Waow, I did it !!

198 15 1
                                    

Öncelikle takip eden, yorum bırakan ve oy veren herkese çok çok teşekkür ederim.Umarım bu bölüm de hoşunuza gider, umarım beklediğiniz gibi bir bölüm yazmışımdır.Tekrar teşekkürler iyi okumalar :D <3 xxX

-26.06.2013

Her sabah olduğu gibi bu sabahta uyandığımda yeterince huysuzdum.Veya sadece kahvaltımı yapana kadar mı demeliyim? Neyse.Hepinizin bekledğinin aksine canlarım, karşınızda, Niall denen o çakma sarışına olan zaafını yenmiş ve aynı sarışından  öğrendiği gibi hayallerinin peşinden koşan bir Falin var.Ve belki bu tanınma veya herkesin sana hayranlık duyma şeyisini de ondan almış olabilirim ama evet, hayalimi açıklıyorum; model olmak.

Aradan geçen zaman boyunca 'neden ben hep onu o lanet, sürtük hayranlarında kıskanayım ki?' diye düşündüm ve ta daa, istemese de karşına çıkacağım bir meslek.Elbette karşısına üzerinde  resmimin basılı olduğu bir dergi çıkacaktır, yanılıyor muyum? 

Evet, koca, Niall'sız, bir o kadar saçma iki yıl.Her ne kadar onunla ilgilenmediğimi söylesem de onunla fazlasıyla ilgilendim.Ve her  seferinde elimden ne kadar kolayca kayıp gittiğini fark edip acı çektim.Ama bir yere kadardı.Kızların o grubu sevmelerinin bir nedeni daha varsa o da bu beş çocuğun yüzlerindeki gülümsemelerin sebepleri olmalarıdır.Ve işte, düğüm burda çözülüyor, Niall Horan'ın benim hayatımda olamadığı bir şey daha varsa o da yüzümdeki gülümsemenin sebebi olmak.Bu yüzden artık yeter.Belki de ona platonik veya değil, bir şekilde aşık olmak yerine sadece idolum olarak görmeliyim.Kızların da söylediği gibi (!) O hayallerinin peşinden gitti, ve bunu başardı.O yapabildiyse ben neden yapamayayım?

Evde salak salak oturmaya başlamadan önce her sabah yaptığım gibi  Modellik Ajansı'ndan haber var mı bakmak için posta kutusuna yöneldim.Evet, sırf o küçük beyinli sarışın yüzünden Londra'daki bir modellik ajansına başvurmuştum.Başvurumun kabul edilmesi karşılığında oraya taşınmayı bile göze almıştım.Aslında göze almıştım demek sanırım yanlış kaçar.Zaten bu modellik şeylerinin hepsi Niall için.Tamam! Evet, aferin size, beni yakaladınız.Onu unuttuğum falan yok, doğru, yine de, model olmanın neresi kötü? Evine dadanacak olan sapıklar dışında?  

Niall'ın beni jartiyerin içinde, etrafımda birkaç azgın rolü oynayan  erkeklerle görünce kıskanacak olmasının verdiği mutluluk beni böyle yerlere sürüklüyor işte.Amacım ikinci bir Adriana olmak veya erkeklerin peşimde koşmasını sağlamak değil, ben baştan Jennifer Lawrence'ı kraliçem olarak kabullendim, benim amacım Niall'ın beni kıskanması ve o gün sadece birkaç dakika için de hayatını mahvedip gittiği kızın aslında hayatını o kadar da mahvedemediğini göstermek.

Posta kutusunu açtığımda o zarfı gördüm.İçini açıp baktığımda, Niall'sız acı çektiğim saniyeler kişiliğe bürünüp bana "Başardın" diye fısıldadılar.Bu zarf ve onay şeyisi belki onu geri kazanmam demekti.Ama beni fark edeceğine her türlü bahse girerdim.Yani beni fark etmesi için her şeyi yapmaya hazırım.İyice didiklediğimde imzalamam gereken birkaç saçma salak evrak olduğunu fark ettim.Onları da imzalayıp elimde onay zarfımla Londra'ya gitmeye hazırdım.

"VAY CANINA! BAŞARDIM!"

-29.06.13

Evet, sanırım hazırdım.En azından oteli bulmuştum.Bu bile başlangıçtı.Hem de benim gibi yön bulma özürlü, ya da şöyle mi demeliyim, çoğu konuda özürlü, kendine bakmaktan aciz ama on dokuz yaşında olan bir kız için iyi bir başlangıç sayılırdı.Otel odasına girdiğimde kendimi yatağa bıraktım.

Niall'ın o gün X-Factor'de söylediği gibi; onun için oyun 15 Nisan 2010'da başladıysa benim için de oyun 29 Haziran 2013'de başladı.Pekala, ondan üç sene sonra bir şeyler başarmış olmayı bende kayıp olarak görüyorum ama elimden gelenin en iyisi buydu ve bana para akıtan bir Modest veya arkamda bir Simon Cowell ve ekibi yoktu.

Bir duş alıp kendime geldikten sonra Glamour Dergisinin Yeni Yüzler listesinde çıkmam için bana yardım edecek görevli patronun yanına gittim.Beni gayet nazik karşıladı ama benim istediğim bu değildi; ondan beni o derginin Yeni Yüzler listesine sokacağına dair söz vermesini istedim.Ve adam bu konuda yeterli mevkide falan olmadığını geveleyeceği sırada ona attığım ölümcül bakışlara daha fazla dayanamayıp beni Temmuz'un ikisinde çıkacak olan sayıya ekleyeceğine söz verdi.Sözümü aldıktan sonra adama nazikçe gülümseyip odadan çıktım.Bu iş işte bu kadardı.Gayet mutlu ve pozitiftim.Ta ki içinde benim yüzüm basılı olacak derginin kapağında Niall'ın olacağını öğrenene kadar.

Evet, Rosie Huntington-Whiteley denen o kart karıyla Niall ve dört şebek arkadaşı beraber dergiye kapak olacaklardı.Bu bir yandan sevinmeme neden olmuştu, bir yandan kızmama; Tanrım neden ben? Sevinmiştim çünkü Niall'ın dergiyi karıştıracağı garanti altına alınmış olmuştu; kızmıştım çünkü, hadi ama, Tanrı Aşkına çocukların hiçbirinin o kart karıyla görülmek istemediklerine eminim.Charlize Theron bile o kadından daha güzel !

Saçma sapan düşünceleri ve üç senedir kurtulamadığım kıskançlık krizlerimi bir yana bırakıp otel yatağıma, sessizlik ve karanlığın verdiği huzurun tadını çıkarttım.O gün tam da buna ihtiyacım olacaktı. 

They Don't Know About UsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin