Herkese tekrardan merhaba, biliyorum bolumler biraz zor geldi ama litabin konusinu degiştirdigimi bu bölumdede hatırlatmakmistedim o yüzden 3.bölumu heycanla bekleyenler icin söyluyorum kitabin konusunu tamamen değiştirdigim için 1.bölumden okumanizi rica ediyorum. İyi okumalar..
◆◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◆◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◆◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◆
Ceza olarak ne vereceği aklımı kurcalarken arkamı dönüp yemekhaneye doğru yöneldim ağır bir şekilde yemekhaneye giderken ufak bir esinti ile vücuduma bir titreme gelmişti. Yemekhane kapısından içeri girip tepsi ve tepsinin içine bölmeli tabağı koyup sıraya geçtim pek fazla kişi yoktu sırada adım adım ilerlerken sıranın bana gelmiş olması ile tabağın bir kenerana peynir zeytin ve küçük ağzı kapali kutularda çilek reçeli, bal ve tereyağ vardı bir tarafada onlardan koyduktan sonra cay bardagi alıp cay doldurup bir kup şeker attım ve oturmak icin yer arayışına koyuldum. Gizem el sallarken masalarin arasından geçerek Gizemin yanına oturdum. Elimdeki tepsiyi kendi önüme bırakıp tepsiyi öylece izlerken Gizemin beni izledigini hissediyordum ,Gizeme doğru kafamı çevirdiğimde Gizemle göz göze geldiğimizde Gizem bir elini masanın üzerine koyup yumruk sekli yapıp kafasinı elinin üzerine koyarken beni izlemeye hâlâ devem ediyordu, Gizeme bakarak kafamı sağ sola "Ne " anlaminda sallarken Gizem"Ben sana o rozeti takma demiştim demi ama beni dinleyen kim" dedi önüne düşen saçını kulağının arkasina sıkıştırırken.
Gizeme anlamsız bir şekilde baktiktan sonra çayımdan bir yudum alıp
"Gizem allah aşkına birde sen başlama zaten canım sıkkın"dedim elimdeki çay bardağıni masanın üzerine bıraktım.
Karşımızda oturan Ege ve Çağan ellerinde olan çayla berebaber bizi izlerken Gizem
"Peki komutan sana ne söyledi"dedi kaşlarini çatarak.
Bu Gizemi hic anlamıyordum gerçeten elime icinde reçel olanmkutuyu alıp Gizeme dönerek
"Yemek yedikten sonra odasina gidecem"dedim elimdeki reçel kutusunun üzerindeki kapağini açarken.
Kutunun üzerindeki aliminyum kapağıni açarken elime biraz degmesi ile masanin üzerindeki peçeteyle elimi silip reçeli masanın üzerine koydum. Bir parça ekmek alip yemek yiyeceğim sırada
"Seni neden odasina çağırdı" dedi Gizem tek kaşıni kaldırarak.
Elimdeki reçele bandırdığım ekmegi ağzima attip yedikten sonra
"Beraber çay içip biraz konuşacağız , sacmalama Gizem beni neden çağırabilir ceza verecekmiş "dedim.
Gizem gözlerini kocaman açarak bana bakarken Ege
"İlk günden ceza mı aldın Kumru helal olsun "dedi Ege sırıtarak.
Kafami Ege'e doğru çevirirken
"Bencede Kumru helal sana bunu rekorlar kitabina geçin"dedi Çağan.
Ege ile Çağan gülerken onlara sinirli bir şekilde bakıyordum
"Sacmalamayın ya Kumru sana ne ceza verecekmiş peki"dedi Gizem yüzündeki şaşkın ifade hâlâ yerini korurken.
Ege ve Çagan 'dan kafamı çevirip Gizeme bakarak
"Bilmiyorum Gizem gidince öğreneceğim"dedi ve tekrar kafamı önumdeki tepsiye çevirdim.
Gizemde önüne dönerken elime çay bardagını alip bir yudum alıp tekrar masaya koyarken etrafımı izliyordum. Herkes güp konuşurken ben ise bana ne ceza verileceğini düşünüp duruyordum. Tamam doğru ben askerlikten pek anlamiyor olabilirdim ama ilk günden de ceza alamyi başara bilmiştim. Çilek reçelinden biraz daha yedikten sonra ekmeğin arasina biraz peynir koyup yedim. Çayı mı bitirdikten sonra ayaga kalktim ve tepsiyi elime aldim. Masalaraın arasından ilerleyerek elimdeki tepsiyi bir yere bıraktiktan sonra çıkışa doğru yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askeri Kamp
Teen FictionHerşey diğer yarımla ilgiliydi bu kampa sırf onun için gidiyordum sırf o istedi diye gidiyordum ve bu kampı zar zorda olsa sırf onun icin bitirecektim her ne kadar onun olabileceği mertebeye gelemesemde gelmeye çalışacaktım. O gidemedigi icin evden...