Kahvaltıyı toparlarken düşürmek üzere olduğum tabağı tutup beni tehlikeli bölgeden uzaklaştırdı.
"Gel, sana çevreyi gezdireyim.""Harika olur! Aşıklar parkına da götür." dedi Patricia kırdığım bardağın kırıklarını toplarken. Surat ifadesi Bir insan nasıl bu kadar sakar olabilir? der gibiydi. Moralimin hafif bozulmasıyla birlikte buradan çıkmanın iyi bir fikir olduğuna karar verdim. Ceketimi giyerken Usui tıpkı evimdeki gibi kapıyı açmış resmi bir şekilde çıkmamı bekliyordu. Hemen telaşlanıp yanına gittim, kulağına fısıldadım.
"Usui n-ne yapıyorsun sen?! Burası benim evim değil kendine gel."
Usui her zamanki kıkırdamasıyla kulağıma eğildi.
"Her aşığın yaptığı gibi Misaki, sevgilime hizmet ediyorum. Biraz sakinleş."Kulağım ve çevresinin uyuştuğunu hissettiğim an geri çekilip kendimi dışarı attım. Ayakkabılarımı bağlarken Hirose'nin tatmin olmamış 'cık cık'larını' duydum.
"Ya bizimkiler zamane gençleri değil ya de çevre onlar hakkında çok abartılı konuşuyor. Şuna bak Patricia daha el ele tutuştuklarını bile görmedim!""Ne-" Ayakkabı bağıma basmamla birlikte güzelce merdivenin basamağına oturdum. Usui beni kaldırırken Patricia Hirose'ye cevap veriyordu.
"Onlar bizden utanıyorlar bir tanem. Bizim bakmadığımızı sandıkları anda birbirlerine nasıl tutkulu -kelimenin üstüne bir süre durup gözlerimize baktı- baktıklarını bilemezsin."
"İşte yine kırmızı Misaki." Usui mırıldanırken ben de suratımın yandığını hissediyordum.
"Demek bunu komik buluyorsun Usui." Vücudumu ele geçiren deli enerjisiyle Usui'nin elini tuttum.
"G-Gördüğünüz gibi elini tutuyorum." Anne ve babasının içine bir çok anlam yükleyebileceğimiz gülümsemeleri altında Usui'den de aynı ifadeyi göreceğimden emin bir şekilde yüzüne baktım.İfadesizdi. Sanki tuttuğum onun eli değildi de o sadece izliyormuş gibi ürkerek tuttuğum eline bakıyordu. Elini elimden çekerken de aynı ifadesizliği sürdürdü.
Etraf birden karanlığa büründü benim için. Sanki biri utanç yazılı dev bir taşı omzuma koymuştu ve ben onun altında son nefesimi vermeye hazırlanıyordum. O karanlıkta bir tek benim elimi ve benden birkaç milim uzaklaşmış Usui'nin elini görüyordum. Ardından parmaklarımın arasında parmaklarımı hissettiğimde ortam tekrar eski haline dönmüştü.
Kendime geldiğimde zulüm gibi geçen o anın bir saniyeden fazla sürmediğini fark ettim. Ellerimiz şimdi bir daha açılmayacak gibi kenetlenmiş duruyordu. Tekrar -ve biraz ürkerek- Usui'ye baktığımda ifadesizliği gitmişti. Gülümsüyordu. Ne ailesinin gülüşüne ne de daha önceki sırıtışlarına benziyordu bu gülümseme. Elini gerçekten bırakacağımı mı sandın? ile Bu halinle gerçekten çok tatlısın! düşüncelerini birlikte aktarıyor gibiydi. Gözlerimi kaçırıp onu çekiştirmeye başladım.
...
"Burası da lisemdi." Okulun girişinde durmuş gerçekten büyük ve beyaz okul binasına bakarken bir okulda okumanın nasıl bir şey olduğunu sorgularken buldum kendimi.
"Ben hep özel ders aldım...""Okul o kadar eğlenceli değil Misaki, sınavlar ve popülariteyle oranlı arkadaşlık ilişkilerinden başka bir şey değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahya Usui! (Askıda)
FanfictionUsui wa Kasei bir Kaichou wa maid sama Fan fiction'ıdır.