Terk

110 17 2
                                    

Ertesi sabah mukaddes hanım bir önceki günlere göre daha mutlu ve neşeliydi.saate baktığında daha saat 5.30 du.alarma bile gerek kalkmadan kalkmıştı.üstünden apağır yorganını kaldırdı ve muzaffer beyinde kalkması için kolunu dürttü.muzaffer bey ise hiç oralı olmadı.salyasını yastığa akıtmayı tercih etti."muzafferciğim artık kalk hayatım bak sabah oldu uçağa geç kalacağız kalkmassan"dedi mukaddes hanım kedi yavrusu gibi şirin bir ses tonuyla.

Muzaffer bey en sonunda doğrulup kalktı.yanağına yastığının izi çıkmıştı etrafına bakınmaya başladı herşey bulanık gözüküyordu bulanıklığı gidermek için gözünü öğceledi.mukaddes hanıma baktı ve gülmeye başladı."hihihhi""neoldu neden güldün"dedi makaddes
hanım "artık burdan kurtulacağımız için güldüm."dedi sevinçle ve gülmeye devam etti."ay dur gülme kağanı uyandıracaksın"dedi mukaddes hanım telaşla.

"Uyanırsa uyansın onun benim için hiç bir önemi yok."dedi muzaffer bey sesini yükselterek.
"Dur muzaffer dur her şeyi anlarsa ne olacak! hiç birşeyi bilmemesi gerekiyor."

Evet,Muzaffer bey ve mukaddes hanım bu değerli köşkü ve kağanı burakıp fransa ya kaçacaklardı ve ömürlerinin geri kalan kısımlarını orada geçireceklerdi.

Muzaffer bey ve mukaddes hanım arkalarına motor bağlanmış gibi hareket etmeye başladılar.
"Hızlı olmamız gerekiyor yanımıza her şeyi alalım"dedi mukaddes hanım. yatağın altına dünden koyduğu valizi çıkartıp içini doldurmaya başladı.muzaffer beyde fransa da daha iyi bir yaşam için içi para dolu kasaya yöneldi ve kıkırdıyarak şifreyi yazmaya başladı.şifreyi yanlış yazmıştı yazarken heyecandan eli titriyordu.
Bir daha denedi ve yine yanlış.birdaha denedi ama yine şifreyi tutturamadı "olamaaaz bukaddeess mukaddeeeess şifreyi unutmuşum"dedi fısıldıyarak. Mukaddes hanım elimdeki işi bırakıp "neee şifreyimi unuttun"dedi.oda fısıldıyarak konuşuyordı." Birdaha dene"dedi mukaddes hanım.muzaffer beyin yanına geldi."beynimin içi gerçekten bomboş tamamen şifreyi unutmuşum.""allah senin cezanı versin muzafferr.senin beyninin içi ne zaman dolu oldu ki.şifreyi unutacak günü buldun sende.off keyfimi kaçırdın paçavra herif.hatırla şu şifreyi hatırlaa"dedi mukaddes hanım ağlamaklı bir şekilde.düşünmeye başladılar. O sırada mukaddes hanımın aklına bir fikir geldi"baksana muzaffer bu kasanın ucuz malzemelerden yapıldığını söylemiştin değilmi"dedi mukaddes hanım.zaten kasanın her tarafı dökülüyordu."muzaffer kasayı kır!"dedi mukaddes hanım"tek çaremiz bu.off allahım şu uğraştığımız işlere bak sen bize yardım et"muzaffer bey kasayı dolabın içinden çıkartıp yere koydu ve terliğini giydi.sonra ayağıyla kasaya bir darbe attı.ilk seferde sadece arka kısmından bir demir parçası fırladı.bir daha vurdu ve en sonunda kırmayı başardı.
"Yaşasın!"dedi mukaddes hanım alkışlayarak."şşşşşş"dedi muzaffer bey"on kuruş bile bırakma hepsini al"dedi mukaddes hanım.valizi doldurmaya devam etti.
Muzaffer beyde eline büyük bir bez parçası alıp içine paraları koymaya başladı.hepsi yüzlük desteydi.işlerini bitirdiler be giysilerini değiştirdiler.mukaddes hanım beyaz bir elbise giydi.muzaffer beyde altına düz kumaş pantolon üstünede sade bir gömlek giymekle yetindi.mukaddes hanım makkâj yapmaya koyuldu "şimdi makkâjka felan uğraşma hızlı ol geç kalıyoruz diyen sensin"dedi muzaffer bey"hadi gidelim o zaman"dedi mukaddes hanım ve makkâj kutusunu çantasına koydu.odadan dışarıya hızlıca çıktılar ve hiçbir şeyi toplamadılar.evin dışına kendilerini zor attılar.mukaddes hanım köşkün kapısını yavaşça çektikten sonra hızlı adımlarla müzaffer beyle birlikte arabaya yöneldiler.birlikte yürürken eksik bir şey varmı diye her şeyi tekrar kontrol ettiler."pasaport!,pasoportu aldın değilmi"dedi mukaddes hanım duraksıyarak"evet evet aldım hadi oyalanma"

Muzaffer bey arabanın bagaj kısmını açtı ve içine kocaman valizi sığdırmaya çalıştı.sığdıramayınca mukaddes hanımdan yardım istedi."sen bu valizi yatağın altına nasıl sığdırdım"dedi muzaffer bey merakla"sadece yetenek"dedi mukaddes hanım sırıtarak.eşşek ölüsüne benzeyen valizi bagaja sığdırdılar.

Muzaffer bey direksiyonun başına oturdu mukaddes hanımda yanına,ön koltuğa oturdu ve muzaffer bey gaza bastı.
Bütün bunlar olurken sokağın ucundaki mercedesin içindeki alev her şeyi öğrenmişti.arabanın uzaklaşmasını bekledikten sonra şoföre bahçe kapısını önüne gitmesi için emir verdi.arabadan indi ve kapıyı açtı.kağan hâla hiçbir şeyden habersiz uyumaya devam ediyordu.bakıcı alev yine şoföre ortalıkta çok fazla görükmemesini söyledi.ellerini paltosunun ceplerine soktu.köşkün kapısına geldi ve kapının tokmağını çevirdi.açılmamıştı.çünkü mukaddes hanım kapıyı kilitleyip gitmişti. alev kapıyı kendi tekniğiyle açmak istedi.yoldan geçen birileri varmı diye bakındı.gelen geçen yoktu.süper güçlü yanan yumruğuyla kapıyı patlattı.yan taraftaki villanın sahibi olan feride hanım ütü altı gibi dümdüz yüzünü pencereden dışarıya çıkardı.şaşkınlıklar içerisinde aleve bakıyordu ve yanan kapıya"mukaddess hanııım muzaffer beeey"eviniz yanıyor diye yaygara çıkardı maalesef evde ne muzaffer bey vardı ne de mukaddes hanım.alev olay büyümeden bir büyü yapıp acımasızca kadını ortadan kaldırdı. feride hanımın son çığlığı etrafta bir süre yankılandı.zavallı kadın çok iyiydi.kim bilir şimdi nereye ışınlandı.

Kağan patlama sesini duymuş olmalı ki yatağından deli gibi fırladı"o da neydi öyle!"dedi.gözleri fal taşı gibi açılmıştı.yorganı üstünden attı ve oda kapısına doğru koştu.kapıyı açmasıyla alevin karşısında deccal gibi dikilmesi bir oldu.
"Bir yerde patlamamı yaşandı."diye sordu merakla"ne patlaması kağan.ben patlama sesi felan duymadım"rüyanda görmüşsündür"dedi alev sakince"patlama olduğuna eminim"dedi kağan ısrarla.
Alev artık sinirlenmişti"kağanı odanın içine geri itti"baksana kağan, mukaddes hanımla muzaffer bey seni nekadar çok seviyorlardı."
"benden nefret ediyorlar ama ben onları yinede seviyorum."
Pencereden dışarıya bakan alev"ya öylemi çok seviyordun demek.saf çocuk" dedi o sırada mukaddes hanımla muzaffer bey hava limanında uçak biletini bulamadılar ama uçak bileti muzaffer beyin cebindeydi.bunun için eve geri dönmüşlerdi.pencereden dışarı bakan alev geldiklerini fark etti."olamaz nerden çıktı bunlar"diye içinden geçirdi.muzaffer beyle mukaddes hanım arabadan indiler.muzaffer bey terini silmek için mendilini cebinden alacaktı ki o sırada biletin cebinde olduğunu farketti.bir adam bu kış gününde nasıl bu kadar çok terliyebilir ki.mukaddes hanıma seslendi"bilet cebimdeymiş hayatım"
"Allahım! Sen bana sabır ver."dedi mukaddes hanım"bunu neden oradayken farketmedin aptal herif.geç kalmadan hava limanına geri gidelim"dedi ve ikiside arabaya binip uzaklaştılar.
Alev bütün bu olanları izlerken bir yandanda kağanı oyalamaya çalışıyordu.onların burda gittiklerini görüncede gözlerini kapattı ve içinden derin bir oh çekti.
"Onlar senden gerçekten nefret ediyorlarmış kağan.maalesef,maalesef onlar fransaya kaçtılar"dedi alev ve perdeyi çekti.
"Hayır fransaya kaçmadılar.sadece tatil için gittiler."dedi kağan "hayır kaçtılar her şeyi duydum ve gördüm.ne kadar da telaşlıydılar.sanki tatil için gitmiyor gibiydiler.sence tatil yapmak için fransaya giden biri bu kadar telaşlı olabilirmi"dedi alev yapmacık bir üzüntüyle.
Kağan daha fazla dayanmadı ve kendini yatağa attı "bunu bana yapacaklarını biliyordum, biliyordum!"dedi ağlayarak ve yorganı üstüne çekti.alev yatağın kenarına oturup kağanı teselli etmeye çalıştı.tırnakları uzayıp sivrileşti ve simsiyah bir renk almıştı.parmaklarını yorganın üzerinde gezdirmeye başladı ve kısık bir sesle"merak etme ben sana bakarım.elimden geldiği kadar en kötü şekilde."dedi.kağan bu kelimeleri üzüntüsünden duymamıştı bile.

Bir bölüm daha yazim dedim umarım beğenirsiniz.

DEĞİŞEN ZİHNİYETLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin