5.Bölüm "Dikkat"

169 38 49
                                    

   
   Herşeyin bir anısı vardır:
           İsimsiz sokaklar,
                 Boş kaldırım taşları gibi...

      Güneş ışıkları henüz buraya ulaşmadan uyandırmıştı beni etrafımda ki sesler. Tüm gece boyunca hazırlıklı durmuş, ağır bir uyku uyumamaya özen göstermiştim. Olacakları sezmiş olmam yanında tedbirleri de getirmişti elbet.

      Yerimden hızla doğrulurken sese kulak kesildim. Yaklaşık 100 metre öteden gelen konuşma sesleri kulaklarımı tırmalamıştı. Araya kahkahaların katıldığı sesler git gide yakınlaşıyordu. Siyahlı kıza döndü bakışlarım. Hâlâ uyuyordu. Her ne kadar onu masum dünyasından ayırmak istemesem de uyandırmalıydım.

     Gelenlerin pek iyi tipler olmayacağı gibi, kalabalık oluşları ve yanımda Siyahlı kızın olması durumu zora sokuyordu. Onu koruyamabilirdim ve bundan delicesine korkuyordum.

      Eşyalarımızı toparlamaya başladım. En son o uyansa da olurdu. Ateş sönmüştü. Bavuldan aldığım birşey olmadığı için de topluydu. Bavulu sırtıma geçirdim. Battaniyeyi yuvarlayıp koltuğumun altına alırken Siyahlı kızın yanına çöktüm. Ellerim istemsizce yanağına giderken, onu ürkütmekten korkmamak mümkün değildi. Elim yanağına değer değmez sıçrayarak uyandı. Anında elimi geri çekerken utanmıştım. Bana göndereceği tuhaf bakışları görmemek için konuyu ona açarak sıyrılmak istiyordum.

     "Buradan acilen gitmeliyiz. Birileri geliyor. Birazdan da burada olurlar. Artık güvenli bir yerde değiliz." Dedim. Anladığı anda hemen kalktı. O da olayın ciddiyetindeydi. Uykudan yeni uyanmış olmasının verdiği sersemlik dışında kendindeydi. O sadece battaniyesini üzerine aldı. Başıyla işaret verdiği anda bize doğru gelen topluluğun sesleri daha netti. Sarhoş olmaları muhtemeldi. Yarım ağız konuşmalarından bunu çıkarmıştım. Zamanında hazır olabilmiştik fakat nereye kaçacaktık?

      Etrafımız üç duvarla çevriliydi. Sesin geldiği yöne göre sağdan geleceklerdi. Biz de sol tarafın duvarına saklanır oradan da kaçabilirdik. Siyahlı kız endişeyle bakınıyor, neler olacağını kestirmeye çalışıyordu. Kolundan tutup hesapladığım yöne çektim. Başta adımlarıma uyum sağlayamasa da sonradan hızlanmış ve tam vaktinde kendimizi saklamıştık. Çünkü onlar artık içeridelerdi.

      Nefesimizi dahi tuttuğumuz andaydık. Onun kalbi göğüs kafesini zorlarcasına atarken bile tık ses yoktu. Bende olduğum yerde kımıldamıyor fakat aklımdan kaçış planları düşünüyordum. Duvarın kenarından bakmak için biraz cesaret biraz da zaman gerekiyordu. En iyisinin konuşmalara dikkat kesilmek gerektiği idi.

"Dostum! Ne geceydi ama. O hatunlar da neydi öyle. O kadar yoruldum ki." Dedi. Sesinde hafif bir hırıltı ve haz farkedilirken onların gecelerinin nasıl geçtiğini düşünmek dahi istemiyordum. Arsiyetsiz bir insan olmaktansa ölmek, ruhumu teslim etmek herkesin yararına olurdu. Ömrü hayatımda bir kez bile sarhoş olmamıştım. Sarhoşluğun bende yaratacağı etkiyi bilmediğim ve bilincim dışında olabileceklerden korktuğum için sakınmıştım. Erkek olmamın verdiği ilgi, heyecan, arzu sadece yerinde ve doğru zamana aitti.

      Evsiz bir insan olabilirdim ama adi biri hiç olmadım. Şu serserileri gördükçe yaşamlarında neler geçirdiklerini anlamak mümkündü. İnsanoğlu olarak utanç verici bir durumdu. Bu sadece erkekleri kapsayan birşey olmamakla beraber ne kadınlar vardı. Kendini ucuzlaştıran insanlardan nefret ediyordum.

      Siyahlı kızı koruma iç güdüsüyle onu arkama çektim. Onu, canım pahasına korumaya hazırdım. Siyah gözleri üzerimde kilitlenmiş ne yapacağıma bakıyordu. Korku gözlerinden okunuyordu. Ben ise hâlâ tetikteydim.

KafesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin