17.11.15
02:35
Oğlum uyuyor yanı başımda şimdi. Ona bakıyorum. Perdenin açıklığından fırsat bulmuş olan sokak lambasının ışığı vuruyor sarı tenine. Masumluğunu yüzüme vurmak istiyor sanki gecenin karanlığını bozan bu deli ışık. Üç yaş masumluğu tam karşımda asil bir heykel kıvamında tüm acılara başkaldıran bir tavır içinde, aslında herşeyden habersiz bir durumda derin uykusundaydı. Babasızlığın eksikliği, dünyadan bir haber olmanın verdiği boşluğu ama bunun yanında o hiç kaybolmayan huzuru yansıyor yüzüne. Ne yapacağımı bilemediğim günlerin içinde savrulup duruyorum. Bir kulağımda yankılanan silah seslerinin yanında diğer kulağımda oğlumun "annem" diye yankılanan o naif sesi beynimin içinde savaş veriyor. Yüreğim ise beni içten içe bitiriyor. Zifiri bir karanlığa aşık olmanın eşiğinde zihnim kayıp giderken ruhumun bir boşluğa karıştığını, bedenimin yanıp kül olduğunu hissediyorum. Karanlık bir kapıdan girmek üzereyim. Hatta girdim. Yolun sonundaki kapı benim için korkunç ve sonsuzluğun izini taşıyan bir karadelik. Aşık olduğum adam ise karanlıkta bile kendini yansıtmayı başarabilen ağır bir gölgenin resmi. Korkuyorum. Tutmuyor elimden. Tutunamıyorum. Korkuyorum. İçim ürperiyor. Karanlıktayım ama gözlerim kararıyor. Karanlığın üstüne karanlık. Hissedebiliyorum. Çok ağır geliyor. Ürperiyorum. Her adımımda ürperiyorum. Ona yaklaştıkça ürperiyorum. Nefesini duyuyorum her gün her saniye. Bu beni daha da ürpertiyor ama sevmeye devam ediyorum. İtaat etmeye devam ediyorum. Bana hükmediyor. Üzerimdeki gücü her geçen gün her geçen saat katlanarak artıyor. Hayatımı ele geçiren karanlık bu adam beni hapsederek sonsuz karanlığında esiri yapıyor. Gücüm tükeniyor ama tükendikçe çabalıyorum. Yılmak yok. Pes etmek yok. Karanlıktan besleniyorum. Geçmişimin sürüklediği karanlık beni güçlü bir kadın yapıyor belki de. İçimde büyüyen bu aşk bu gücü kemirsede, mecburiyetlerim beni ayakta tutuyor. Onun nefesi beni ayakta tutuyor.
Karanlıktan besleniyorum. Her gün üzerime üzerime gelen bir karanlık. Beni yıpratıyor ama her gün yeniden canlanan güç,şehvet,zeka ve ihtirasla yoluna devam etmek zorunda olan bir kadın haline dönüşmemin yıldönümü gibi yaşıyorum. Ölüm kokusu yakın. Hissediyorum. Kaçabilirim. Çıkış kapısı da yakın. Görebiliyorum. Nasıl gideceğimi kestiremiyorum. Korkuyorum. Oğlum. Oğlum! Rüzgar. Rüzgar'ı bu karanlığın içine sokma eşiğindeyken başka bir yola sokmamalıyım. Arkama aldığım, önümü kesmeye çalışan ölümün üzerine atamam. Kafayı yemeye başladığımı hissediyorum. Kağıt kalem bile yorgun aklımda dönüp duran düşüncelerden. Sanırım bitiyorum. Ahu bitiyor. Film bitiyor. Kurtuluş için güç tükeniyor. Bir şeyler yapmalıyım. Ahu bitmemeli. Bitmemeliyim. Kanayan yaralarım dinmeli,beynimdeki savaş bitmeli,bu karanlık kesilmeli. Ölüyorum. Ölmemeli Ahu. Canlanmalı. Ölmüyorum. Yaşayacağım. Bu karanlıkta gücümü göstermek için, Rüzgar için yaşayacağım. Üzerimde hakimiyet kuran bu ağır gölge kalkmalı artık üzerimden. Benim gökyüzüm yok. Başımı çeviriyorum yukarı. Karanlık. Puslu bir hayat. İçime çektiğim her hava ciğerlerimi harab eden bir zehir sanki. Yolun sonundaki aydınlığa atmalı kendini. En başta Rüzgarı...
Şimdi uyumalı. Ama nasıl uyumalı?..
Korkuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KAPI
Beletrie" Tek istediği tek şey karşısında duran bu kara kapı ardındaki ağır gölge niteliğine sahip ve üzerinde hakimiyetini ilan eden adamı mağlup edip kendini ve hayatını kurtarmaktı. "