KORE'YE GİDİYORUZ

126 13 31
                                    

          Gülcihan'ın Kore'ye gitme teklifimi kabul etmesi üzerine tek bir sorun kalmıştı. Ailemin izni. Aygül ve Nurgül kahvaltı sofrasını toparlarken bizde içeri girdik ve konuşmaya başladık. "Demek ciddi ciddi çıkıyorsunuz. Ayyy çok heyecanlı." dedi Çağla "Acaba biz Baek'le çıksak nasıl hissederdim?" dediği anda bütün gözler Çağla'ya döndü. "Sanırım sesli düşünmemeliyim." dedi ve gülmeye başladık. Hemen Kai'ye dönüp "Burada kaldığından haberleri var mı?" dedim. "Sadece Chen hyungun haberi var o beni idare edecek." dedi ve o anda telefonu çaldı. Arayan Suho'ydu. Kai telefonu açtı. Güyâ telefonda konuşuyorlardı. Suho'nun telaşlı sesi bütün salona işlemişti. Kai Suho'nun konuşmsının bitmesini beklemeden "Chen hyung sana herşeyi anlatır. Yarın sabaha Kore'de oluruz." dedi. Suho'nun sesi gelmeye devam ediyordu "Neyi anlatacak? Hem 'ruz' derken? Kiminle?" diye bağırmıştı. Kai emin bir tavırla "Sevgilim ve arkadaşları. O! Pardon bir de kardeşi." dedi. Telefondan gelen ses bu sefer sadece Suho'nun sesi değildi. D.O. , Baekhyun, Luhan, Suho ve Kris "Sevgilim mi?" demişlerdi. Ardından Chen "Ceren'den bahsediyor." dedi. "Benim için endişelenmeyin. Yarın sabaha görüşürüz." deyip telefonu kapattı Kai. Bu arada Nurgül ve Aygül salona girdiler. Kai bana dönüp " Eee aileni ne zaman aramayı düşünüyorsun?"  dedi. Biraz düşündükten sonra "Daha nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyorum. Cesaretimi topladıktan sonra arayacağım." dedim ve gülümsedim. Salonda bir kaç saniye sessizlik olmuştu. "Eee böyle oturacak mıyız gün boyu? Ne güzel birkaç gün öncesine kadar Exo buradaydı. O zamanlar sıkıcı değildi." dedi Aygül. "Bunu diyen sen misin? İlk geldiklerinde hiç hoşuna gitmiyordu." dedim. Aygül sinirli bir şekilde bana bakarak "Her şey değişebilir. Hem sevgilin var diye hava atma!" dedi. Bunun üzerine Kai ve ben birbirimize bakıp gülümsedik. Elimdeki telefonu çevirip duruyordum. Arayıp aramamak konusunda tedirgindim. Aslında izin vereceklerini biliyordum ama genede emin olamıyordum. Nurgül elimdeki telefonu hızlıca aldı ve mutfağa doğru ilerlemeye başladı. "Hey! Napıyorsun?" diye seslendiğimde içerden bana "Annenleri arıyorum." diye karşılık verdi. Tam kalkıp yanına gidecektimki Kai kolumdan tuttu. Kai'ye doğru döndüğümde bana gülmsedi ve "Bırak arasın. Belli ki gitmeyi çok istiyor." dedi. Kai'nin bu sözleri üzerine yerime oturdum. İki dakika sonra Nurgül üzgün bir ifadeyle geri dönmüştü. Herkes meraklı gözlerle Nurgül'e bakıyordu. Telefonu bana doğru uzattı ve "Üzgünüm." dedi. Boş gözlerle Nurgül'e bakıyordum. "Nasıl yani gidemiyor muyuz?"dedi Çağla. Nurgül'ün kafasını iki yana sallaması üzerine Gülcihan "İşte bu kötü oldu." dedi. Kai'i elimi tutunca Kai'ye döndüm. "Üzülme bitanem." dedi. O anda Nurgül kahkahayı patlatı. Öyle bir gülüyordu ki. "Nasıl yediniz ama! Kendimi zor tuttum gülmemek için. Tiplerinizi görmeniz lazımdı. Özelliklede sen Ceren." dedi bir yandan gülerken. "Şaka mı şimdi bu!" dedim ciddiyetimi koruyarak. Aygül elindeki yastığı Nurgül'e fırlattıktan sonra sırıtarak "Cidden komikti. Öğreniyosun." dedi. Sonra bize dönerek "Çağla ona şaka yapmasını öğretiyoda." diyerek ekledi. Çağla "Aferin kız. İlerliyosun." dedi. Gülcihan "Biraz ağır bir şakaydı ama bende beğendim." dedi. Ben hariç herkes gülüyordu. Ama cidden çok sinirlenmiştim.
          Sınav çıkışı Gülcihan ile birlikte eve gidiyorduk. "Biraz ağır olmadı mı?" dedi. "Ne ağır olmadı mı?" diye sordum. "Nurgül'le konuşmama olayın. Kız sadece bir şaka yapmak istemiş." dedi. "Olabilir. Ne kadar üzüldüm haberin var mı? Yani hayallerimin ülkesine gidememek oldukça kötü bir şey." dedim. "Aslında sende haklısın. Ama sadece küçük bir şaka." dedi. Konuyu dağıtmak için "Eee sen ailenden izin aldın mı?" dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı ve "Çok kolay oldu." dedi gülümseyerek. 

              Ailemin gönderdiği parayı bankadan çektikten sonra biletleri alıp eve geçtim. Gülcihan'da eşyalarını toplamak için evine gitmişti. Evde tatlı bir telaş vardı. Kızlar eşyalarını topluyor Kai'de onlara yardım ediyordu. Çok geçmeden bende buna dahil olmuştum. Hemen kıyafetlerimi toplamaya başladım. Küçük bir valiz çıkartıp içine düzgünce yerleştirdim. Valizin tamamı dolduğunda zar zor kapatabildim fermuarı. Her şey hazır olduğunda sabah erken gideceğimiz için erkenden uyuduk. Aslında onlar uyudu. Ben heyecandan sabaha kadar uyuyamamıştım. Sabah olunca Gülcihan'ın kapıyı çalmasıyla uyandık. Elinde valiziyle gitmeye hazır görünüyodu. "Günaydın" dedim. O da bana "Günaydın" diye karşılık verdi. İçeri geçtikten sonra Çağla ve Aygül'ün hazırladığı kahvaltıya oturduk. Yemeğimizi yeyip ortalığı toparladık ve çağırdığımız taksinin gelmesini bekledik.

               Uçak havaya kalkarken heyecanım iki katına çıkmıştı. Gözlerimi kapattım ve sadece Kore'yi düşündüm. Kai'nin elimi tutmasıyla gözlerimi açtım ve ona gülümsedim.


~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Sonunda yazabildim yeni bölümü. Gerçi biraz kısa oldu ama umarım beğenirsiniz. Kore'ye gittiğimize göre yeni bir fikir koyuyorum ortaya. İsterseniz siz ve oppanızıda bir bölüm için dahil edebilirim. Yani hikayedeki bir bölümde sizinde adınız geçecek. Sadece EXO değil tüm gruplardan olabilir. Bunun için aşağıya yazmanız yeterli. Ayrıca oy ve yorumlarınızı bekliyorum:))

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 19, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAPPINESS STEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin