Birazcık Heyecan

139 27 0
                                    

Multimedyada kızların giydiği elbiseler var. Keyifli okumalar..

Melis
Dırr... Dırr... Dırr.. Öfkeyle gözlerimi açtım. Alarmı kapattıktan sonra paytak paytak banyoya doğru yürüdüm. Duş aldıktan sonra dolabın karşısına geçtim. Beyaz New York yazılı tişört altına fazla kısa olmayan bordo şort geçirdim. Beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra ayna karşısına geçip saçımı at kuyruğu yaptım. Bu gün Ardayla buluşacaktım. Yüzüm asıldı. Lanet olsun ya. Her neyse okuldan geldikten sonra düşünürüm ne yapacağımı. Aşağıya indiğimde abim yoktu. Babamlar yurt dışındaydılar. Bu iş görüşmesi onlar için fazla önemliydi. Sofradan ayaküstü bişeyler atıştırıp evden çıktım. Arabama atlayıp okula gittim. Nehirle Aslı bir bankta oturup sohbet ediyorlardı. Bu gün kafam fazla karışık. Okula doğru yürürken biri az daha arabayla beni ezip geçiyordu. İçimdeki kamyon şöförü çıkı verdi bir anda."Hooppp yavaş olsana lan."
Şöför koltuğunda oturan pencereni aşağıya indirdi. Kim olsa iyidir?! Ardacık. Yok mu bana bi alkış?👏🏻
-"Akşam görüşürüz"dedi ve göz kırptı.İyi ki hiç kimse fark etmedi. Ya da bana öyle gelmiş.Oflayarak kızların yanına geldim. Nehir bana noluyo?😉 bakışları atarken, Aslı da hadi yine iyisin😜 bakışları atıyordu. Çüşş ne ara bunlar ben tarafa baktılar? Sadece gülmekle yetindim.
-" Ee naber?"dedim
Nehir:"İyi işte her zamanki gibi"
Aslı:" Asıl senden naber?"
Melis:" Sorma ya yukarıda anlatırım."
Sınıfa geldiğimizde Aslıyla Nehir beraber oturdu. Benim yanım boştu. Hemen de sattı gıcık. Ama olsun ya Aslı iyi kız. Eğer kıskanmış olsam şimdiye saçı başı yolunmuştu😂. Hoca sınıfa girdi. Ve hemen ardından muhteşem üçlü de geldi. Ben de kim yoktu diyodum. Canla Burak beraber oturdu. Hay benim şansıma. Sınıfta bir tane boş yer vardı. O da benim yanım. Şimdi ne yapsamki. Birden kulağımdakı sesle irkildim.
-"Merak etme ısırmam"
Dondum kaldım. Ama altında kalırmıyım?
-"Ben yine de hazırlıklı olayım" deyip sandalyemi uzaklaştırdım.
Öküz sandalyenin bir ayağından tutarak beni yerime getirdi.
Tamam fazla abartmıycam. Arkama yaslanıp dersi dinlemeye devam ettim. Ya da kendimi öyle gösteriyordum. Her neyse. Arda bana mı seslendi? Hayır bana öyle gelmiş
Arda:"Heyy huhuu burdamısın Melis?😂Yerden Melise, yerden Melise. Bizi duyuyormusun?"
Ne kadar gülmek istesemde gülmedim. Yani yaptığı şakaya değil aptal aptal konuşmasına gülecektim. Ve evet yine de altında kalmadım. Allahım ölümüm Ardanın elinden olucak galiba. Ama yinede istediğimi söyleyecektim."Güleyim mi?"
Arda:"Gülmek için söylemedimki" dedi ve göz kırptı. Sonra devam etti."Akşama heyecanlımısın? Ee tabi her kızın arzusu Arda Karahanlıyla güzel bir akşam geçirmek."
Melis:"Aa ne demek. Tabiki de heyecanlıyım. Hatta şuracıkta düşüp bayılacağım.😏"
Arda:"Biliyorum bana dayanamıyorsun ama o kadar kendini kaptırma bence😏"
Resmen kapak etti. Ne desemki. İç sesim haklı valla. Bir kereyle bişey olmaz. Bir defa da kapak ettiği için o sevinsin dimi?
