Beğenileri ve yorumları eksik etmeyin.
Uyandığımda güneş çoktan doğmuştu. Ama ben kafamı kaldırmak istemiyordum. Elim hala Kai'nin elini tutuyodu. Kai uyanmadan bırakmalıydım. Sadece kısa bir süre daha tutmak istedim. Tabi bu kısa süre 10-15 dakikaya yakın olmuştu. Bir anda başımda bir el hissetim. Sanki uyandırmamaya çalışır gibi yavaşça okşuyordu saçlarımı. "Üzgünüm. Her şey senin için." dedi Kai sessiz bir şekilde. Anlamamıştım. Bana kızıp kalbimi kırması mı benim içindi? Sanırım uyanık olduğumun farkında değildi. Bu arada elini tuttuğumu unutmuştum. Oda fark etmişti bunu. Yani içime öyle doğmuştu. Hala saçlarımda olan elini çekti ve tekrar uyumaya çalıştı. Kısa bir süre sonra odanın kapısı açıldı ve Exo içeri girdi. Chen "Siz el ele mi tutuşuyorsunuz?" dedi heyecanla. Yavaşça kafamı kaldırdım ve utangaç bakışlarımla Exo'ya baktım. Yutkunduktan sonra elimi hızlıca çektim. Sehun "Kai!" dedi. Kai uyandı ve Exo'ya gülümsedi. Sehun "El eleydiniz. Yani sen, o..." dedi ve kıkırdadı. Ben hala şaşkındım. Ama sabahki olanlardan dolayıda biraz rahattım. Yani elini tuttuğumu görmüş ama bir şey dememişti. Kai şaşkınlıkla bana döndü ve "Sen benim elimi mi tutuyodun?" dedi. Başımı öne eğdim ve "özür dilerim." dedim. "Sen nasıl bir psikopatsın? Nasıl olurda benden izin almadan elimi tutarsın?" dedi. Exo şaşkın şaşkın bizi izliyordu. Suho "Kai, yapma!" dedi. Kai "Hyung, lütfen!" dedi ve devam etti. "Neden anlamıyosun seni istemediğimi! Lütfen benden uzak dur! Anladın mı? Şimdi git!" dedi. Çantamı alıp hızla çıktım. Arkamdan "Ceren, bekle..." gibi sesler geliyodu. Ama cidden bu kadarıda fazlaydı. Daha ne kadar üzerime gelebilirdi ki. Kai bu kadar kötü bi insan değildi. Yani ekrandan izlediğim kadarıyla. Sanırım tamamen yanlış bi adamı sevmişim. Düşüncelerim o kadar derindi ki evin önün kadar gelmiştim. Ama içeri girmek istemiyordum. Buyüzden köşedeki kafeye gittim. Hayret ben böyle düşünürken genelde biri bozardı derken telefon çaldı. Arayan Nurgül'dü. Telefonu açtım. "Ceren nasılsın?" dedi. "İyi olduğumu sanmıyorum." dedim. Anında "Kai'ye bir şey mi oldu?" dedi. "O iyi." dedim. "Chanyeol pardon Exo geldi mi?" dedi. "Evet ama amacın hastaneye gelmekse ben çoktan çıktım ordan." dedim. "Nasıl çıkarsın? Senin Kai'ye destek olman gerek." dedi. "Benim desteğime ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. Neyse kapatıyorum." dedim. "Ceren, dur, kapatma" desede konuşacak halde değildim. Sipariş verdiğim portakal suyundan bir yudum aldıktan sonra Kai'nin "Her şey senin için." sözü aklıma geldi. Bu ne anlama geliyordu. Acaba beni bir şeyden mi korumaya çalışıyordu? Yani bu yaptıklarının bir iyi yönü var. Ama genede bu kadar sert davranması yanlış. Normalde hiç alıngan değilimdir ama Kai'nin söyledikleri karşısında dayanamıyorum.
Kafeden eve geçmiş dinleniyodum. Kızlar tarafında soru yağmuruna tutulmuştum. Ama hiç bir soruya tam cevap vermiyodum. Sonanda Aygül'den "Konsere gideceksin değil mi?" gibi bir soru geldi. Bir anlık sessizliğin ardından "Sanırım hayır." dedim. Hepsi bir ağızdan "Nasıl?" diye sordu. "Nasıl biliyo musunuz?" deyip ciddi bir ses tonu ile anlatmaya başladım. "Konsere gitmiyosunuz ve gitmemiş oluyosunuz." dedim ve kalktım. "Üff, puff, bumuydu." gibi sesler yükselmişti. Çağla "Bizde ciddi ciddi dinliyoruz."dedi ben odama doğru giderken. "Sen gitmiyosan biz gideriz." diye bağırdı Aygül. Odanın kapısını açmış içeri girecekken " Biletlerin hepsi aylar önceden tükenmiştir." dedim ve kapıyı kapattım. Tabikide konsere gitmeyecektim. Yani umarım kararımı biri değiştirir. Çünkü tam bir saçmalık. Ben bu konser için aylarca bekliyordum. Exo'nun konserden sonra koreye dönmesinden bahsetmiyorum bile. Ama Kai'nin söylediklerinden sonra gitmemde biraz zor. Yani hala kararsızdım. Bu kararsızlık beni susatmıştı. Odadan çıkıp mutfağa doğru gittim ve bir bardak su aldım. Geri odaya dönerken Çağla'nın telefon konuşması ilgimi çekti ve yönümü değiştirip salona geçtim. Çağla "Baekhyun yardımına ihtiyacımız var." dedi. Baekhyun'un cevap vermesini bekledikten sonra "Bize bugün ki konser için bilet bulabilir misin? Lütfen!" dedi. Bardaktan bir yudum su almam üzerine Çağlanın bu sözü söylemesi gülmekten suyun boğazımda kalmasına sebep olmuştu. Bana sinirli sinirli bakmaları ile geçip oturdum. Aygül Çağla'ya hoporlöre almasını işaret etti. Çağla hoporlere aldı ve "Ne yani! Şimdi mi alıyorsunuz. İyide biletler kalmamıştır ki." dedi Baekhyun. Çağla "Aslında almayacağız. Çünkü bütün paramızı gidemediğimiz One Direction konseri için harcadık." dedi beni ima ederek. Baekhyun "Peki benden ne istiyorsunuz?" dedi. "Bizi özel olarak davet etmeni istesem çok mu şey istemiş olurum." dedi sesini incelterek. "Bilmem bi düşüneyim. Bu işten benim çıkarım ne olacak." dedi. "Ahhh! Ne istiyosun?" dedi Çağla. "Ne istersem yapacak mısın?" diye karşılık verdi. Nurgül cimciklemesi üzerine Çağla " Evet. Ne istersen." dedi. "Tamam sizi özel olarak davet ediyorum. İsteyeceğim şeyede sonra karar vereceğim." dedi. Aygül ve Nurgül sevinirken Çağla ise "Teşekkürler!" dedi. Baekhyun "Önemli değil. Bu arada Suho Ceren konsere gelecek değil mi diye soruyo." dedi. "O gelmeyecekmiş." dedi. Baekhyun "Nasıl gelmeyecekmiş?" dedi. Çağla "Bu soruyu bizde sormuştuk." dedi. "Ne dedi?" diye sordu Baekhyun. "Boşver. Çok soğuk bi espri yaptı işte." dedi. Baekhyun "Neyse. Konserde görüşürüz." dedi. İkiside telefonu kapadıktan sonra Nurgül bana döndü ve "Sahi sen neden gelmiyosun?" dedi. "Bugün konsere gidecek havamda değilim. Size iyi eğlenceler!" deyip televizyonu açtım. Aygül "iyi sen bilirsin" dedi. Aklım fikrim Exo'daydı. Daha doğrusu Kai'de. Acaba iyileşmişmiydi. Şu anda büyük ihtimalle hazırlık yapıyolardır. Çağla "Ceren!" dedi. Kafamı ona çevirdim. "Cidden bunumu izleyeceksin? Yoksa kendine eş falan mı arıyosun." dedi sırıtarak. Ne izliyomuşum ki ben deyip kafamı televizyona çevirdim. İzdivanç programı! Hayatta en sevmediğim program ve sevmediğimi herkes biliyo. Şaşkın şaşkın televizyona bakarak bozuntuya vermemek için "Kavga falan çıkıyoya bazen... Eğlenceli yani... Hem sadece eş aramak için mi izlenir?.. Sizlede bir şey izlenilmiyo." dedim. Kapının çalmasıyla konu dağılmıştı. Kapıya ben bakmaya gitmiştim. Gelen Suho ve Baekhyun'du. İçeri geçtik. Baekhyun "Ben sizi almaya geldim kızlar. Bu halde gidecek değilsiniz. Bir an önce hazırlanın." dedi. Kızlar hazırlanmaya gittikten sonra Suho "Sanırım gelmeyecekmişsin." dedi. "Planım o." diye cevap verdim. Baekhyun "Tamam Kai bir aptallık etmiş olabilir. Biz, bizim hiç mi hatrımız yok." dedi. "Lütfen öyle söylemeyin. Sadece canım gelmek istemiyo." dedim. "Bakıyorumda menejerimiz olduğunu unuttun." dedi Suho. "Yani gelmekten başka çaren yok diyosunuz." dedim ikiside kafasını sağladı. Kapının çalmasıyla kalkıp kapıyı açtım. Gülcihan gelmişti. Çok güzel görünüyordu. İçeri girdi. Suho ve Baekhyun'a selam verip "Eee gitmiyo muyuz? Hazır değilsin." dedi. Baekhyun "Gitmek istemiyomuş." dedi. "Her şey çok güzel olacak. Çok eğleneceğiz. Şimdi git ve hazırlan lütfen." dedi. Gidip konser için aldığım kıyafetleri giydim. Kızlarında gelmesiyle artık yola çıktık.
Sonunda konserin olacağı yere gelmiştik. Baekhyun ve Suho mümkün oldukça kendilerini gizlemeye çalışıyorlardı. Biz ayrılmış seyirci girişinden girecekken Suho "Nereye gidiyosunuz? Siz bizimle geleceksiniz?" dedi. Suho'nun bunu demesi üzerine onlarla birlikte gitmeye başladık. Burada arkamızdan "Suho! Suho!" diye seslenen hayran topluluğundan dolayı yürümekten koşmaya geçtik. Peşimizden bir sürü hayran geliyordu. Ellerinde Exo yazan tabelalar vardı. Biraz daha koştuktan sonra güvenliklerin bulunduğu girişin önüne geldik. Tabikide ilk başta bizi almadılar. Baekhyun'un "Onlar özel davetli." demesinin üzere iri yarı adam bizide içeri aldı. Exo kıyafet, makyaj gibi son hazırlıklarını yapıyodu. "Heyecanlı mısınız?" dedim. Lay "Diğerlerini bilmem ama ben biraz heyecanlıyım." dedi. Lay'a gülümsedikten sonra ilgimi Aygül ve Kyungsoo çekmişti. Bir kız Kyungsoo'ya makyaj yapıyordu. Aygül'de gidip kızın elindeki kapatıcıyı aldı ve kendi sürmeye başladı. "Öyle yapılır mı?" dedi. Aygül sürdükten sonra bir an Kyungsoo ile gözgöze geldiler. Bu bakışmayı Aygül'ün gözlerini kaçırarak "Bitti!" demesi bitirmişti. Aygül ordan uzaklaşırken Kyungsoo arkasından ona gülümseyerek bakıyordu. Onları izlemek aklıma sabahki olayı getirmişti. Son anda Gülcihan'a sormaya karar verdim. Gülcihan'a dönüp "Gülcihan, Benim bir arkadaşım var. Sevdiği bir oğlan ona sürekli kötü davranıyomuş. Ama geçen gün saçını okşayıp özür dilemiş ve her şeyi onun için yaptığını söylmeş. Fakat sonra tekrar kötü davranmaya başlamış. Sence o sözle ne demek istemiş olabilir?" dedim. Kısa bir süre duşundükten sonra da "Kesinlikle kızı bir şeyden koruyo olmalı." dedi. "Bunu gidip arkadaşıma söyleyeceğim." dedim. "Ben bir bardak su içeceğim." dedi ve giderken devam etti. "O kızın sen olduğunu biliyorum." dedi. O kadar mı belli etmiştim ki. Sehun dans hareketlerini kendi başına çalışırken Gülcihan yanından geçiyordu. Sehun'un Gülcihan'a çarpmasıyla Gülcihan yere düştü ve küçük bir çığlık attı. Hemen yanına koştuk. "İyi misin? Özür dilerim." dedi Sehun. Gülcihan "İyiyim. Bir şeyim yok." desede sanırım ayak bileği kanıyordu. Hemen tutup bir sandalyeye otutturduk. Gülcihan'ın eli bileğindeydi. Sehun Gülcihan'ın elini yavaşça çekti ve "Kanıyor." dedi. Gülcihan "Sadece küçük bir sıyrık." diyebilmişti. Canının acıdığı belliydi. "Arkdaşlar, lütfen biri yarayı temizlemek için bir şeyler getirebilir mi?" dedi Sehun. Arkadan bi kız içinde ilk yardım malzemeleri bulunan bir çanta getirdi. Sehun Gülcihan'ın bileğini kavradı ve yarayı nazik hareketlerle temizlemeye başladı. Gülcihan'ın canını yakmamaya çalışıyordu. Ardından krem sürüp yara bandını yavaşça yapıştırdı. "İşte bitti." dedi. Gülcihan "Teşekkür ederim." dedi ve gülümsedi. Tabi Sehun'da ona gülümsedi. "Herkes yerine. Başlıyoruz."dedi birisi. "İyi şanslar çocuklar." dedim.
Görevliler konseri izlememiz için bizi sahneye yakın bir yere geçirmişti. Hayranlardan gelen bağrışmalar müziğin sesini duymamızı zorlaştırıyordu. Exo sahneye çıktığında hayranların çığlıkları daha da artmıştı. Exo her zaman ki gibi mükemmeldi. Tabi mümkün olduğunca Kai'ye bakmıyordum. Çunkü ne zaman Kai'ye baksam ona daha çok sinirleniyodum. Onlar şarkılarını söylerken ben ve Gülcihan'da mırıldanıyorduk şarkıları. Bizimle birlikte Nurgül'de söylüyordu. Ama sadece Chanyeol'ün kısımlarını. Nereden bildiğini merak etmiştim doğrusu. Exo'nun hayranı bile değildi ve neden Chanyeol? Aklımda bu soruyu bastırmaya çalışarak konseri keyfini çıkarmaya devam ettim.
Konser bittikten sonra bir çalışan yanımıza gelip "Exo kapıda bekleyen arabaya binmenizi istedi." dedi. Şaşkındık. Aslında benim aklıma bir şey geliyordu ama düşünmek bile istemiyordum. Kesin Exo artık geri dönüyordu Kore'ye. Dedikleri gibi arabaya bindiğimizde havaalanı yoluna girmiştik. Diğerleri de durumu fark etmişti. Birbirimize tek kelime etmeden boş boş bakıyorduk sadece. Artık tekrar ekran başından izleyecektim onları.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAPPINESS STEP
De TodoEXO-L ÇİNGULARIM, HİKAYEDEKİ KARAKTERLERİN YERİNE KENDİNİZİ KOYARAK OKUMANIZI İSTİYORUM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. SARANGHAE♥ -Kitap kapağı @TheLuxion tarafından tasarlanmıştır-