Öncelikle bu hikaeye devam etme konusunda sahiden kararsızım.Ama bunu elbette reader sayısıyla veya vote la belirlemeyeceğim ilham kaynağım Ece bana biraz yardımcı olursa eminim bu hikaye yazdığım -yazmaya çalıştığım- bütün hikayelerden çok daha güzel olur :) Xxx Burdan yaşama sebebim Fatma Ece'ye selamlar :D Xxx
Not*Falin Felın diye okunuyor.
Aslında onu kararından döndürmek için çok uğraşmıştım, ama o kararlıydı.Ayrıca haklıydı da.Hayallerinin peşinden koşmasını engellemeye çalışarak ben belki de onun gözündeki değerimi yitiriyordum.Fakat bu, onu kaybetmekten korkmamla aynı şeydi.Onun ünlü olması demek, o yarışmayı kazanması demek beni tamamen unutması demekti. Bile bile onu o yarışmaya güle oynaya yollayamazdım, tamam mı? Ona destek olamadığım için beni suçlayamazsınız.
Yarışmaya gitmesine sadece on beş saat kalmıştı.Ve ardından onsuz geçireceğim bir hafta.Belki bir ay.
"Lanet olsun Niall ! Volta atmayı keser misin? Başımı döndürüyorsun!"
Ona bağırmaya dayanamıyordum ama gideceğini öğrendiğim günden beri böyle davranıyordum.Derin bir nefes aldı ve koltuğa, yanıma oturdu.Niall ve ben çok uzun zamandır arkadaştık.Arkadaştan öteydik ama kardeş gibi değildik.Bizim hikayemiz, anılarımız farklıydı biraz.
"Neden bu kadar stres yaptığını anlayamıyorum.Benim adıma seviniyor olman gerekirdi."
"Kendi adıma üzülüyor olmayı tercih ederim." dedim bana bakan gözlerini aldırmadan.
"Derdin ne Falin?"
"Derdim ne mi? Derdim sensin Niall! Derdim o aptal, lanet olası yarışma ve senin lanet olası müzik aşkın! Farkında değil misin, gitmeni istemiyorum!!" dememin ardından bana yarışmaya katılacağını söylediği günden beri ilk kez ona kızgın olmamın gerçek nedenini söylediğimi fark ettim.
"Seni sonsuza dek bırakmıyorum Falin, sadece bir hafta-"
"Pekala! Ben çenemi kapatıyorum, istediğini yap Niall.Ama şunu bil ki ben asla o sahte, çıkarcı, benmerkezci arkadaşların gibi gitmene seviniyormuş rolü yapamam!" dedim arkadaşlarının niteliklerini vurgulayarak.
"Arkadaşlarımla ve hayallerimle derdin ne ? Hayatımda sadece sen yoksun ve ilgilenmem gereken tek şey sen değilsin, hayallerim ve endişelenmem gereken bir geleceğim var-"
"Senin de hayallerinin de canı cehenneme Niall !"
Sanki 'bensiz' geleceğinin benim için bir önemi varmış gibi ! Pekala, bencilce davrandığımı farkındayım ama onu bunca senede kazanıp, bir haftada kaybedecek olan siz değilsiniz canlarım.
Maura Gallagher'ın evinden bu ilk kapıyı çarpıp çıkışım değildi.Bu anı binlerce defa yaşamıştık ama hiçbir zaman birbirimize gerçekten zarar vermedik.Bu defa öyle olacak mıydı işte bundan emin olamamak beni olduğumdan daha da hırçın yapıyordu.Şimdi peşimden geleceğine emin olduğum bir Niall yoktu, beni umursamayıp hayallerinin peşinden koşacağını bildiğim bir Niall vardı.Ve bu beni incitiyordu.Tek istediğim sonsuza dek benim olmasıydı.Bu o kadar da bencilce değildi, sonuçta Niall'ı benimle geçirdiği yıllar boyunca kendime kelepçelememiştim.Sonuç olarak onunda bende hoşlandığı bir şeyler vardı.
Dublin'de ilk kez kendimi bu kadar yalnız hissediyordum çünkü elimi tutan bir Niall yoktu.Bu defa elimi sıkı sıkı tutan yalnızlıktı.Belki de uzun bir zaman boyunca katlanmak zorunda kalacağım yalnızlık.Bu beni çok korkutuyordu, haklıydım çünkü hiç yalnız kalmamıştım.Yatağıma kıvrılmış ağlarken bile Niall gözyaşlarımın sesini duyup yanıma gelirdi.Şimdi bana bunu yapmaya hakkı yok! Lanet olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
They Don't Know About Us
FanfictionAşkının peşinden koşan bir kız ve kendi hayatını daha iyi hale getirirken kızın hayatını mahvettiği için her şeyden kendini sorumlu tutan çocuk...aşkları ne kadar dayanabilir ki?