Tutsak Nefes:(3)

71 6 0
                                    

Acının hükmü yoktu.Acının tarifi yoktu.Acının göz yaşları vardı.Boğazın düğümlenirken göz yaşlarını serbest bıraktım.Kalbim delisine atarken sadece onu düşünüyordum.Babamı...

Bizi yıllar önce terk eden adamı.Belki de göz yaşlarımı hak etmeyen birisiydi. Ağlıyor muydum ben. Birkaç öncesine kadar ölse umrumda bile değil adam için.Ağlıyor muydum ölmesi için defalarca dua ettiğim babam için.

Babam için...Gözleri nefretle bakan babam için.İçimde öyle bir acı vardı ki tarif edilemezdi.Kalbim tekliyordu. Kanımın çekildiği hissediyordum.Başım dönüyordu.Küçüklüğümden hatırladığım kadarıyla sureti gözümün önüne gelirken olamaz diyerek mırıldandım...

Gözlerimin önü karalıyordu.Sesler uğultu kimi gelirken Eylül hanım diye bağıran ses.Kendimi karanlığa bırakırken sadece babamı düşünüyordum.Birisi beni kaldırırken karanlık beni içine çekiyordu.Karanlık en çok korktuğum seyken şu an en ihtiyacım olan şeydi...
....

Gözlerimi yavaşca açtığında başım fena halde ağrıyordu.İçimde ki acı halt safadayken sadece anneme sarılmak istiyordum.Yıllar önce bizi terk eden babam için fazlaydı bu acı.Kendimi o kadar güçsüz hissediyordum ki savrulan yaprak gibiydim.Karşımda bana telaşlı gözlerle bakan birisini görünce kimsin dedim.Takım elbiselerinin içinde oldukça ciddi duran adam ellerini üstüne silerek iyi misin dedi.Bu adam şaka olmalıydı. Gözlerimi kısarak oradan iyi gibi mi duruyorum dedim.

Aynı şekilde biraz şaşırsa da   toparlayıp konuşmanız gereken detaylar var efendim.Siz de iyi olduğunuza göre her cümlesi tedirgindi. Hissediyorum.Soğuk kanlı gibi durmaya çalışsada rengi atmışdı.

Bu adamı sevmemiştim.İyi duruyormusum.Sanki onun babası vefat etti.Gözlerim annemi ararken yavasça kanepeden kalktım.Anne diye bağırırken nerede olduğunu merak ediyordum.

Hızla arkamı dönüp bana şaşkın gözlerle bakan adama annem dedim.Nerede.

İşin kötüsü ablamda yoktu ortalıkta.

Karşımda ki adam elleriyle bir yeri  gösterirken konuşana diye sessiz şekilde bağırdım.

Sinirli bir ses tonuyla yukarıda diyince ölümcül bakışlarımi ona gönderdim. Aynı şekilde o da bana ölümcül bakışlar atarken hızla merdivenleri çıktım.

Annemin odasına yaklaştığımda nefesimi tuttum.Ağlıyordu..Ağlıyordu. Benim can evim Ağlıyordu.Ablam anneme birkaç şey söylerken sadece titriyordum.

Anne tamam üzülme.Bizi terk eden adam için üzülme.

Annemin sesi düşündüğden daha kötü çıkarken "nasıl üzülmem Nur kaç sene hayat yoldaşlığı yaptık. O üzüldü ben üzüldüm.O kah oldu benim ciğerin yandı.O bizi terk etti.Ben burada hayatta kalabilme mücadelesi verdim.Şimdi vefat etti.Benim içim yanıyor. Nasıl şöyle nasıl üzülmeyim . Başka bir kadından çocuğu varken. O çocuğa benim bakmi mi isterken"

Olduğum yerde çivilenirken kapı dinlemek mi Eylül bu sene ne kadar adil. Bu sesin sahibi sinir bozucu adamdı. Arkamı hışımla dönüp göz yaşlarını sertçe sildim. S-Sen sen ses sesini yoksa bu son konusman olur diyerek sertçe kapıyı açtım.

Annem yerde hıçkırık ağlarken Eylül diye mırıldandı. Ağlamamak için kendimi zor tutarken lanet olacasi göz yaşlarım kendiliğinden akıp gitmişti. Annemin yanına giderken dayanıiyorum demesi benim daha çok ağlamama sebep oluyordu.

Annemin saçlarından öpüp geçecek desemde gecmiyeceğini biliyordum. Bu acı İçimizde bir yerde hep kalacaktı.

O velet bu evden içeri adım atamaz anne.

Karşımda bakan bakan adamı görünce yüzümü buruşturdum. O da bana aynı şekilde bakınca annemin başına öpücük kondurarak odadan çıktım.

"Bana nefret dolu gözlerle bakacağına önüme düş"

Ağzım açılırken sadece ona baktım.Sinirlenmişdi... Gözlerimi açarak asıl sen benim önüme düş diyerek merdivene yöneldim. gelip gelmediğini kontrol etmek arkamı döndüm. Gülüyordu.
Ne cüretle!

Bakışların da ki manayı çözemesemde birşeyler gizlediğine adım kadar emindim.

Bakışlarımı ondan alıp muftağa doğru giderken aklım allak bullaktı.
Bu adamın gizlediği birşey vardı.

"Eylül hanım"

Parmaklarımla ritim tutarken ne var anlamında başımı salladım.

Gülüyordu. Kiminle alay ediyordu bu adam.Ne cüretle ne hakla!

Sesimi kontrol ederek herşeyi anlat dedim bir çırpıda. Herşeyden kastım neydi bilmiyordum. Gözlerini üzerime dikerek adım Selim dedi. Babanızın avukatı aynı zamanda...."düşünüyor muydu  bu adam. Boğazını temizleyerek "Yakın aile dostuyum"

Yalan söylüyordu hissediyorum. ona bakerken boğazımi temizlerek
devam et dedim.

"Kanserden vefat etti babanız.Çok acılar çekti...direndi... ama olmadı.Bundan 10 yıl önce falan evlendi.Nazlı adında bir kız çocuğu oldu.Kader bu ki doğar doğmaz öksüz kaldı..."

Gözlerimin yandığı hissettiğim de bundan bana be adam... Bizden ne istediğini anlat. Babamın ne plandığını anlat.

Ses tonu sertti. Gözlerini gözlerime sabitledi ve dudağını emerek konuşmaya devam etti. "Babanız sizden Nazlıya bakmanızı istiyor aynı zamanda bir Veliat olmanızı"

"Oldu  canım başka"

Mutfaktan hızla çıkarken arkami dönerek Evimden çıkın ve mümkünse bir daha gelmeyin"

"Mümkün değil konuşacaklarım bitmedi"

Son bir umutla bittiği an buradan gider misiniz dedim.

"Yarın öğle ezanından sonra burada cenazesi kalkacak... Ha bu arada sana vermem gereken bir şey var"

Hızlı ve emin adımlarla evden çıktı. Pencereden bakerken arabasina doğru yöneldi. Emin değildim ama güven veriyordu bu adam.

Ne getireceğini merakla beklerken simsiyah bir kutuyla karşıma dikildi."Bu senin inan bana merak ettiğin tüm sorulara  yanıt bulacaksın"

.....

Tutsak NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin