-4-

147 6 1
                                    

''... O anı gerçekten yaşamış olmayı dilemiştim. onun kokusunda, onun sesinde, onun varlığıyla herşeyden uzaklaşmayı. Ahh cidden bu kadar saçmalık yeterdi. Uraz sadece okuldan tanıdığın bir uyuz Minel, kendine hakim ol ve salak saçma düşünmeyi bırak ve uyu. Ve evet yarın okul vardı. Okulda hortlak gibi dolaşmak isteyeceğim son şeydi. Daha fazla oyalanmadan uyumaya bıraktım kendimi..

Sabah zorla uyanmıştım. Tabii gecenin bir yarısı saçma bir rüyanın etkisinde kalıp uyuyamayınca böyle oluyor. Daha fazla oyalanmamaya kara verdim, hızlıca hazırlanıp evden çıktım. Okula geldiğimde Miray okulda yoktu. Sırama oturup sınıfa girenlere bakarak vakit geçirdim. Dersin başlamasına 5 dakikadan az kalmıştı ve Miray hala yoktu. Aklıma gelen kötü düşünceleri yok etmeye çalışıyordum ama Miray' ın annesi Ayşe abla 'Aman kızım bugün de yat, dinlen.' diyen bir kadın değildi. Sınıftakilerin sessizleşmesi ile dersin başladığını anlamıştım. Dersimiz edebiyattı. Ezgi hocayı sevmezdim ama edebiyat dersi ile aram iyiydi. Fakat dün gece yüzünden uykusuzdum ve hiç ders dinleyecek psikolojide değildim bu yüzden başımı sıraya koydum uyanık kalmaya çalışarak dersi dinledim diğer dersler de böyle geçti. Miray hasta olduğunu belirten bir mesaj atmıştı böylelikle de içim bir nebze olsun ferahlamıştı. Okul çıkışında eve gitmek yerine sahile gitmeye karar verdim. Hava kapalıydı, pek kimse yoktu bu yüzden. Bir çift, bir yaşlı amca ve birkaç sokak köpeği. En köşedeki banka gittim, şarkı açtım ve denizi izlemeye başladım. Hiçbir şey yapmadan sadece denizi izliyordum ki beş dakika sonra yağmur çiselemeye başladı. Yağmuru çok severdim, kirden arındırır yıkardı insanı. Gizlenmiş duyguları ortaya çıkarırdı ama gözyaşlarını da gizlerdi. Bu yüzden en sevdiğim mevsimdir sonbahar. Herkesin aksine belki de yağmur yağdığında kaçmak yerine dışarı çıkardım. Şemsiye taşımam ben yanımda. Hasta olacağımı bilsem dahi yağmurun huzuruna bırakırdım kendimi. O sırada dinlediğim şarkının değiştiğini fark ettim. Cem Adrian şarkısı çıkmıştı.

''Geçmişi hatırlatır

Hatırlatır bu yağmurlar.

Bu yağmurlarda kaybetmiştim seni.

Ve karanlığı hatırlatır,

Hatırlatır bu rüzgarlar.

Bu rüzgarlar alıp gitmişti benden seni.

Ve şimdi sokaklar,

Sokaklar yalnızlığa çıkar.

Yıldızlar gökyüzüne,

Gece olunca bir şeyler çöker yeryüzüne.

Soğuk ıssız sessizce. ''

Anlamlandıramadığım duygular esir etmişti aklımı. Ne hissettiğimi, ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Bir his var içimde. Kaybolmasını istiyorum ama kaybetmekten de korkuyordum. Çok çelişiyordum kendimle. Neler olduğunu bilmiyordum, kazadan önce ne hissettiğimi delirircesine merak ediyordum. Aklım birinde takılı kalıyordu ama o kişiyle alakam ne bilmiyordum. Eksiktim, eksilmiştim. Bu düşünceler o kadar meşgul ediyordu ki beni düşüncelere dalıyordum sürekli. Okulda, yemek yerken, ders çalışırken, ödev yaparken, otururken hatta uyurken bile. Bir tek müzikte dinleniyordum. Bu yüzden barda çalışmaya başlamıştım. Paraya ihtiyacım yoktu, tek istediğim düşüncelerimi kafamdan uzaklaştırabilmekti. Kendimi toparlamaya çalıştıkça dağılıyordum sanki. Parçalarımı toparlayacak birine ihtiyacım vardı ve eksik parçamı tamamlayacak. Birinin elinden tutup ayağa kalkmaya ihtiyacım vardı. Babamın durumu canımı sıksa da anlayamadığım bir şekilde kırgındım ona, anneme, Asel' e. Bir şeyler gizliyorlardı benden. Asel' in gözlerine baktığımda gözlerini kaçırmasından anlıyordum bunu. Babamın konuyu açmamasından ve annemin konu kazaya geldiğinde konuyu değiştirmesinden. İyiliğim içindi belki ama bilmem gerekiyordu. O kadar yormuştu ki bu bilinmeyenlik. Daha fazla boğulmamak için toparlandım ve ilk işim kulaklığımı çıkartmak olmuştu. Cem Adrian' ın gündüzleri dinlenilmesi yasaklanmalıydı. 5 Dakikalık şarkı ile kendimden geçmiştim. Yağmur hızlanmıştı fakat saat geç olmuştu ve annem bir kez aramıştı. O sırada düşüncelerimle boğuluyordum. Eve gidince yine bir 'Yine nerdeydin? Kazadan sonra iyice sorumsuz oldun sen. Sevgilin mi var doğruyu söyle? Derslerine çalış. Geç kalma tekrar...' gibi sevgi sözcükleri ile dolu bir konuşma geçecekti. Annemi daha fazla sinirlendirmemek için adımlarımı hızlandırdım.
Tam tahmin ettiğim gibi olmuştu ama aradan yarım saat geçmeden ödev yapmam için odama göndermişti ve bu işime geliyordu. Kafamı dağıtmam lazımdı ve ilk kez ödevim olmadığı için lanet savuruyordum hey biri bugünün tarihini not almalıydı, kesinlikle. Şuan gerçekten yapacağım bir şey yoktu ve Asel sevgilisi ile dışarıdaydı son zamanlarda sürekli hatta tek yaptığım gibi uyumak da istemiyordum. Evet uyku efsane bir kaçış yoluydu, şüphesiz. Ama bir yere kadar. Uyu uyu sıkılmıştım yahu! Kitap okumayı aksattığım geldi aklıma ve bu biraz içimin burkulmasına neden olmuştu. Kitaplarım ile aramda çok farklı bir bağ vardı. Kitaplar insanın ruhunu besleyen temel şeyler arasında geliyordu başını müzik çekiyordu tabii. Bazen sesimin güzel olmasının bana verilen bir hediyeden ötesi olduğunu hissediyordum. Dinlemek yetmiyordu bir yerden sonra. Konuyu içimde gittikçe saçma yere çekiyordum böyle de zeki bir kızdım işte. Kendi kendime saçmalamayı kestim ve odamdaki küçük kütüphanemden rastgele bir kitap aldım ve penceremin kenarındaki pufa bıraktım kendimi.
Gözlerimin acıdığını hissettiğimde kitabımın arasına ayracı koydum ve kitabı masama bıraktım, garip ve sürükleyici bir kitaptı. Fizik profesörü bir kadın kendini işine o kadar odaklamıştı ki özel hayatı ile ilgilenmeyi sürekli ertelemişti. Evlenmek istemiyordu ama çocuk sahibi olmayı istiyordu sperm bankalarına başvurmuyordu çünkü o anı hissetmek istiyordu falan çok saçma ve garip bir kitaptı, ne ara aldığımı bile hatırlamıyordum ki. Aklımı dağıtmama yardımcı olmuştu yan odadan gelen sesler ile Asel' in geldiğini fark ettim, biraz onunla konuşmak iyi gelecekti sanırım buna ihtiyacım vardı.
**
-1 Hafta Sonra-
Bugün yine salıydı, geçen bir haftada hiçbir değişiklik olmamıştı. Okula gidip gelmiştim şu sıralar sosyal hayatım tamamiyle bitmişti. Kendimi herkesten soyutlamıştım öyle ki Asel ile dahi konuşasım gelmiyordu. Asel başlarda bu hallerime takılmasa da sonradan o da bazı şeylerin farkına varmıştı ve kendince mükemmel bir fikir bulmuştu. Sıkı durun söylüyorum, ARTIK BİR PSİKOLOĞUM VARDI. Evet başta tepki vermesem de bu durum canımı sıkmaya başlamıştı, o kadar delirmemiştim yahu. Tabi ki psikolojik yardım alanları yargılamıyordum ama hiçbir sebep yokken neden oraya gidiyordum ki? İlk randevum bugün okul çıkışındaydı oradan direk bara geçecektim. Bugün sahne almam gerekiyordu ve bu en memnum olduğum zorunluluktu.

Hafıza KaybıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin