Sabah uyandığımda,loş ışıklı siyah duvarlara sahip odayı gözlerimle süzdüm. Ayağa kalkıp,siyah kapıyı açarak oturma odasına yol aldım,
Odaya girdiğimde gözlerime inanamadım,
"Mert!"
"Ne oldu Hayat nie bağırıyorsun bu kadar?"
"Sen burada,Amsterdamda ne arıyorsun?"
"Aa tabi unuttum sen içince olanları hatırlamıyordun."
"Ne oldu dün gece?"
"Yaşam abla aradı senin geleceğini haber etti bende buraya geldim ve seni havaalanından aldım,çok kötüydün bara gidip içtik sen kafayı buluncada buraya getirdim prenses."
"Çok özledim seni."
"Bende seni meleğim."
Mertle sarılmamız bitmek bilmiyordu özlemiştim onu.
"Aç mısın seni çok güzel bir kahvaltıya götüreceğim hazırlan hadi."
"Tamam.."
Hızla odaya girip esofmanlarimi giydim paspal olmak icin mükemmel bir gündü. Mertin yanına gittim.
Restoranta geldiğimizde etrafı süzdüm Amsterdam da aylarca kalmıştım ama buraya gelmemiştim,hostes kılıklı garsonlar dikkat çekiyordu.
Masaya oturduk ve garsonu bekledik ingilizcem pek iyi olmadığı için Mert siparişleri verdi.
"Mert ben lavaboya gidiyorum."
"Tamam prenses."
Kalkıp lavaboya doğru yol aldım,kapıyı açtığımda içerden hıçkırık seslerinin geldiğini duydum. Ve istemeden de olsa kulak verdim. Telefonla konuşuyor olmalıydı.
"Ne demek evleniyorum!"
Galiba sevgilisi evleniyor yazık kıza geçirdim içimden.
"Hilal ne demek evleniyorum,bunu nasil yaparsın! Hani beni seviyordun!"
Bi dakika Türk bu ve eşcinsel,benim düştüğüm durumun içinde çok acı.
"Gelicem bekle beni!"
Kabinden dışarı çıkınca gözgöze geldik.
Kaşlarını kaldırıp bana baktı gözleri kızarmıştı.
"You were listening to me?"
"Ne diyorsun be?"
"Sen Türk müsün?"
"Evet Hayat ben."
"Ece bende."
"Neden ağlıyorsun?"
"Dinlerken duymadın mı?"
Ne kadar açık sözlü bi kız kızarmıştım.
"Kusura bakma."
Birden bana sarılıp,ağlamasıyla bir şok daha yaşadım.
"Ece ağlama."
"Hilal evleniyor."
"Benim sevgilimde evleniyor ve beni istemiyor,dik durmamız lazım gel hadi."
Koluna girerek bizim masaya götürdüm.İstanbul;
Hayat gittiğinden beri onu arıyorum ama bulamıyorum,neden bi anda gitti neden beni bulmadı acaba onada yalan mı söylemişlerdi.
"Abla Caner geldi."
"Emre görmek istemiyorum kimseyi."
"Tamam abla."
Emre Canerin yanına gidip görmek istemediğimi anlattı. Caner arabasına binerek yol aldı.
Yatağıma yatıp Hayat nereye gittin diye ağlamaya başladım.Emre;
Ablamın eski haline dönmesine dayana mıyordum. Tansu ablalara ulaşmam lazımdı ama nasıl aklıma sosyal ağlar geldi.
Hemen bi hesap açıp aramaya arattım ama yoktu hesapları taki Handenin sevgilisinin hesabini bulana kadar istek attım ve geri dönmesini bekledim.Amsterdam;
Mert Eceyi güldürmeye çalışıyordu,başımdan geçenleri onada anlattım üzüldü onların hikayesi de bizden farklı degildi.
Ece güzel kızdı ama gözü Hilalden başkasını görmüyordu.
Aşıktı ama bu onun kalbinin güzelliğini gösteriyordu.
Kahvaltımızı edip Mert'in evine geçtik.
"Hayat ne yapıcam ben?"
"Seni seviyor mu o kız?"
"Seviyor ama onu yanıma almam lazım ufak bi kıskançlıktan dolayı başkasıyla evleniyor."
"Tamam bana bırak."
"Ne yapıcaksın?"
"Pasaportu var mı?"
"Var."
"Tamam kaçırıyoruz onu."
"Nasıl?"
"Dalga geçiyorum git ve getir onu buraya pes etme."
"Haklısın."
"Hadi çabuk."
Elimle kaçasına vurdum.
Gülümseyerek evden çıktı.
Mert bana bakıp sırıtıyordu.
"Ne oldu Mert?"
"Eceden hoşlandın mı?"
"Saçmalama alakaya maydonoz."
"Tamam tamam hadi pes."
"Hazır mısın yenilmeye?"
"Görücez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✨Ege Seninle Güzel ✨
RomanceÖncelikle herkese merhaba Bu benim ilk ve tek hikayem olacak gibi görünüyor. Aslında, bu hikayeyi yalnızlığımı gidermek için yazıyorum. Gecenin en ince yerinde susarken sahi ya, biz kadınlar hep susturulmadık mı? Üniversite öğrencisi olduğum için el...