Bugün uzun bir süreden sonra gözümün önüne getirdim yaşadıklarımı. İyisiyle kötüsüyle hepsi gözümün önünde canlandı. Farkettim ki ne iyi şeyler hatırlanacak kadar iyi ne de kötü şeyler hatırlanmayacak kadar hafif. Evet herkes kaldırabileceği yükü alır omuzlarına. Peki madem öyle madem insanlar kaldıramayacağı yükü almazlar neden bu intiharlar? Onlar neden canlarından vazgeçebiliyorlar?
Nice düşünceler geçti beynimden, ruhumdan. En çok kafama takılan neydi?
Güven...Güven neydi? Nasıl bir şeydi? Ya da dur şöyle sorayım kendime, en son ne zaman güvendim?
İnsanlar kötü, insanlar acımasız... Ne zaman güvenebileceğim bir insan desen hayatta o insan seni ters yatırıp düz uyutuyor. Kalbini açtığın adam ya da kadın bir bakmışsın açtığın kalple voleybol oynuyor.
İnsanlar değer bilmiyor. Verilen değeri farketmiyor.
Güven mi nedir? Güven güneşin geceyi bitireceğini bilmektir. Güven bir şey yiyince doyabileceğini bilmektir. Gerçektir güven. Yalan değildir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEŞKE
Historia CortaKendimden bildiğim küçük kısa denemelerden oluşan bir çoğumuzun belki de yaşamış olduğu sorunları ele aldığım bir kitap var karşınızda. Dediğim gibi hayattan kendimden bildiklerimi aktarmaktır amacım. Değişik fikirler mutlaka vardır ve bende bunlar...