MULTİMEDYA-SELİM :D
Özlem ile son olarak da spor salonuna geldiğimizde ayaklarımı hissetmiyordum. Okul fazla büyüktü. Hayır buranın mütaiti burayı yaparken üşenmemiş mi acaba?
''Burası spor salonu...Haftada 2 kere diğer özel okullarla maçımız olur. Batu'da basketbol takımında...''
Özlem, Büşra, İnci ve beni gezdirirken, Batu ise Deniz, Selim ve Eren'i gezdiriyordu. Karşı kapıdan Selim'ler girdiğinde Özlem sevgilisinin yanına giderek elini tuttu. Ellerimi önümde kenetledikten sonra boğazımı temizleyerek spor salonunun ne kadar büyük olduğuna baktım. Top kafesine ilerlediğimde elbisemden dolayı zorlansamda top almayı başarmıştım. Basketbol topunu sektirirken Büşra ve İnci hayretle içimden çıkan Lebron James için şaşırsalarda gülümseyerek gamzelerimi sergiledim ve sektirmeye devam ettim. Özlem hariç herkes sektirirken topla nasıl dansettiğimi hayret ederek seyrediyordu. 15 yaşındayken bir ara basketbola merak sarmıştım ama kısa bir süre içindi. Basketbol konusunda bu kadar iyi olduğumu Selim bile bilmiyordu...Selim bile! Top potadan içeri girince kendi etrafımda döndüm ve 'evet!' diye bağırarak zıplamaya başladım. Kendime geldiğimde bana bakan arkadaşlarımı görünce boğazımı temizledim. Ah gerçekten bu salaklıkları yapmak zorunda mıydım her defasında?! Özlem hasetle bana bakıyor, Selim gülmemek için dudaklarını ısırıyor, İnci sırıtıyor, Büşra ise gülüyordu. Diğerlerini söylemiyorum bile!
Tamam fazla ünlemli konuşuyor olabilirim...
''Ihhm...Şey ben topları test etmek amaçlı-''
''Tamam, açıklama yapma.'' Özlem lafımı keserek Selim'e gülümseyince kılıcımı çıkarmak zorunda kaldım. Hayır, nasıl olurda Batu'nun yanında onu kesebilirdi?!
''Bence gayet harikaydın.''
Özlem Selim'in verdiği tepkiyle gözlerini kısarak bakınca onu sinir etmek amaçlı Selim'in yanına giderek sarıldım. Tamam biraz fazla ileri gitmiş olabilirdim!
''Sende bana sarılsana.'' diye mırıldandım.
Çünkü Selim bey şoka girdiği için buz tutmuş bir şekilde duruyordu. Neyseki o da kollarını belime sarınca tuttuğum nefesimi dışarı verdim. Ders zilinin çalmasıyla Özlem sinirle giderken Batu'da peşinden gitti ve bende kendimi silikonladığım Selim'den bir çırpıda ayrıldım. İnci, Büşra, Deniz ve Eren'in ağızları o kadar büyük açılmıştı ki az önceki kayda değer olayla, ağızlarına orangutan sokabileceğime dair bahse girerdim.
İkinci derse doğru içim hiç rahat değildi. Kulaklığımı takarak Neon Hitch- Poisoned With Love şarkısını dinleyerek gözlerimi kapatmıştım ki Eren ve Deniz dibimde bitti. Büşra ise telefonunun ön kamerasını açmış, rimel sürmeye çalışıyordu. Büşra, Deniz'den hoşlanıyordu, bunun farkındaydım. ee Deniz'de Büşra'ya karşı boş değildi herhalde!
Merhaba canım, ben Esra Erol...
Deniz kafasını koyup hönkürerek masada uyurken Eren telefonuna yeni indirdiği oyunda level atlama çabasındaydı, bir yandanda kulaklıkla bangır bangır müzik dinliyordu. İnci yanıma oturunca kulaklığımı çıkardım.
''Bugün ilk ders ne oldu öyle?'' diyerek göz kırpınca 'Ne?' anlamında kaş göz yaptım.
''...Uff, kas kafalı! Selim'e sarılman diyorum. Spatulayla ayıracaktık sizi diyorum.''
''Saçmalama İnci ya!'' İnci yeşil gözlerini abartıyla devirdi:
''Özlem'e inat yaptığının farkındaydım. Özlem şırfıntısının gözlerini Selim'den alamadığının da farkındaydım. Ama demek ki Özlem'in Selim'i kesmesi seni sinirlendirdi ve sende böyle bişey yaptın balım.'' diyerek tekrar göz kırpınca ofladım ve gözlerimi büyüttüm:
''Umrumda değildi. Ben onu Özlem'in iyiliği için yaptım. Selim ile bir alakası yok.''
Resmen ölümüne sallıyordum. Yalandan ölünseydi kesinlike şu an kalbim durduk yere durabilirdi. İnci yine 'yakalandın Alya' bakışıyla arkasına yaslanınca dediklerinin doğru olduğunu düşündüm. Özlem Selim'e baktığı için sinirlenmiştim ama Selim'e dair içimde hala duygu kırıntılarının kalıp kalmadığına dair bir fikrim yoktu.
Ya da hala seviyordum...
Günü İnci'lerle geçirdikten sonra çıkışta Büşra ve Deniz'in gülerek konuştuğunu görünce sevindim. Büşra mutlu olmayı hakediyordu. İnci, Eren'in rüyasındaki kıza benzettiği Müge ile konuşmasına şahit oluyordu şu an. Aksi takdirde Müge sinirden Eren'i tekmeleyebilirdi. Evet, Eren Müge'nin rüyasındaki kız olduğunu düşünüyordu!!
Selim'in bana doğru geldiğini görünce arkamı döndüm. Ne var yani? Ölü taklidi diye bişey var sonuçta.
''Önüne dön. Öldüğünü düşünmüyorum Alya.'' Dudağımı ısırarak önüme döndüğümde güldü:
''Neden bugün bana sarıldın?'' deyince parmağımla yukarıyı gösterdim:
''O öyle istedi...'' deyince dehşet bir bakış attı ve kaşlarını çattı:
''Ne?''
''O diyorum...o istedi!''
Arkama bakmadan yürümeye başladım ve dudağımı dişledim.
HARİKA OLMUŞTU! SELİM KARASOY ARTIK DELİ OLDUĞUMU DÜŞÜNECEKTİ!
YA DA ÖYLEYDİM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA UNUTURSAM
Fiksi RemajaAlya Koçer... Annesiz büyüyen, babası yurtdışında yaşayan, sevimli, duygusal ve oldukça güçlü, yıkık bir kız... Selim Karasoy...Ömrü boyunca tek Alya'yı sevmiş, mecburiyetleri yüzünden bırakıp gitmişti... İnci Özer...Hayatını testlere adayan, tek ar...