Zavallı Usui

678 59 65
                                    

Bölüm için oldukça yardımı dokunan _Misa-Chan_ ile sürekli başımın etini yemekten zevk alan nilpinar 'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım! ♡


"Tamam hadi kalk"

İç çekerek doğruldum.

" Efendim kahyanız olarak tek yaptığım şey önünüzde üç saat boyunca eğilmek olmamalı." Yüzündeki sırıtma hiç de ablasınınkine benzemiyordu.

" Ama ben böyle eğleniyorum Usui-kun! Hem birkaç hafta benim kahyamsın bence şansını çok zorlama" Sıkıntıyla yüzümü buruşturup susmaya karar verdim.

~
Bütün bencilliğimle Misaki'yi öptükten sonra hiçbir şey demeden benden kaçmış birkaç gün de ortalıkta görünmemişti. Daha sonra Suzuna-sama ortaya çıkıp "Bir süreliğine benim kahyam olacaksın Usui-kun. Ablam (burda yüzü sinsi bir hal almıştı) bir süre seni görmek istemediğini söyledi." dediğinde bundan sonra hareketlerime daha fazla dikkat etmem gerektiğini anlamıştım.

...

"Efendim ablanız benimle ilgili hiç mi bir şey söylemiyor acaba?" Bu tarz soruları günde milyon kez sorsam da cevap alamıyordum. Bir şekilde kurtulup odasına yaklaştığımda ise aptal üçlü alarmı ötmeye başlıyordu. Sinir bozucu ve acı çektiren günler içinde eriyip gidiyordum adeta...

"Ablamın senden daha önemli konuları var Usui-kun."
"Ne gibi?"

Bana ters bir şekilde bakınca konuşmaya devam ettim. "Affedin efendim ama bir süre sonra onun tekrar kahyası olacağım ve bilgileri zaten edineceğim değil mi?"

Cevap vermeyip arkasını döndüğünde içimdeki umutsuzluk daha da artmıştı. En sonunda konuştuğunda ise soruyu sormamayı dilemiştim.

" Ablam hasta Usui-kun, yataktan çıkamayacak kadar kötü."

...

"Giremezsin!" Sarışın aptal önüme geçmiş dur işareti yapıyordu. " Misaki-sama seni görmek istemiyor!"

Yavaş hareketlerle onu süzerken aynı zamanda diğer iki aptalı kontrol ettim. Biri sarışının sağ arka çaprazında diğeri de onun sol arka çaprazında yani sarışının tam arkasındaydı. Gülümsedim.

"Dört hareket."

"Ne?" Dedi kaşlarını çatarak, dediğime bir anlam verememişti. Sırıtıp ilk önce sağa hızlıca bir adım attım, sonra sol, sağ ve yine sol... Aynı zamanda sayıyordum. "1,2,3,4 ve işte aptallar engeli aşıldı."

Bağırmalarına aldırmadan kapıyı açtım ve çok kötü bir manzarayla karşılaşmamak için dua ettim...

...

Teni kreçin en açık tonuna varmış Misaki'yi yatağında hırıltılı nefesle uyurken görünce bir an için her şey karardı.

" Noldu sana böyle..."

Yavaşça yaklaşıp alnında ıslak olması gereken bezi aldım. Ateş gibiydi, tek bir su damlasına dair bir iz bile yoktu. Uyandırmamaya dikkat ederek dudaklarımı alnıyla buluşturdum. Bezden kat be kat sıcaktı, dudağımı yakmıştı. Sakinleşmeye çalışarak bezi ıslatıp alnına koydum, üstündeki yorganı kaldırıp vücudunun nefes almasını sağladım. Yüzündeki sıkıntılı ifade biraz daha yumuşamıştı ama bu sefer de titremeye başlamıştı. Onu kollarımın arasına alıp sarmamak için kendimi zor tuttum.

"Üşümeli, üşümeli ki ateşi düşsün Usui."

Sandalye çekip başına oturduğumda kapı yavaşça açıldı.

Kahya Usui! (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin