- Ver şu sigarayı ! -

409 57 69
                                    

Elimdeki sigarayı kaldırdım, derin bir nefes çektim. Sıcak ve yakıcı duman doldurdu içimi. Kafamı kaldırıp yavaşca yukarıya doğru üfledim. O sıra da hışırtılı bir ses geldi. Kaşlarımı çatıp etrafa bakındım. Ama kimseyi göremedim. Umursamayarak sigarama çevirdim bakışlarımı. Tekrar bir nefes çekeceğim sırada yine bir ses duydum. Hızla çevirdim bakışlarımı. Sanki o sesin sahibini yakalayacakmışım gibi.

"Kim var orada?" diye seslendim soğuk sesimle.

'Korku filmi falan mı çekiyoruz hayırdır' diye söylendim içimden. Açıkçası şu an okulun arka bahçesinde sigara içiyordum ve nöbetçi hoca beni bu şekilde bulsa evet korku filmi asıl o zaman başlardı. Her neyse deyip omuz silktim ve önüme döndüm. Tam sigaramdan bir nefes daha çekicek iken bir anda kendimi yerde buldum. Şaşkınlık içinde gözlerim açıldı. Her şey bir anda olmuştu. Saçlarım önüme düşmüş görüş alanımı kapatıyordu. Ellerimi birbirine sürtüp silkeledim ve ne olduğunu anlamak için saçlarımı gözümün önünden çektim. Kafamı kaldırıp bana çarpan hayvana baktım sinirle.

Üstünü silkeliyordu.  Gözleri benle buluşunca özür diler gibi bir bakış attı. Daha sonra elini uzattı kalkmam için. Atarlı kız triplerine girmeme gerek olmadığından bende elimi uzattım. Sıkıca tuttu ve kalktım yerden. Üstümü silkelediğim sırada konuştu:

"Afedersin sana çarpmak istememiştim." dedi nefesini düzene sokmaya çalışırken.

"Önemli değil." dedim sesime yansıyan sinirle.

" İyisin değil mi? Kusura bakma ben hızımı alamadım." dedi inandırmaya çalışarak. Ellerini saçlarına daldırdı.
Herkes dersteydi ve bu çocuğun okulun bahçesinde ne diye koştuğuna anlam veremedim. Hoş, anlamama da gerek yoktu zaten beni ilgilendirmezdi.

"Sorun yok. İyiyim." deyip omuz silktim ve biraz ileride ki banka ilerledim. Bankın yaslanma yerine çıktım. Elimi cebime atıp yeni bir sigara  ile çakmak çıkardım. Aslında sigarayı o kadar seven biri değildim. Yarım kalan sigaram adına içecektim.

Göz ucuyla çocuğun hâlâ gitmediğini fark ettim.

"O şeyi içmiyorsun değil mi?" dedi sigara mı kastederek.
Kafamı çevirdim. Öylece durmuş bana bakıyordu. Gözlerimi devirerek:
"Gördüğün üzere. " deyip sigarayı dudaklarımın arasına koydum ve yaktım.
Yine konuştu.
"Hey hey bir saniye. Ver şu sigarayı. " dedi ve bana doğru gelmeye başladı.
Şaşkınca:
"Seni ne ilgilendirir?" diye sesimi yükselttim.
"En azından benim bulunduğum ortamda sigara içilmez. " diyerek karşımda durdu.
"Ama burası da açık alan farkındaysan. Hem senden izin mi alacağım? Kim oluyorsun sen?" dedim öfkeyle. Ne karışabilir ayda yılda bir içtiğim sigarama? Ne hakla?

Üzerime doğru bir hamle yaptı ve sigarayı elimden tuttuğu gibi çekip aldı. Cidden mi?!

"Ver şu sigarayı!" dedim artan öfkemle.
Elinde tuttuğu sigarayı yukarı kaldırdı.
"Buyur gelde al. Tabi boyun almaya yeterse. " Gülümseyerek dalga geçti.
Gülümsemesine takıldı bir ara gözüm. Çok kısa bir ara. Geri hemen bakışlarımı gözlerine çevirmiştim. Gözleri renkliydi.

Banktan indim hızla.
Uzanmaya çalıştım sigarama ama maalesef alamadım. Gözlerimi kısarak:
"Bittin sen göt beyinli!" diye bağırdım. Sesim bahçe de yankılandı.
Evet sinirlenince birazcık ağzımı bozabiliyordum. Aklımda yumruk atma planları yapmaya başladım. Acaba neresine atsam daha acı verir?!

Kahkaha attı bağırışıma. Resmen benimle oyun oynuyordu. Sigarayı alma çabalarım ise beni umutsuzluğa sürüklüyordu. Sanırım dedigi gibi kısaydım..

Gözleri bir yere takıldı. Dilini dudaklarının arasında gezdirdi ve gülümseyerek:

"Bence ikimiz de bittik ufaklık."

   Kendimi müdürün odasında koltukta otururken buldum. Bu zamana kadar hocalara yakalanmışlığım yoktu. Arka bahçede ki kamera da başka yöne bakıyordu ve ben o kameranın çekemediği  kör nokta da içerdim. Ama bu çocuk yüzünden hocaya yakalanmıştım ve buradaydım.

"Okulun arka bahçesinde sigara içmeye utanmıyor musunuz gençler? Hele de sen kızım. " Kaşları çatık ve sorgulayıcı ifadesiyle bana bakıyordu.
Karşımda oturan çocuk da dikkatini vermiş bana bakıyordu.

Gözlerimi devirdim.
"Bir eğitimci olarak yakıştıramadım size hocam. Erkek kız ayrımı mı yapıyorsunuz? Hele de sen kızım' diyerek sadece beni suçluyorsunuz." Hocalardan korkan, tırsanlardan değildim. Sonuçta hakkımı savunmalıydım. Yanımda ki çocuk da madem sigarama karışmıştı, onu da bu suça ortak etmeliydim.

"Terbiyeli ol. Benimle bu şekilde konuşamazsın. Hem bu yaşta sigara içiyorsun hem de okulun bahçesinde içiyorsun. Velini çağır. " dedi arkasına yaslanarak.

"Emredersin müdür bozuntusu. " dedim fısıltıyla. Karşımda ki çocuk kıs kıs güldü. Bakışlarımı çocuğa çevirdim.

"Ne dedin sen?"
Hocanın ani sesi gözlerimi kırpıştırmama neden oldu.
Gülümsemeye çalıştım ve gözlerimi hocaya çevirerek "Bir şey demedim hocam. " dedim kısaca.

Müdür bana kötü bakışlar atıp karşımdaki çocuğa döndü bu sefer.
"Peki sen evladım? Doğru düzgün birine benziyorsun. Nasıl rahat bir şekilde bahçe de sigara içersin?"

Ne yani görünüşü onu düzgün biri olarak mı gösteriyordu?  Peki benim görünüşümde ne vardı?

"İzninizle hocam konuşmaya başlayacağım. " dedi ve yaslandığı yerden doğruldu.
Dikkatini hocaya verdi.

"Okulun müdürü olarak sizin, ders saatlerinde öğrencilerin kullandığı erkekler tuvaletinde sigara içtiğinize bizzat şahit oldum. Şuna da bakın ki biz o saatler de ders işliyoruz ve derste tuvalete gitmek biz öğrencilere yasak. Liseler de böyle kesin bir yasak da duymadım doğrusu. Öğretmenlerden ve öğrencilerden koku yüzünden şikayet gelince de, tabi bunun suçlusu biz öğrenciler oluyoruz. Ne var biliyor musunuz? Okulun müdürü böyleyse kim bilir öğrencileri nasıldır. Bir müfettişin kulağına gittiğini düşünsenize. Hemen endişelenmeyin. Bu sır bende güvende. Tüh ama artık üç kişinin bildiği şey sır değildir, değil mi?"
Kendinden emin bakışlarını sorarcasına bana çevirmişti.

Kaşlarım havada şaşkın bakışlarımla ona karşılık verdim.

Hoca öfkeden kızarmış haliyle:
"İkinizde çıkın dışarı! Bir daha sizi karşımda görürsem okuldan atarım!" Adeta ağzından tükürükler saçıyordu.

"Eyvallah hocam. " deyip göz kırptı çocuk.
Gülmemi engellemeye çalıştım dudaklarımı birbirine bastırarak.
Çocuk önde ve ben arkada odadan çıktık.

"Teşekküre gerek yok. " dedi önden önden ilerleyerek. Gülümsedim.
"Eden de yok zaten. "

Durdu ve bana döndü.
"Seni müdürden kurtardım daha demin. Hatta sigaradan nefret ettiğim hâlde içmiş durumuna düştüm. Artı birde hocaya meydan okudum. Sonuç olarak tabi ki teşekküre gerek var!"

"Pekâlâ, iyi iş çıkardın. " dedim omuz silkerek.
"Teşekkür?"
"Kaşınan sendin. Bahçe de bana bulaştın. Ben asla hocalara yakalanmadım. Senin yüzünden oldu tüm bunlar. Sen kendi götünü kurtardın bana bir iyilik yapmadın. " dedim kaşlarımı çatarak.
"Of sert kız, sigara içiyor oluşundan belliydi. " dedi gülerek.
"Ben gülmüyorum. Aksine sinir bozucu. Bir daha görüşmeyiz umarım. " dedim ve ilerledim.
"Görüşeceğiz elbet, aynı okuldayız. "
Mantıklı. Ama dönüp ona cevap vermedim. Cool cool ilerledim..

×

GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin