Gözlerimi yummuştum o gece. Öyle sıkı kapadım ki belki ölür kalırsam, gözü açık gitti demesinler diye. Öyle sıkı kapadım ki, korktum sanki tekrar aynı şeyleri görmeye; aynı yalancılara tahammül etmeye. Belki de gözlerimi bu denli sıkmamın nedeni bir yerlerde veda ettiğim yenilgilerimdi, belkide hiç bulamadığım zaferlerim. Yahut kavuşamadığım hayallerim...
Yollara düştüm bu sabah. Kalbim cevap verdi sonunda. Git dedi, git ve yaşa! İlk defa dinledim onu belki de. Çünkü artık güvenebileceğim bir aklım yoktu. Dedim ya yollardayım diye. Sahiden yoldayım. Birşeyler aramaya gidiyorum. Kendimi bulmaya gidiyorum. Yalnış yerlerde tanıdığım yalnış kişileri unutmaya gidiyorum. Birşeyler anlatmayı ve kafamda birikmiş onlarca sorularla insanları boğmak istiyorum.
Böyle dediğime de bakmayın, her seferinde susuyorum. Çünkü cevap bulamamaktan korkuyorum. Ve belki de sonraki yazımda sizlere onları anlatırım. Neler yaşadığımı, neler gördüğümü ...
Zaten amaç anlatmak, yazmaksa eğer kaleme düşmeyi bekleyen nice kelimeler var, tozlu raflarımda. Kelimeler var bomboş kirli sayfalarda...
Maksat doğru insanı, insaları bulmak. İşte bu yüzden çıktım bu yolculuğa. Sadece doğru bildiğimi yapmaya yeminli...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşluk içinde boşluklar
NonfiksiTenim ne kadar beyazsa, İçim de bir o kadar siyahi... "Gerçekten, resim henüz bitmeden bakacak olursanız çehre ağlayacak mı, yoksa gülecek mi bilemezsiniz. Daha garibi var: gülme son sınırına varınca gözyaşlarıyla karışır."