Şimdilik bu kadarını yayınlıyorum, aklımdakini söyleyeyim; beş dakika kendime gelip üçüncü bölüme geçmek! Umarım bunu başarabilirim asdfjgd :D Hikayeyi takip eden yaşama sebeblerim Aleyna'yla Ece'ye [Her ne kadar Ece giremese de:( ] ve xwhereismyniall'a çok çok teşekkürler
Not*Falin Felın diye okunuyor.
***
Berbat kabuslara her zaman açıktım, beni her zaman rahatsız edebilirlerdi, ama asla Niall'ın benden uzaklara gideceğini bilip kendimi harap ettiğim gece değil.Uyuyamıyordum.Gözlerimi kapatıp uyuyamıyordum, lanet olsun.Gözlerimi kapattığım anda aklıma Niall'la yaşadıklarımız geliyordu ve onunla yaşamak istediklerim.Ondan hem nefret ediyordum hem de onu deli gibi istiyordum.Bu duygu, daha doğrusu bilinmezlik beni içine çektikce nefesim kesiliyor, karanlıkta kayboluyordum.Niall neden onca zaman boyunca benim hem en yakın arkadaşım hem de aşık olduğum çocuk olmuştu ki? En azından ondan başka biri olabilirdi, bir kız.Ama onun bıraktığı enkazı temizleyecek kimse yoktu.Ve evet, o inkaz bariz bir şekilde ben oluyordum ve toparlanamayacağımın farkındaydım.
Beni bırakmaması için yalvarmam gerekiyorduysa bile bunu yaptım sayılırdı.Ayrıca o da yarışmaya gideceği için annesinin parka çıkarmayı kabul ettiği çocuklar gibi mutlu değildi.Öyle olması gerekirken.Bu iş baştan sona hüzün, hüsrandı.Niall bunu bile bile ne haltıma hala gitmekte bu kadar ısrarcıydı?
O benim olmak zorundaydı, benimle olmak zorundaydı.O bana aitti, bende ona.Neden bunu kabullenmemekte bu kadar direttiğine hiçbir anlam veremiyordum.Nikah öncesi evliliğe hazır olmadığını söyleyip nikahtan kaçan erkekler gibi davranıyordu.Zavallı ve bilirsiniz, aşağılık.Ama öyle değildi.Hadi ama, bunu hepimiz biliyoruz.Sonuçta o İrlandalı sarışın çocuk, ve İrlandalı sarışın çocuklar bu kadar şerefsiz olamazlar.Öyle duygu karmaşası içindeydim ki saçmalamamak işten değildi.Bulunduğum durum beni çileden çıkarıyordu."Sesin güzel ve seni seviyoruz Niall Horan" ellerinde pankartlarla evinin önüne birkaç ergen kız koysam gitmekten vazgeçer miydi? Halim trajikomikten daha berbattı, yani öyle ki anlatmak için kelime bile bulamayacağım kadar berbat.Trajik ve komikten de komik.
Lanet olsun, ağlamaktan gözlerim kan çanağında dönmüşken ben burda en berbat komedi dizilerinde bile göremeyeceğiniz kadar salakça konuşuyorum.En azından hala ağlayacak gücüm var.Harika!
Siz o sarışın İrlandalı'ya bu saatten sonra Niall Horan dersiniz ama ben hayatımın içine sıçmakta üstüne tanımadığım İrlandalı derim.Yaşadıklarımız onun için değerli değilse, günlüğüme hakkında neler yazdığımı merak etmiyorsa, bu ona acı vermiyorsa bende o günlüğü yaktığımda hiç acı çekmeyeceğime bahse girerim.
Ben hem üzüntüme hem de öfkeme yenik düşüp kendi kendime Niall'a isyan ettiğim sırada, ablam içeri girdi.Becerebildiğim kadarıyla yastığıma yüzümü sildim.Artık ne kadar saklayabilirsem.
"Uyumadığını biliyorum."
Başucuma geldiğinde gözlerimi açtım, bir saniyeliğine yüzüne baktım ve o bir saniye her şeyin bittiğine bir kez daha inanmam için yetti de arttı.Ablam bana ceset görmüş gibi bakıyordu.Yeniden hıçkırarak ağlamaya başladım.Yatağıma oturduğunda sahiden ona ihtiyacım vardı.Doğruldum ve ona sarıldım.Neyseki salyalarımın bluzune akıyor olmasını umursamayacak bir ablaya sahiptim.
"Bu bir son değil bebeğim, biliyorsun.O ve sen...siz farklısınız-"
"O mu farklı? Gerçekten mi? Bu nasıl bir farklılık Bridgit?" ona lüzumsuz yere bağırdığımı fark edip sustum "Asla geri gelmeyecek."
"Gelecek.Göreceksin-"
"Halbuki ona aşıktım."
Bu sözler bana darbe gibi inmişti.Sahiden hayatımda incinmediğim kadar incinmiştim.Keşke beni inciten Niall olmasaydı.Onun beni bu derece inciteceğini bilmek yerine ölmeyi tercih ederdim.
"Oysa benim hayallerim vardı."
Lanet olsun, bu sahiden ben miydim? Gözlerimi sildim.Derin bir nefes aldım.Ve içimden tekrar ettim; "Artık Niall yok.Artık Niall yok.Artık Niall yok."
"Bridgit uyumak istiyorum."
"Uyuyup uyumadığını kontrol edeceğim." son kez üzerimi örttü ve alnımı öpüp fısıldadı. "Unutma, her bir gözyaşın onun için inci niteliğinde.Ve inciler değerlidir, onları saklasan iyi edersin."
Niall...Annemle babamın vefat etmesinin ardından günlerce ağladığıma şahit olup, artık gerçekten buna bir son vermemi istediğinde böyle saçma bir şey uydurmuştu.Eğer gözyaşlarım onun için değerli olsaydı, burada onun yüzünden ağlıyor olmazdım.Gerçekten..yıllar insanı ne derece değiştirir? Duygularımızı? Özlem, aşkı güçlendirir mi..yoksa unutturur mu? Mesafelerden bu yaşıma kadar hep nefret ettim.Çünkü onlar öyle kötülerdir ki, yanında değilsen karşındaki kişi seni hala seviyor mu, unutuyor mu yoksa uyutuyor mu bilemezsin.Mesafelerden nefret ederim çünkü onlar insanları en kötü şekilde incitirler.Sevgi, bir çoğumuz için en önemli gereksinimdir, hatta herkes için.Ve mesafeler sevdiklerimizi bizden alırlar.Belki bir süreliğine, belki sonsuza dek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
They Don't Know About Us
FanfictionAşkının peşinden koşan bir kız ve kendi hayatını daha iyi hale getirirken kızın hayatını mahvettiği için her şeyden kendini sorumlu tutan çocuk...aşkları ne kadar dayanabilir ki?