak 'a
ve Tülay anneme
kullar
ateşten gömleklerini çoktan giydiler
Azrail'in tırpanından savrulan günah tozlarını
kurak dudaklarıma bir damla su hürmetine
bağışla
Ali'nin kılıcıyla kesiyorum kibrimi
göğsümde biriktirdiğim ceset taburuyla
çözülüyor diz kapaklarımın bağı
dikiş tutmuyor pişmanlıklarım
'ölü eti çiğneyen' savaş köpekleri hasta
kuduz sokaklar dar mekan
bir esre boyu kadar ses ol yalnızlığıma
'yak yeryüzünün bütün çirkinliklerini'
ve doğur Meryem'in duasında günahsız ları
kül karası ın behrinde savur ı
yeniden filizlensin Ademoğlu
göçebe bulutların kaburgalarını soyup
diriliş kıyımında sonsuzluğa giden
yüzleri iğdiş canilerin ten uyuşmazlığında
kangren dudağımdan eksiltme şükrü
ve eksiltme yanımı baba yüreğimden
gölge koleksiyoncularının şerrinden kaçıp
yüreğimin mağarasına sığınan umudu koru
su's s'açılımında ses öl mülteci benliğime
yeşil karanlık gecelerin aymazlığında
zihin haritaları talan edilmiş ırkın yangınına
su o l
beyazın alnında kara bir lekedir savaş
bu yangını söndür 'Allahım
söndür
Barış Çiçek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Karası
Poezjakül karası bir dengbejin yanık sesinde vuruldum gözlerinin mülteci yalnızlığına ruhumu karanlığın en koyu tonuna bırakıp bir buğday tanesiyle dertleştim güneş içini döktü bana seni anlattım s u s t u göçebe bulutlar taşıdı hüznümü sana geç kal...