Okulda olduğumuz sürece fazla konuşmadık. Eve geldiğimde hazırlanmaya başladım. Tabiki de güzel olmalıyım. Yanlış anlamayın Arda için değil yani kendim için. Melis Aksoyum ben yaa. Acaba nereye gidicez. Hangi restoran ola bilir? Ha da hayır bar ola bilir. Ama yok ya deniz kenarı da olur. Hepsine uygun olacağını sandığım güzel çokta kısa olmayan bir elbise giydim. Altınada tatlı topuklu ayakkabılar. Hafif makyaj ve saçlarıma da su dalgası yaptım. Evet! Harikayım! Utanmasam kendime aşık olucam. Öyle bakmayın ya! Ne yapayım?! Bende sonuçta bir kızım değil mi?😊 Evet saat yavaş yavaş 8e yaklaşıyordu. Abimi çoktan Zeyneple beraber paketlemiştim.
Nehir
Bu gün ilk defa Melisden bu kadar uzak kalmıştım. Evet biz o kadar yakındık. Son zamanlarda artık olanları da bir birimize anlatmıyorduk. Bunu hiss ede biliyorum. Çünkü Melis ne zaman bana bişeyler anlatmasa, fikrimi almasa kafası hep karışık olur. Ben de ondan farklı değilim. Tamam Aslı da var ama ona alışmamız için daha çok zamana ihtiyacımız var. Okulda yeterince sıradan bir gün geçirdikten sonra eve geldim. Burak akşam beni biryere götürecekti. Fakat nereye gideceğimizi söylememişti. Bende elbise giyiyim bari. Sade lacivert elbisemi giydikten sonra saçlarımı taradım. Zaten dalgalı duruyordu kendisinden. Hafif makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Saat 8e yaklaşıyordu.
                          Melis
Evet saat sekizdi. Ve telefonuma mesaj geldi.
Arda:"Buradayım"
Arama zahmetinde bulunamamış öküz. Her neyse aşağıya indim. Çanta almadım. Sadece telefonumu aldım. Dışarıya çıktıktan sonra burada iki tane arabanın olduğunu fark ettim. Ee, hangisi Ardaydı? Acaba geri mi dönsem. Ya da arayayım. Evet arayayım. Çalıyor, çalıyor... "Açsana be adam!"diye kendi kendime mırıldanmıştımki açtı.
Arda:"Bana mi dedin?!"
Melis:"Evet sana!"
Arda: "Melis adamı çıldırtma ne söyleyeceksin?"
Melis:" Imm şimdi ben dışarıdayım. Ve önümde iki tane araba var. Acaba hangisi seninki diye sorucaktım. Siyah mı, gri mi?
Arda:" Siyah olan"
dedi ve kapattı. Yavaş yavaş siyah arabaya doğru gidiyordum. Ee kapıyı açmak yokmu? Bir öküzden ne beklenirki zaten! Ön kapıyı açtım ve gördüyüm manzarayla şok oldum. Bu Arda değill!!
-"Şey ben özür dilerim. Sizi arkadaşım sandımda"dedim ve kapıyı kapattım. Diğer gri olan arabanın kapısı açıldı ve içinden kahkahalara boğulan Arda özür dikerim gerizekalı öküz çıktı.
-"Çok mu komik?!" dedim
-"Evet. Fazlasıyla. Al bakalım bana ters cevaplar vermenin cezasını"
-" Ben vaz geçtim eve dönüyorum. Sen artık kendi kendine gidersin."
-" Gerçekten mi?" dedi ve telefonunu cebinden çıkardı.
-"Allahım sen bana sabır ver! Ardanın katili olmayayım bari!"
-"Benim mi?"
-"Evet senin! Sen nasıl egoist, kendini beyenmiş, öküz, umursamaz..."saydırıyordumki Arda
-"Hadi geç otur!" diye emr etti.
Yapacak bişey yok. Sadece bir gün sabr etmem gerek.
                            Nehir
Saat tam sekizde Burak beni aradı.
-"Efendim?"
-"Buradayım Nehir"
-"Tamam geliyorum"
Telefonu kapatıp çantama koydum. Kapıyı açtım. Tam çıkmak istiyordumki çiçek tutmuş biri kapıdaydı. Çiçeklerden yüzünü göremiyordum. Bende çiçeklere baktım. Çok zevkle hazırlanmış pahalı bişeye benziyordu. Tek kaşımı kaldırarak"Kimsin sen?"
dedim. Çünkü Burak bu adamı görse doğduğuna pişman ederdi. Adam çiçekleri yavaşça aşağıya indirdi. Gördüyüm yüzle gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Şakamısın ya sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin