Arda görmüş olcucakki "Ne söyledi?!"diye gürledi. "Hiç bir şey!"dedim. Kokuldan sıkarak "Uzatma Melis! Ne söyledi diyorum!"dedi. Kolum morarıcaktı. Elimi Ardadan kurtararak "Sen kimsinde bana bağırıyorsun?! Selinin yanına gitsene sen! Dans falan edin! Biraz önce ben yokmuşum gibi davranıyordun ya! Hadi devam et!" dedim. Sonra hemen hızlı adımlarla yanımdan ayrıldım. Gerizekalı kendini ne sanıyorsun ya! Masaya geldiğimde garsonun ikram ettiği içkilerden aldım. Üç tane içtim. Hepsini bir seferde başıma çekmiştim. Burak, Can ve Aslı şok olmuşcasına beni izliyorlardı. Burak kulağıma eğilerek "Son defa içki içtiğinde neler olduğunu hatırlıyor musun?"dedi. Omuz silktim çünkü patlamak istediğim adam Burak değildi. Sarhoş olma ihtimalimin yüksek olduğunu biliyordum ama umrumda bile değildi. Sinirli olunca kendimi idare edemiyorum. İçkini fazla içtiğimden burası sıcak olmaya başladı. Soğuk ve açık hava istiyordum. Masadan kalkarak "Ben dışarıdayım"dedim. Bir kaç adım attıktan sonra biri kolumdan tutarak beni durdurdu. Buraktı. "Telefonunu yanına al bari"dedi. Olumlu anlamda kafamı salladım ve uzattığı telefonumu elinden aldım. Dışarısı baya soğuktu. Fakat yanımda hiç bir şey getirmemiştim. İki iki ve ya üç üç gezen bir grup yoğunlukla sohbete dalmışlardı. Beni fark ettiklerinden emin değildim. Merdivenleri inerken bir anda başım döndü ama kendimi tutmayı başardım. Sonra dikkatle eteğimin aşağısından tutup kaldırdım. Böyle bir davette düşüp kendimi rezil etmek en son istediğim şeydi. Kollarımı göğüsümde birleştirerek yürümeye başladım. Davetin olduğu yere bakınca resimdekinden daha güzel olduğunu anladım. O an arkamda duran biri omuzuma ceketini attı. Kim olmasına bakmak için arkamı döndüm. Tanıyamamıştım. İçkili olduğum için umrumda bile değildi. Tekrardan önüme döndüm. Yanımdaki cocuk ellerini cebine koydu ve derin bir iç çekerek "Burda yenisin galiba"dedi.
Başımı olumlu anlamda salladım. Kaç kadeh içmiştimki? Başım dönüyordu. Durduk tere dengemi kayb ettim. Yanımdaki çocuk beni yakalamak isterken elimle durdurdum. Kendimi tuta bilmiştim.
Melis:"Peki sen?"
***:"Ben ne?"
Melis:"Sen yenimisin?"
***:"Hayır"
Melis:"Adın ne?"
***:"Kaan". ---medyada resmi var---
Melis:"Ben de Melis"
Kaan:"Neden mafya olmaya karar verdin? Hem de bu yaşta"
Melis:"Bilmem belkide heyecanı seviyorumdur"
Birden Kaanın telefonu çaldı. Telefonu hemen cebimden çıkartıp açtı. Konuşmasını dinlemeye başladım."Ne yani? Ne ara? Hiç ses duymadım! Dışarıda. Siz neredesiniz?! Ölen var mı?Tamam geliyorum! Geliyorum dedim!"
Kim ölmüştü?! Hızlı adımlarla restorana taraf ilerledim. Kaan beni fark etmeden hemen gitmişti. Masama taraf ilerliyordum ama hiç kimse yoktu. Etrafımda dönerek bizimkileri aradım. Ne abim,ne Zeynep, ne de bizimkiler yoktu. Bir anda Aslıyı görmemle küçük çocuk gibi sevindim. Yanına ilerledim.
Yanına vardığımda hemen heyecanla "Ardalar berede? Abim nerede?" dedim.
Aslı:" Nefes almayı unuttun"
Melis:"Aslı şaka yapmıyorum!"
İstemsizce gözümden bir damla yaş aktı. Ya vurulanlan kişi onlardan biri olsaydı.
Aslı:"Apar topar çıktılar"
Melis:"Nereye?!"
Aslı:"Bilmiyorum!"
Melis:"Biri vuruldu"
Aslı eliyle ağzını kapattı.
Aslı:"Kim?"
Melis:"Bilmiyorum"
Gözüm Muratın kardeşi Denizi görünce hemen ona taraf ilerledim. Aslıyı da kendimle beraber sürüklüyordum. Denizin yanına gelince "Murat nerede?!"diye bağırdım. Kız bir anlık durdu. "Bilmiyorum"dedi.
"Zaarrrttt. Yanlış cevap! Hemen onun yerini söyle!"dedim. Benden küçük olduğu için cevap vericekti. Nedense öyle hiss ediyordum.
"Benimle gelin"dedi. Sonra duraksadı. Yeniden bana baktı ve "Abim ıraya sizi benim götürdüğümü anlarsa beni öldürür. Sadece bakıp döneceksiniz" dedi. "Anlaştık"dedim. Tabiki orada önemli bişey olsa olaya dahil olucaktım. Bir hayli yürüdükten sonra restoranın arkasında bir yere geldik. Aslını durdumdum. Kulağına yavaşça "Silahın var mı?"dedim.
Aslı:" Daha önce hiç kullandın mı?"
Silahı tutmayı bile bilmiyordum. Ama yine de "Evet tabikide biliyorum"dedim inandırıcı bir şekilde. Eğilip elbisesinin altından bir silah çıkardı. İlk defa canlı canlı görüyordum. Bedenim buz kesti, ellerim titremeye başladı. Silahı korkuyla aldım. Denizi geri gönderip oraya doğru gittik. Yerde kanlar içinde yatan biri, kolundan yaralanmış Arda, beyaz gömleyi kırmızıya boyanmış Murat ve abimler falan vardı işte. Kaan da buradaydı. Birden Arda cebinden silah çıkardı. Kaana tuşladı. "Sen yaptın! Senin suçun! Geldiğimizde sen ve senin adamların vardı! Baksana nasılda sakinsin! Bunu ödeyeceksin!"dedi Arda.
Kaansa kendini savunarak "Birincisi benim adamlarım duymuş silah sesini! İkincisi ben olay zamanı biriyle sohbet ediyordum"dedi
Arda gülmeye başladı. "Kiminle? Hadi söylesene adını!"dedi Arda. Tam ateş edecekken onlara taraf yürüyerek "Kaan benimle birlikteydi!"dedim. Her kes şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
Melis:"Silahını yere at Arda! Kimin yaptığını bilmiyorum ama o kişi Kaan değil! "
Arda:"Onu tanımıyorsun bile!"
Melis:"Senden daha iyi biri olduğuna eminim! En azından bana acı çektirmiyor!"
Sözler ağzımdan dökülü vermişti. Kendime bile itiraf edemezken Ardanı kıskandığımı itiraf etmiş bulunuyordum. Ne yapacağım ben şimdi?
Yavaş adımlarla Ardanın yanına gittim. Silahına bakmaya başladım. Silahı yere attı ve ellerini saçına daldırdı. Kolumdan tutarak beni kendiyle birlikte sürükleme başladı. Abim bile ses çıkarmadı. Birden ateş sesi kuşağımı doldurdu. Kaandı. Bağırarak "Melis benimle kalıyor"dedi.
Arda sinirli sinirli bana bakarak "Seçimini etsene!"dedi.
Şu an hiss ettiğim tek duygu KORKUYDU.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şakamısın ya sen?
RomanceSahi .... Neydi sevmek? Bir muma ateş olmak mı?... Yoksa... YANAN BİR ATEŞE DOKUNMAK mı?