Kısa günde bir ömür..

45 5 1
                                    

Geçen gün bir arkadaşımla oturuyorum, sohbetin tam yeridir böyle zamanlar.Kadın, erkek biz çok farklı değiliz aslında istatistiklere baktığımız da dedikodu oranları kadınlarda fazladır ama ne mutlu ki ben istatistikleri incelemeyen bir adamım ve böyle olmam hayat dediğimiz bu yolculuğa daha net bakabilmemi sağlıyor.Neyse bende kaybolmayalım şimdi; sohbetimiz başladı ve bizde bu milletteniz ya hiç değişmiyor muhabbetimiz sanki kafede ki o masayı parçalara ayırdık aşk, okul, aile, arkadaş, gelecek, geçmiş, mutluluk, hüzün bu kadar yeter mi günü doldurmaya şimdi bilemeyiz aslında ya dakikalar alır ya da saatler..Önce birimiz başlıyoruz konuşmaya diğerinden daha güçlü duran hangimiz isek mikrofon onun elinde bir soru atar sözde ortaya ama iyi nişancıdır aslında doksandan vurur bizi ve hedef tam tuttuğunda dökülmememiz imkansızdır.Bunları uzun uzadıya konuşacağız dostlar şimdi konumuza gelelim şahit olduğu bir olayı anlatıyor ve ben sanki duyacaklarımı daha önceden biliyor gibiyim ciddileşiyorum ve geriliyorum zaten ben iyi bir dinleyici oldum ve söz onda :
-Geçen gün tramvayda gidiyorum bir adam var zihinsel engelli sanırım ve sürekli gülüyor.Biz hep gülmek için neden ararız ama sürekli gülen insanlarda bize bir o kadar saçma gelir neden mi? Sadece bizden daha çok güldükleri için.Adam gülücükler saçarak tramvayın ortasına kadar geliyor ve attığı her adımda ona yöneltilmiş korku dolu bakışları aşarak bunu yapabiliyor ve bu bakışlar onun zerre umrunda değil çünkü biliyor o da bir insan ve bunu kabul etmeyen et yığınlarına karşı dik durabildiği için belki de en cesurumuz o, bu kalabalık içinde.Bazen denk gelir ve şöyle deriz: "İnsanlık ölmemiş!" Bu sözü hatırlatan bir bayan yerinden kalkıyor ve adamın omzuna dokunuyor."Buyrun siz oturun." Kalabalık şaşkın neden onlar dururken o adama gitmişti çünkü onlara göre onun engeli insanlığından önceydi.Adam oturuyor iki dakika sürmüyor tabi."Bakar mısın?" Kadın duymuyor."Bayan bakar mısın?" diye yankılanan ses bize kadar ulaşıyor ama kadına denk gelmiyor kalabalıkta.Ben olayı çözemiyorum tabi ne olacak şimdi? Adam yerinden kalkıyor kadının yanına gidip omzuna dokunuyor."Teşekkür ederim.." O an göz yaşlarımı tutamadım herkesin kaçtığı adam aslında engelleri aşmıştı şöyle bir baktım peki biz aşabilmiş miydik?(!) engelleri.Adam geri döndüğünde bıraktığı yer dolmuştu ama o mutluyum neden mi kendine öğrettiği en güzel şeyi minnet borcunu yerine getirmişti ve yolculuğa ayakta devam etti, yerine konan saniye avcılarına aldırış etmiyordu bile mutluydu.Ben bu hikayeyi dinlerken her saniye sanki başka biri oluyordum o kalabalık, o kadın, o adam çözülmesi zor değildi mutlu olabilmek için engelleri aşmamız gerektiğini anlamıştım.

Keşke Deli OlsamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin