4.BÖLÜM

24 5 0
                                    

Ailelerle salya sümük vedamızdan sonra  otobüse bindik.Selim yoktu ben tek oturacaktım arka arkaya oturmuştuk arkada ben vardım.biraz sonra  yanıma Selim'in gelmesiyle göz devirme isteğimi bastırdım. Çünkü sabahtan beri Büşra'ya zaten 4747 kere falan göz devirmiştim. Ne? Gözlerim her an kucağıma düşebilirdi!

''Yani kasıtlı mı yapıyorsun, anlamıyorum?'' diyerek kollarımı göğüs hizzamda bağladım. 

Beni tekrar yüzüstü bırakmasına, beni tekrar üzmesine izin vermeyeceğimi bilmek mecburiyetindeydi. Beni terkettiğinde yutkunamamıştım. Belkide hayat damarlarım kopmuştu emin değilim...Zaten o gittiğinden beri...ben yaşadığımdan emin değilim...

''Evet, kasıtlı olarak yapıyorum Alya. Çünkü seninle konuşmam için bana fırsat vermiyorsun.'' Tam cevap verecekken Eren kafasını ikimizin arasından uzattı:

''Gençler, güneşlik nerede, bileniniz varmı?''

''Koltuğun yan tarafında kardeşim...'' 

Selim cevaplayınca Eren koltuğun sağ tarafındaki kopmuş ve ikiye bölünmüş güneşlik ile eline alarak uzunca bir süre bakıştı. Güneşlik ile ciddi düşündüklerine emin olduğum anda Selim arkasına dönerek güldü. Deniz'de kendi güneşliğini havada salladı:

''Dostum, bu hurda bir işe yaramayacak sanırım.'' 

Deniz'de Eren'in yanında oturuyordu ve bu iki kafadar arkamızdaydı. Kafamı iki yana sallayarak kulaklığımı taktım. Alicia- Girl On Fire şarkısını kulaklarımda mırıldanırken bir yandan ise kitap okuyordum. Kitaptaki kız Bengü'yü kendime benzetirken sol tarafıma baktığımda Selim'in bana baktığını gördüm ve gülümsememek için dudaklarımı ısırmaya başladım. Ona her ne kadar öfke dolu olsamda!! bakışlarını üzerimde hissetmek hoşuma gidiyordu. Kulaklık kulağımdan çekildi...Bilin bakalım kim çekti?

''Bari şu fırsatı bana ver.''

''Kulaklığımı geri alabilir miyim?''

Bakışlarım eşliğindeki kızgın sesimle Selim kulaklığı bana uzattı. Keyfimde kaçtığı için pek şarkı dinlemekten yana olmadım. Büşra ve İnci yan sıra koltuklarda, bizden 2 ön sırada oturuyorlardı. Neredeyse iki kere İnci'nin topuğunun kırılması nedeniyle durmuştuk. Selim yine fırsat bulup konuşmak istesede ona bu şansı vermemiştim. İki kere ise Deniz arkadaşımızın (!) çişi geldiği için durmuştuk. Onda da Deniz'in klozete düştüğünü düşünüp neredeyse kamp kuracakken Deniz gelmişti. Yol boyunca Deniz ve Eren'in esprilerinden neredeyse kusacaktım ama komik yerlerde bende kahkahalarına eşlik ediyordum.  

Selim'e kaç kere 'siz nereden çıktınız?' diye sorsamda cevap alamamıştım. Kendi arabalarıyla geleceklerdi. Otobüs okulun bahçesinde durduğu zaman gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldım. Çocukluğumun hayaliydi üniversiteye başlamak. Sınavlar konusundada zaten ballı olduğum söylenebilirdi. Gelinlik hayalim fazla yoktu. Ama üniversite hayalimden sonra ikinci sıraya rahatlıkla girebilirdi. İnci yanıma geldi:

''Sanırım geldik ha son durağa!?'' deyip omzuma omzuyla dokununca güldüm. 

''Kesinlikle!'' dediğimde beşlik çaktık. 

Eren otobüsten inerken düşünce hemen dönerek yanına koştum. Bu çocuk böyle şapşal olmak zorunda mıydı? Gülerek önüme döndüğümde bizi bekleyen ve kendi arasında konuşan kızıl saçlı bir kız ve esmer saçlı bir çocuk gördüm. Büşra ve İnci selfie çekilirken beni gören kız beş karış suratıyla yanıma yanaştı ve elini uzattı:

''Özlem...'' diyerek ismini belirttiğinde önce eline sonra ona baktıktan sonra elini sıktım ve gülümseyerek:

''Alya...'' dedim.

Sevgilisi olduğunu kestirdiğim çocuk...Tanıştıktan sonra bir nevi Batu ile de tanıştıktan sonra Özlem'in kızıl saçlarına orantılı yeşil gözleriyle çok güzel olduğunu farkettim. Benimse esmer saçlarım ve kahverengi gözlerim vardı ama herkes kirpiklerimi çok beğenirdi. Büşra'nın bana rimel sürmek için beni tuvalete kitlediği günleride es geçmemek gerek tabii!! Ama ben makyaj yapmazdım. Bu konuda babam sürekli anneme benzediğimi dile getirirdi. 2. Sınıf olan Özlem dudaklarını yaladıktan sonra nefesini dışarı verdi:

''Beril Keskin, Okulumuzun dekanı...Yani bir nevi müdürü...'' Gözlerini dövürüp alaycı bir bakış attıktan sonra:

''...Beni de siz burslulara okulu tanıtmam için görevlendirdi. Paralı öğrencilere işkence...''

Elimi tutup tekrar sıkı sıkı sıktıktan sonra gözlerini sinirle kırptı:

''Sizinle iyi anlaşırız umarım!''

YA UNUTURSAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin