8.BÖLÜM

30 3 0
                                    

Multumedia: Brent

Canımcanımlarımm, herkese Merhabalar. Uzun bir süre sizi beklettiğimi biliyorum. Bunun için sizden Özür Dilerim. Açıkcası sınavdan sonra bölümü yazıp yayımlamayı düşünüyordum ancak kafamdaki cümleleri yazıya dökmek çok zordu ama bugün bunu başardım ve sizi daha fazla bırakmamak adına yayımlamaya karar verdim. Yazım hatası var ise affedin. Umarım bölümü beğenirsiniz. Lütfen bölüm hakkında görüşlerini eksik etmeyin, sizden tek ricam bu. Hepinizin Bayramını da kutluyorum. Kocaman öpüldünüz 😘

"Brent ?" dememle gözlerini Ayazdan çekip bana doğru bakmaya başladı. Şuan o kadar şaşkınım ki Brent'in geldiğine bile sevinemiyorum. Açıkçası burada olmasını hiç mi hiç beklemiyordum. Hele ki böyle bir durumda. Brentle ikimiz daha ne olduğunu anlamadan Ayaz'ın attığı yumrukla Brent dengesini kaybedip yere düştü.

"Brent."diye bağırarak koşarak Brent'in yanına gidip, yere çöktüm.

"İyi misin?" diyerek elimi yüzüne koydum. Dudağındaki kanı silerek kafasını bana doğru çevirdi. Hiçbir şey demeden kafasını tekrardan Ayaz'a çevirdi.

Ayaz'a doğru bakarak " Bu o mu? Şu meşhur ku..." cümlesini tamamlamaması için elimle ağzını kapattım. Eğer konuşmasını engelleyemeseydim herhalde buradan ikimizde canlı olarak değil, ölü olarak çıkardık. Sonuçta AYAZ SOYSAL dan bahsediyoruz.

"Sakın! Şimdi sırası değil. Şimdi buradan çıkalım mı?" dedim Brent'e sessiz bir şekilde fısıldayarak. Gözlerini bir defa açıp kapayarak beni onayladı. Bende elimi yavaşça ağzından çekip kalkmasını için kolundan tutup kalkmasına yardım ettim.

"Senin işin bitti mi ?" dedi Brent elimi tutarak.

"Evet, hadi gidelim." dedim ve ilerlemeye çalıştık. Çalıştık diyorum çünkü kolumun Ayaz tarafından esir alınınca ilerleyemedik. Ne var dercesine Ayaz'a bakmaya başladım.

"Hiçbir yere gidemezsin." dedi beni kendine doğru çekerek. 

"E... Efendim?" dedim kekeleyerek.

"Unuttun mu ? Benimle birlikte şirkete gelicektin." dedi arkamda sinirle burnundan soluyan Brent'i umursamayarak.

"Hayır unutmadım ama seninle bilikte şirkete gitmeyeceğim. Şimdi kolumu bırakır mısın ?" dedim sinirli bir şekilde.

Yüzünü bana daha fazla yaklaştırarak "Sana benimle geliceksin dedim. Beni anladığını umuyorum çünkü bir daha söylemeyeceğim." dedi.

Arkada sinirli bir şekilde izleyip bu zamana kadar kendini zor tutan Brent kolumu Ayazdan kurtarıp beni kendisine doğru çekti ve şunlarıda eklemeyi de unutmadı
" Kız sana seninle gitmeyeceğim diyor. Umarım dediğimi anlamışsındır çünkü bir daha söylemeyeceğim." diyerek onu kendi sözüyle vurdu.

Ayaz, Brent'in sözünü umursamayıp bana doğru bakarak "Yarın şirkette olucaksın. Eğer gelmezsen ben getirmesini bilirim." deyip söz söylememe bile izin vermeden yanımızdan ayrıldı.

"Bak hala..." cümlesini tamamlamasına izin vermeden ben konuşmaya başladım.

"Brent, tamam hadi daha fazla uzatmayalım." dedim.

"Yarın o şirkeye gitmiceksin." dedi sinirli bir şekilde.

"Gitmem gerektiğini sende biliyorsun." dedim.

Ellerini saçından geçirerek "Lanet olasıca başlattığınız o... Yürü." diyerek beni kolumdan tutup sürüklemesine izin verdim.

SİYAHIN iÇİNDEKİ GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin