Hakikatte süregelen her fikir cansızdır. Ve hepsinin can bulduğu devinimleri, belirli kadavraların anılarındaki müphem asıllarda saklıdır. Onu yaşatan insandır, öldürense muamma...
Bu bir bilinmeyenli gibi görünen denklem içerisine sığdırılan rakamlar göz ardı edemeyeceğimiz kadar çoktur. Kaldı ki biz denklemimizdeki 'X' e ulaşmaya çalışırken, bütün bu rakamlar ve aralarına sıkıştırılmış dört işlem komplekslerini de çözmemiz istenmektedir. Fakat şu da bir gerçek, her bilinmeyen için 'X' aynı harf olamayacağı gibi, herkesin rakamları da aynı olmayacaktır. Buna rağmen inatla bu süreçte aynı daktrin ile verim almaya çalışan insanların savunuculuğunu hayretle izliyorum . Çünkü bunun tam olarak manası şu: birbiriyle iç içe girmiş milyonlarca denklem + aynı sayıda ortaya çıkmış sonsuz bilinmeyen = BOŞ KÜME
Önüne geçilmesi gün geçtikçe imkansız bir hal alan bu 'kaotik ideoloji' yığınları, ortalıkta benliğini arayan kimliksiz bireyler ve gittikçe birbirine benzeyen, benzetilmeye çalışılan 'toplum' sınıfını oluşturuyor. O halde ele alabileceğimiz bir soru daha var ki, o da burada bahsi geçen gizli öznenin kim olduğudur. Çoğunluğun benzetilmeye çalışıldığı, kişilerin kendisini sürekli 'onunla' kıyasladığı yahut doğrudan 'o' gibi olmaya çalıştığı kişi kim, ne? Özellikle tekil zamirler üzerinden gitmemin nedeni ise birçok farklı örneğin aslında tek bir şeyi karşılaması durumudur. Burada teksif ettiğim şey örnek alınan kişilerin sayısı değil, örneğin sayısıdır. Teksif ettiğim şey örneğin sayısıdır burada, kişilerin örnek aldığı sayılar değil. :) Araya her ne kadar bir yergi sıkıştırarak cümleyi değiştirsem de aslında son iki cümlem bahsettiğim şeyler birbirinin aynası niteliğindedir.
Bu hususta yapmayı amaçladığım egzorsizmama yardım eden bir başka alt başlık ise tezatlıktır. Misal örnek gösterilen kişiler dışında asla onun gibi olmamamız gerektiği söylenen pek çok vahim durum da söz konusudur. Belirli ideolojilerin yine çok kat'i olan bir takım kurallara uyulmaksızın ortaya çıkmış, toplumda uzak durulması gerekenler adlı kara listede yer alan kişiler de var. İzninizle güleceğim. Ne vakit bu konu üzerinde durulsa aklıma 'deliler' geliyor çünki.
İki şey için uyarmalıyım sanırım ki durduk yere yanlış anlaşılmalar olmasın. Güldüğüm şey bir 'deli' değil, bir 'deli' ile olan anımdı. İkinci açıklamam da ise kaynağımı 'Toplum Sözlüğü' baz alarak yapacağım. Lütfen 'delilik' ve ' zirzopluk' kavramlarını karıştırmayınız. Uyarılarım aynı dili konuşabilmemiz için şart idi. Bu ufak hatırlatmamdan da sonra ilahi konumuza geri dönelim isterseniz.
Evet, 'deliler'. Sanırım onları zihniniz, şehirler arası otobüsler veya duraklarda tiksinç ve korku dolu bakışlarla karşılanan, yastığı ıslak kaldırım taşları; rüyaları her saniye farklı ayakkabıya sahiplik yapan ayak tabanları olan üstü başı kirli kişiler olarak tezahür ettirecektir. Ötekileştirmedeki nedenleriniz ise belki elde edemediğiniz özgürlüklerinizin hasetleridir. Tehlike arz ettiren şey, eminim fanotizm köleleri ebeveynlerinizin insan yetiştirme deneyinde kullandığı klasik yöntemlerdir. Bundan başka öne sürülecek sebeplerin gerçekçiliğini ya da yaratıcılıklarını merakla bekliyor olacağım. Bu husus üzerinde daha fazla konuşmayacağım; çünkü ilerisi için onu ayrı bir başlık altında gereksiz kelime yığınlarıyla deneyimlemeyi düşünüyorum.
Sanırım egzorsizmamı tamamlamamı bekliyorsunuz. Ancak bunu yapmayacağım, en azından şimdilik. Çünkü daha eksik çok şey var. Aşılması gerekilen bir 'zaman' kavramı var mesela. Bu cümlede neyi ihsas ettiğimi umarım orada anlayacaksınız.
Hedefimin bu parçasını herkesin dilinde dönen önerilerle de bitirmeyeceğim. Eğer öneri yapacak olsam, emin olun bilinçaltınızın büyük bir bölümünü oluşturan 'ahlak' kurallarınızdan benden uzaklaşmanızı sağlayacak dürtüler alabilirsiniz. Durduk yere sizi ahlakınızın esiri yapma niyetinde değilim zaten. Lakin ahlak fikirler gibi değildir bilesiniz. Onun gizli kalmış bir özelliği de asra göre şekil değiştirmiş farklı kutularda önünüze sunulmasıdır. Büyüklüğünü göz ardı edebileceğimiz bu paketler sizin örnek aldığınız kişileri de içerisine sığdırabiliyor. Bu da nano teknolojinin bir getirisi midir acaba? :D
O halde size tek bir şey söyleyip şimdilik çekip gideceğim. Hiç biriniz ahlaklı değilsiniz, öyle olduğunu savunanlarınız da dahil.( Bu iddiam 'delileri' dışlar.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşluk içinde boşluklar
Non-FictionTenim ne kadar beyazsa, İçim de bir o kadar siyahi... "Gerçekten, resim henüz bitmeden bakacak olursanız çehre ağlayacak mı, yoksa gülecek mi bilemezsiniz. Daha garibi var: gülme son sınırına varınca gözyaşlarıyla karışır."