Kaçırılmak

51 4 5
                                    

Bir bölüm daha karşınızda :D her gün yeni bir bölüm yazıyorum fakat kısa oluyor o yüzden lütfen kızmayın :P ama ileride kesin daha az yazmaya başlıyacağım ama eğer daha fazla insan bu kitabı okursa belki yeni bölümler (yb) daha hızlı gelir.
Multide Lukas

Evin önüne geldiğimde kapıyı çaldım kapı yavaşça açıldı. Hani şu kapılar yavaş açılınca çıkan o gıcırdama sesi vardır ya işte tam o ses çıktı. İçimden irkildim ve evin içine girdim. Etraf çok sessizdi.

"Kimse var mı??!!!!!" diye bağırdım. Cevap yoktu...

"Alooooo!!" diye tekrar bağırdım ama hala bir ses gelmiyordu.

Sonra tam adım atarken kulak zarlarımı patlatacak,baş ağrısından öldürecek,bayılmama sebeb olucak bir ses gelmeye başladı. Ellerimi başıma geçirdim ve saçlarımı karıştırmaya başladım sonra direnmeye çalıştım ama her direnmeye çalıştığımda ses git gide çoğalıyordu.Artık dayanamayıp dizlerimin üzerine düştüm. Dişlerim onları bir birlerine sürtmekten neredeyse kırılacaklardı. Sonra bir an başımın yere düşüşünü hissettim ve gözlerimin önünde birinin belirdiğini gördüm,fakat bayılmak üzere idim o yüzden çok bulanık görüyordum. Sonra dayanamıyıp gözlerimi kapadım ve kendimi uykunun sıcak kollarına testlim ettim.

Uyandığımda bem beyaz bir odanın içinde bir tahta sandalyeye zincirlenmiş durumdaydım. Kapı bi an açılmaya başladı ve kapıdan kokusunun değişik olduğu biri girdi. Şarışın,kahverengi gözlü,yapılı biriydi. Ona kızgın gözlerle baktım o da bana ter ters sırıttı. Işık hızında yanıma geldi ve nefesini boynumda hissettim. Korkmuyordum çünkü ben bir kurttum ısırsa da iyileşebilirdim.

"Evet bencede öyle." dedi. Dondum

"Sen az önce zihnimi mi okudun!" dedim.

O da yürüyerek önüme geldi ve eğildi

"Evet, prenses." dedi.

Ona ölümcül bakışlarımı atmaya başladım. O da gözlerini kapadı ve aşağı bakarak sırıtmaya başladı. Hemen konuya geri dönmek için ona bağırdım

"Aileme ne yaptın!!!"

"Ouu sen merak etme onlar iyi." dedi.

Ona daha da kızgın bakmaya başladım gözlerimin sarılığı hala geçmemişti. Tırnaklarımın çıkmaya başladığını  ve dişlerimin sivrileştiğini hissettmeye başladım. Artık yarı kurt halimdeydim ona var gücümle hırlamaya başladım. O da bana kızgınca bakmaya başladı. O kadar kızmıştım ki ona..... o sesi tekrar duymuştum.

"Dur,sakinleş."

"Kimsin sen çık kafamdan hemen!!"

"Olmaz şu an farkında olmasan bile gözlerin kırmızılaşmaya başlıyor."

"E, ne olmuş ben o vampire gününü göstereceğim!"

"Bana bir şans bırakmadın.."

Aaaaaaaa bu lanet ses bana ne yaptıysa canım acıyordu. Ağlamak üzereydim ama bu acı ağlamama bile izin vermiyordu ve bana bakan o salak vampire kırmızı gözlerle baktım. Bana bakan o şaşkın gözlerle kapıdan çıktı ve 5 saniye sonra yanında getirdiği adama beni işaret parmağı ile gösterdi. Dişlerim hala sivriydi ve onlara kırmızı gölerle bakıyordum,kızgındım,beni zincirlemişlerdi ove şu an neyden bahsettiklerini bilmiyorum bile!

"Sen özelsin.....Alice" dedi kafamdaki ses.Ve bana verdiği acıyı durdurdu.

Bakışlarımı hala onlardan çekmiyordum. Ama ağzımı kapatmıştım.Şaşkın gözlerle bakan vampir bana:

"Hey senin adın ne !" diye bağırdı.

"Alice!!" diye bağırdım ben de.

İkiside bana baktı sonra bir birlerine baktılar orada gülmemek için kendimi zor tutuyordum çünkü tiplerini görseniz siz de bunu yapmak isterdiniz.

"Peki sizin isimler?!?!" dedim.

Beni kaçıran ahmak:

"Şey ben Lukas bu da vampir konseyinin başkanı Bay Viktor."

"Hee demek öyle. Hemen beni çıkarın buradan!!" diye bağırdım.

Viktor denen adam Lukas'a gözleri ile işaret verdi Lukas koşarak yanıma geldi ve beni çözdü. Ellerimdeki ağrı kalkınca uzamış tırnaklarımı içime alarak bileklerimi ovuşturdum. Beni çözdüren adam bana ne yapıcağını bilememiş gibi bakmaya başladı bende hemen ayağa kalktım ve onlara:

"Ailem nerede!!" diye bağırdım.

Adam korkmuşçasına bana bakarak:

"Ehmm şey ailen evde onları sadece birazına bayıltmıştık." dedi ama bunu söylerken senki benden korkuyormuşcasına ve hızlı söyledi.

Bu bir vampir konsey başkanı için çok saçma bir hareket doğrusu.

"Bir sorum daha var ama bana açık olucaksınız."

"Ne istersen sor,prenses." dedi Lukas

"Beni niye kaçırdınız!Ve şu an neredeyim!" diye söylediğim her kelimeyi bastırarak kollarımı belime koydum.

Viktor bana bakarak bunu cevap vermek için hazırlanıyordu.

"Şey....Lukas kokunu almıştı sonuçta sen bir melezsin yani yarı kurt ve bizim bölgemizdeydim fakat Lukas ailenin kurt olmadığını bana belirterek ondan onları bayıltmasını ve seni buraya bunun hakkında sana hesap vermek için kurt düdüğü ile seni bayıltıp buraya getirmesi için ona emir verdim." dedi.

Onlara pis pis baktıktan sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Ama artık özgürsün!" dedi hızla.

Bende onlara bakmadan bile kapıdan çıkarak çıkışı bulmaya çalışıyordum. Bay Viktor "Lukas onu evine kadar götür!" diye bir emir verdi. Arkalarından bunu hem sevinmiş hem de üzülmüş şekilde bir ifade verdim. Ve böylece evimin yolunu tuttuk ama bu sefer yanımda bir davetsiz misafir vardı.

Bir bölümün sonu bu bölümü yazarken çok eğeleniyordum doğrusu ama tekrar okuyunca çok kısa olduğunu anladım.  Bölümü sevdiyseniz yorumlara yazın. ;)

Kurt KapanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin