Parti daha yeni başlamasına rağmen beni sıkmıştı. Ben normalde kitap okuyan içine kapanık bir kızdım ama Erza ve Juvia'yla bunları atlatmıştık. Yine de arada bir bu yönüm gün yüzüne çıkıyordu. Kızlar içeride parti havasına bürünmüşken ben de karargâhtaki antreman sahasına yani sessiz bölgeye gitmiştim. Duvara sırtımı yaslayıp yere doğru uzandım. Bu sırada son olan olayları kafamda değerlendiriyordum. Gray'ler gelmeden önce günler birbirinin aynısı olarak geçiyordu ama hayatımız resmen değişti. Ben bunları düşünürken farketmeden zaman sanki durdu o kadar yavaşladı ki. Üzerime bir ağırlık çöktü resmen ben de o ağırlığa kendimi verip uykunun o güzel anına kendimi bıraktım.
Genç kız antreman odasında bir köşede uyuyordu. Parti son doruklarındaydı kimse kızın ortada olmadığını fark etmemişti. Partinin bitişine yakın kızlar Lucy'i göremediler fakat tuvalete gitmiştir diye çok üstelemediler. Sonra tekrar Lucy'e baktılar yine bulamadılar. Kızlar bayağı endişelenmeye başladılar. Her yere baktılar yine de bulamadılar gitgide endişelenmeye başladılar. Bu durumu fark eden Gerard sormaya çekinse de sormadan edemedi. Sorduğunda da aldığı cevap yüzünden hiç memnun olmamıştı. Bu sefer topyekün bir arayış yükseldi. Herkes odalara teker teker baktılar. Bodrumdan tuvaletlere kadar ama kimsenin aklına antreman odasındaki o kuytuya bakmak gelmemişti. Natsu da o sırada ortalarda gözükmüyor genç kızı kendi başına arıyordu. Onun kokusunu takip ediyordu. Sonuçta o bir Ejder Avcısı idi. Zaten o kızı aklından çıkaramıyordu. Uzun zamandır onunla birlikte bir sürü vakit geçirmişti, onunla şakalaşmıştı, hatta onunla kızlar hakkında bile konuşmuştu. Hala onun bir zamandır tanıdığı "Erkek kankası" olduğuna hala inanamıyordu. Nasıl olur da anlamamıştı? Bunları düşünürken kızı bulmuştu. Bu kız nasıl olur da bu hengâmede uyuyakalmıştı. Natsu hemen koşup kızı kucağına aldı. Kızların evleri karargâha bir hayli uzaktı. Usta kızları erkeklerin evlerine götürmelerini istedi fakat Erza bu duruma karşı çıkmıştı. Usta Erza'nın daha fazla konuşmasına müsade etmeyip onları erkeklere postaladı. Erza bu durumdan hoşlanmasa da kızlar tıpış tıpış gittiler. Lakin erkekler ve Juvia bu duruma gereksiz yere sevinmişlerdi. Neden acaba?
Üç arkadaş beraber çok güzel müstakil bir evde oturuyorlardı. Kızlar evi görünce şok oldular. Akıllarındaki soru bu evi nasıl aldıklarıydı. Gerard bunu anlamış olmalı ki kızlar tek kelime dahi edemeden kızların merak ettiği cevabı vermişti. Onlar yurtta kalıyorlardı fakat görevlere çıktıkça para kazanmışlardı ve yurt için talep de çok fazlaydı. Paraları ile ev almaya karar vermişler, böylece ihtiyacı olanlar için yer açılmıştı. Erza bu cevaptan çok etkilenmişti. Çok düşüncelilerdi. Genç kız resmen etkilenmişti. Çok iyi kalplilerdi. Erza o sırada Gerard'ın suratına bakakalmıştı. O sırada Gerard'ın etrafında moe çiçekleri çıkmaya başlamıştı. Tabi bunu farkeden Juvia Erza'yı dürttü Erza Gerard'ın etkisi altından çıkmış ve bunu farkedince çok utanmıştı.Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Natsu'lar daha fazla oyalanmadan eve girmişlerdi. Sonra Natsu Lucy'yi kendi odasına götürüp yatağına yatırmıştı. Sonra genç kızın üzerini örtmüş, ona sessizce iyi geceler dilerken odadan çıkmıştı. Herkes salondaydı onların yanına gitmişti. Herkes sohbet ediyordu Natsu salona girdiğinde . Natsu Gerard'a kaş göz hareketleriyle bir şey anlatmaya çalışmıştı lakin Natsu sanki anlamamaya and içmişti. Aradan uzun bir zaman geçmesine karşın nihayet anlamıştı Gerard ve Natsu kızlardan ve Gray'den
müsade isteyip kalkttılar. Natsu ile birlikte mutfağa geçtiler. Natsu kızların nerede kalacağını bilmediğini söyledi. Onların odası dışında diğer odaların çok vahim durumda olduğunu belirtti. Onlar misafir odalarını resmen depo olarak kullanıyorlardı. Az çok o odaları toparlasalar da misafirler için uygun olmayacaklardı. O odaların adam akıllı toplanması yaklaşık iki yıllarını alırdı. Natsu kendi odasını Lucy'e verdiğini ve yanına iki yatak çekebileceklerini söyledi. Gerard bu fikri beğendiğini belli edercesine kafasını salladı. Diğer iki odayı da onlar kullanacaktı. Gerard ile Natsu salona geçtiler. Gerard kızların odasını hazırlamak için üst kata Natsu'nun odasına çıktı ve yere yatakları serdi sessizce. İşini bitirdikten sonra salona gitmek için yola koyuldu fakat aklında tek bir şey vardı o Kızıl çok güzeldi. O aşık değildi sadece biraz hoşlanmıştı yani onda bir sorun yoktu. Kız çok güzeldi. Kagasını sallayıp bu düşüncelerden kurtulmaya çalıştı fakat sadece çalıştı Kızılı unutamıyordu. Bunun sebebi herhalde büyük bir şok yaşadığı için de olabilirdi. Yani sonuçta onu arkadaşı Eric olarak biliyordu. Birden karşısına güzel bir kız olarak görünmüştü. Herhalde o kızın ona güzel görünmesinin nedeni fazla kız görmemiş olmasıydı. Yani o normal bir kızdı sadece bilinç altı ona oyun oynuyordu. Evet evet o normal bir kızdı. Belki de sadece bir kız olduğu için ondan hoşlandı. Bu fikri birkaç dakika içinde özümseyip yavaş yavaş odadan çıktı. Çıkması ile karşısında gördüğü şey ile az önce düşündükleri tamamen aklından uçup gitmişti. Hemen silkinip kıza doğru döndü. Erza onun yapacağı şeyi anlayıp yanına gelmişti yardım için. Hemen Gerard'a baktı ve yardım etmek istediğini söyledi. Gerard her şeyi hazırladığını söyleyince ne yalan olsun içten içe üzülmüştü aslında. Sonra ne düşündüğünü fark edip kendine gelmek adına elleri ile yüzünü sıvazladı. Gerard ise onun yaptığı her hareketi inceleyip kafasına kazımak ile meşguldü. İkisi de toparlanınca birbirlerine bakarak iyi geceler demişti. Erza hemen odaya girip kapıyı çok yavaşça ses yapmayacak bir şekilde kapamaya çalışıyordu. Bu sırada da koridordan salona giden Gerard'ın arkadından ona bakıyordu. Nihayet kapı kapanmıştı. Kızıl hemen kendini duvar kenarındaki yatağa attı. Ne olursa olsun o yatağı Juvia'ya kaptırmayacaktı. Onu dürtüp, ona yalvarsa da.
Erza daha uyuyamadan odanın kapısı açıldı ve yüzünde şapşalca gülümseme olan Juvia odaya girdi. Hiçbir şey demeden kendini iki yatağın ortasındaki yatağa attı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bu gerçekten de garipti çünkü her zaman duvar kenarındaki yatağı kapmak için resmen savaşırlardı. Ama bu gece ezber bozan bir şey olmuştu. Erza hayretini gizleyemiyordu fakat çok da önemsemiyordu çünkü odanın ışığı kapalıydı. Hiçbir şey söylemeyecekti. Hazır Juvia'nın aklına gelmemişken bu durumun rahatlığını çıkarmak istiyordu. Uyuyan yılanı uyandırmanın ne gereği vardı ki? Yarınlara umut ile bakmak dileğiyle mırıldanan Juvia'yı ve mışıl mışıl uyuyan Lucy'i geride bırakarak karanlığa kendini bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAIRY TAIL ÇETE
Fanfiction(ASKIDA) 3.Dünya Savaşı'ndan sonra Japonya'nın ekonomisi çökmüştür ve etraftaki bazı kötü çeteler Japonya'da terör estiriyordur...(NALU)