Tatlı Benzerlikler (Doğum Günü)

362 25 26
                                    

               Bir yerde 27 Nisan'ın Usui'nin doğum günü olduğunu okumuştum, aslında bu bölümü o gün yayınlamayı planlıyordum ama bazı sağlık-ve psikolojik,sanırım ikisi birden- nedenlerden dolayı bölümü o gün yayımlayamadım. Özrümü iletmekle birlikte Usui'mize birkaç iyi dilek mesajlarını burada görmeyi çok istediğimi de belirtmek isterim ^-^. Sarışınımızdan birkaç kelimeyi esirgemeyin lütfen!♡♡♡

              Misaki'nin Ağzından

           Gözlerimi açtığımda her zamanki gibi Usui'nin erkenden kalkmış olduğunu ve yer yatağını toparlayıp odadan çıkmış olduğunu gördüm. Aynı odada yatma zorunluluğumuz olduğundan Usui yere mahkum kalmıştı. Ne kadar ona değişerek yatabileceğimizi söylesem de o her seferinde beni yerden kaldırıp yatağa yatırmış ve sapık cümleleriyle yorganın altına saklanmama sebep olmuştu.

         Güne Usui Düşünceleriyle başladığım için kendimi tokatlayıp yüzümü yıkadım. Usui'nin gösterdiği parkta koşu yapmak üzere eşofmanlarımı giyinip kimseye görünmeden evden çıktım. Parka vardığımda rüzgarın tatlı esintisi saçlarımı okşarken buraya alışmanın verdiği güzel hissi içime çektim. Bu küçük ama sevimli kasaba benim büyük ama sözde huzurlu evimden kat kat daha iyiydi. Her sabah parkta oturan yaşlı teyzelerime -artık benim teyzelerim olmuşlardı- selam verip koşu alanında koşmaya başladım. 

         Biraz daha kız gibi Misaki-sama!  Kulağımda Satsuki-san'ın sesi yankılanınca yönümü değiştirip rüzgara karşı koşmaya başladım. Rüzgar göz yaşlarımı tutmamı sağlayacak doğal bir yardımcıydı. Burnumu çekip birkaç gündür rüyalarıma giren Satsuki-san'ı düşünmeye başladım. Onu özlemiştim, o evde özlediğim tek kişi olabilirdi. Bana ailemden daha da aile olmuştu. Mutlaka aptal üçlünün beni takip edeceğini anlamıştı, peki neden o gelmemişti? Bana kızgın mıydı?

        Rüzgarın bile engelleyemeyeceği şekilde gözümden yaşlar süzülünce durmak zorunda kaldım. Gözlerimi elimin tersiyle silerken onun da burada olmasını diledim. Gelseydi biraz daha kız gibi olurdum.

      Birinin elimi tutmasıyla diğer elimi yumruk yapıp bilinmez kişiye doğru savurdum. Diğer bileğimi de yakalayıp hayal kırıklığına uğramış bir şekilde başını iki yana salladı.

           "Elimin sıcaklığından beni tanıman gerekirdi Misa-chan." İki elimle itip sendelemesini sağladım.

           "Sana da günaydın sapık uzaylı."

           "Bugün kahvaltıyı dışarıda yapıyoruz."

           "Nedenmiş o?"

           "Çünkü ben öyle istiyorum." 

            İtiraz etmeme kalmadan beni sırtlayıp yürümeye başladı. Sinirlenip sırtına vurmaya başladım.

           "Sana bırak beni diyorum aptal! Gerizekalı! Salak! Kaçırıyorlar diye bağırırım bak!"

            Teyzelerimin önünden geçerken gülümseyerek selam verdikten sonra başını çok hafif geriye atıp kulağıma fısıldadı.

            "Biraz daha vur Misaki,  sırtımdaki morlukları Misa-chan'ın eseri diye göstermek için sabırsızlanıyorum."

            Kollarım kaskatı kesilirken yüzümün yanmaya başladığını hissettim. Beni nasıl susturacağını biliyordu ve bu beni deli ediyordu. Kendimi tamamen bırakıp sesimi titretmemeye çalışarak konuştum. "M-Mazoşist."

           Sapıklığı seni o kadar rahatsız etmiyor. Satsuki-san'ın sesinden duyduğum kendi düşüncem o kadar gerçekçiydi ki başımı kaldırıp etrafa bakma dürtüsüne karşı koyamadım. Daha sonra sesin ana düşüncesini kavrayınca biraz daha yandığımı hissettim. "U-Usui tamam seninle geleceğim, inebilir miyim?"

Kahya Usui! (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin