Multimedya : Açelya
Şimdiden üzerime büyük bir yorgunluk çökmüştü. Kafe yavaş yavaş boşalırken saat de epeyce ilerlemişti. Çalışmak bana kesinlikle iyi gelmişti. Şunu anlamıştım artık; yeteri kadar çalışsam bana daha fazla katkı yapacaktı. Sürekli yeni ve başka ve birbiri ile çelişen bilgiler öğrenmem beni çok yoruyordu. Şu an bedenen yorgun olsam da kafa olarak bayağı rahattım.
"Aferin ilk günden iyi işti." Artık iş arkadaşım olan gence bakarken biraz acımıştım. Bakışlarından benden hoşlanmaya başladığını anlamıştım.
"Teşekkür ederim Uğur." Masaları kaldırdıktan sonra işte bitmiş oldu. Gecenin bu saatinde dışarıda dolaşmak biraz tehlikeliydi aslında ama kendimi koruyabilirdim. Birkaç sene dövüş eğitimi almıştım ve kendime bu konuda güveniyordum.
"Açelya istersen seni bırakabilirim." Bir de bu çocuk çıkmıştı başıma.
"Teşekkür ederim ama ben alışkınım." dedim masum bakışlarla.
"Saat çok geç."
"Biliyorum ama dediğim gibi alışkınım." Yalan söylemeyi becerebilmiş miydim bilmiyordum ama fazla duracağımı sanmıyordum burada. Kaçarcasına kafeden çıkıp yürümeye başladım. Sokak ıssız görünüyordu ve bu görüntü bir parça da olsa gözümü korkutmuştu. Yürüdükçe bu korkumu yendim. Sokağın köşesinden dönerken biri tarafından takip edilme hissine kapıldım. Aslında his değil gerçekti. Çünkü ayakkabının kaldırıma vuran sesini duyabiliyordum.
Korku vücudumu sararken sakin olmaya çalıştım. Kendimi ondan koruyabilirdim. Bana yaklaştığını hissedebiliyordum. Sonunda kolumu tuttu bir anda ve ben de karşımdakinin yüzüne bakmadan bacağın arasına tekmeyi geçirdim. Kaşımdaki adam iki büklüm olurken yüzümde kendinden emin bir gülümseme vardı.
"Sen nasıl bir kızsın böyle?" demişti adam. Bu ses tanıdık gelmişti. Adam acı dolu yüzünü kaldırırken bir an şaşırıp kaldım. Ego kralı karşımda duruyordu hem de sinirli bir biçimde.
"Ben seni sapık sandım." Derya Hazinedar bana bakarken bir an utandığımı hissettim.
"Aslında bunu çoktan hak ettin."
"Allah aşkına sana ne yaptım ki?"
"Bir de soruyor musun? Sen ne utanmaz bir adamsın. İlk başta yarın gel de sonra şirkete geleyim ve beni içeriye almasınlar. Söyle suçlu kim sence?"
"Bana haber bile vermediler. Geldiğini söylemediler."
"Neden acaba? Senin katı emirlerin olabilir mi?"
"Özür dilerim söylemeyi tamamen unuttum o kadar çok iş vardı ki." Bir iki adım attı ve yüzünü buruşturdu.
"Acıyor mu?"dedim muzipçe. Yavaşça başını sallarken oldukça eğlenmiştim bu görüntüden.
"Kabul edecektin yani sonuçta şirkete geldim."
"Evet ama o zamandı. Şimdi çoktan kararımı değiştirdim. Çünkü senin karakterin hiç hoşuma gitmedi.
"Önyargılıyım diyorsun yani."
"Saatler önce işimle tehdit eden sen değil miydin? Hayatta en nefret ettiğim şey budur; insanların ekmeği ile oynamak."
"O aslı olmayan bir korkutmaydı. Sözlerin hoşuma gitmemişti çünkü."
"Neyse ne geçti gitti artık. Yurda dönmem gerekiyor."
"Bu saatte ve kız başına mı?"
"Ne var, az önce tekmeyi yediğinde hiç de öyle demiyordun."
![](https://img.wattpad.com/cover/60820773-288-k94558.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA (Kitap Oldu)
Roman pour Adolescentsİşi başından aşkın olan Derya (erkek) Hazinedar, otel zincirini yürüttüğü şirketindeki avukatın yanlışı ile yeni bir avukat aramaya başlar. Aklında parlak bir fikir vardır. Mezun olduğu üniversiteden öğrenci çalıştırmak ister. Ona göre öğrenciler iş...