# Bring Me The Horizon- Follow You
# The Neighbourhood- Cry Baby
MİRA EVKAYA
Bir türlü uyuyamıyordum. Bunun sebebi havaların ısınmasından değil. Gece olup bakışları üzerimde hissetmediğimde her şeyden korku duyuyordum: yaşamdan, ölümden, sevgiden ve sevgi eksikliğinden, bütün yeniliklerin alışkanlığa dönüşmesinden, ne kadar heyecana verici macera dolu görünse de bilinmeyenle yüzleşmenin yarattığı telaştan.
Bu yüzden de kimseye aşık olmayacak, tesellimi yaşayacağım haz ve şehvette içimde yarattığım canavarı besleyecektim. Belki de sadece duygusuz olmayı öğrenmem de yeterliydi.
Düşüncelerime kendimi öylesine kaptırmıştım ki gerçeğe dönmek ve bir elimin televizyonu açmak üzere kumandaya sarıldığını ve telefonumun amansızca beni aç artık sürtük, neyi bekliyorsun çığlıklarını fark etmek beni çok şaşırtmıştı.
Sonunda telefonu açtığımda arkadan gelen ses, günaha davet çıkaracak kadar cüretkardı.
''Mira, kızlarla eve geliyoruz. Yanımızda efsane atıştırmalıklar var. Seveceğinden eminim ve o pijamalarından hemen kurtul. Partiliyoruz kızım!'' derken bir yandan da kıkırdıyordu.
Bilmem kaçıncı bardağıyla fondip yapıyordur. Hayatı ti'ye alanlardan biriydi Vildan. Israrcı olmasına rağmen onunla dışarı çıkmayacağımı, bugünü evde geçireceğimi planladığımı söylediğimde, yüzünü buruşturmuş ve gelmezsem çok şey kaybedeceğim zırvalığında minik bir konuşma yapmıştı. Anlaşılan vazgeçmiyordu.
Ev arkadaşımın bu coşkulu önerisi hiç şaşırtmadı beni. Parti kızıydı Vildan. Sürekli düzüşür ve düzüştüklerine ikinci bir şansı tanımazdı. Ve her zaman ki gibi kabuğuna tutunur ve maskesini takardı. Duygudan yoksun olan o sert ama arzulanan o maskeyi.
Bu yönünü onun cazibesinin bir parçası olarak görmüşümdür hep.
''Yeni bir okula başlamadan önceki gece partilemenin kötü bir fikir olduğuna eminim,'' derken sesimi gürültüyle temizledim.
Küfürler savuşturarak telefonu kulağından çekti ve tekrar kulağına yanaştırarak,
''Amaan be kızım, çürüyeceksin o kodeste vallahi,'' Vildan, yanındakilere talimatlar verirken tekrar telefonu kulağına yapıştırarak, şeytani bir kahkaha koyuverdi.
Orada neler dönüyordu acaba? Bir tahmini olan?
''Bu söylediklerine pişman olacaksın tatlım. Kıçın uçucak kıçınnn!'' Derken keyifle güldüğü ses tonundan anlaşılıyordu.
Acaba beni ne bekliyordu?
Kesin körkütük sarhoş olup, sabahlara kadar ona buna ana avrat saydıracağımız, bol şekerlemeli bir gece olacaktı işte. En kötüsü belliydi zaten yarına kabus gibi uyanacaktım. İşte asıl o zaman kıçım tutuşmaktan uçacaktı!
Ama söz konusu Vildan olunca beklentilerim ister istemez yüksek oluyordu işte...
Sahi size Vildan'dan bahsetmedim değil mi?
Aslında kendimden de bahsettiğim pek söylenemez bunu siz bulacaksınız çünkü kendimi anket sorularına cevap ararken uğraşmak yerine, anlattıklarımdan yola çıkarak beni bulmanız daha eğlenceli olacak!
Vildan çok güzel bir kız, güzellikten öte kendisinde bitmeyen bir öz güven belki de ego -hahaha böyle düşündüğümü bilmemeli- seksiliğinden ödün vermeyen bir huysuz cadı.
İnce yapısı, koyu renk saçları ve yeşil gözleriyle, Vildan'ın tek kelimeyle muhteşem görünmediği gün sayısı yok denecek kadar azdır. En yakın arkadaşım olmasaydı belki de bu yönünü kıskanabilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VE TANRI AĞLADI
Teen FictionKALBİNİZİN ATIŞINI MASKELEYEBİLİR MİSİNİZ? Onun tadı tıpkı yıllanmış şarabın damakta bıraktığı lezzete benziyordu. Ruhumdaki şehveti şaha kaldırıyordu. Bana ebediyeti arzulatıyordu. Onun için yanıyordum. Yabancı bir yerde, kalan tek güzellik duyguyd...