5)Merhaba yeni hayat!

34 7 3
                                    

Gelmiştik sonunda.

Hayallerimin şehri İstanbula ayak basmıştım. Bu kente ilk gelişimdi. "O" ndan ilk uzaklaşışımdı. Yeni bir hayata ilk adım atışımdı.

Otobüsten indik ve "halamın eşi, aynı zamanda kardeşimden ayırt etmediğim , biricik kuzenim babası olan" Kadir eniştem, bizi almak için arabasıyla İstanbul durağında bekliyordu. Selamlaşma faslını geçtikten sonra, bavulları arabaya yükleyip yeni bir yolculuğa çıktık. Ama bu yolculuk daha kısa bir yolculuktu. Sonuçta bir günlük yoldan geliyordum ve bünyem iyice zayıflayıp göz kapaklarım kapanıyordu. Haftasonu olduğu ve Trafik olmadığı için, 15 dakika sonra halamların evine varmıştık. Bahçeşehirin lüks sitelerinden birinde yaşıyorlardı. İlk defa evlerini ve sitelerini görüyordum. Gerçekten yaşanmaya değer bir yerdi. Asansörle siteden yukarıya çıktık. Kapıda bizi karşılayan Hülya halam ve kuzenden öte sevdiğim kardeşim Selinle uzun uzun sarıldık. Daha birkaç ay önce Diyarbakırda görmüştüm onları ama yine de çok özlemiştim.

Sarılma faslı bittikten sonra, elimizi ve yazın sıcağında iyice terlemiş olan yüzümüzü buz gibi suyla yıkadık. Daha sonra tuvalet ihtiyacımızı da
giderdikten sonra, zaten
çoktan hazır olan yemek
masasına geçtik.

Aslında, Gökhan olayını çoktan unuttuğum için eski balık etli Asel'e dönmüştüm.
Ancak şuan yolculuktan dolayı canım hiçbirşey yemek istemiyordu. Halam masayı çeşitli salatalar, birkaç çeşit et, bir kaç çeşit sulu yemek, pilav ve bulgurla donatmıştı.

Yediğim az buçuk yemekten sonra, salona geçip annemlerin yemek yemesini bekledim. Selin de yemeğini çarçabuk yiyip yanıma geldi. Birbirimizi cok özlemiştik. Biraz sohbet ettik. Sonra herkes yemeğini yiyip yavaş yavaş salona gelmeye başladı. Selinle bir an gözgöze geldik.
Iyide daha doğru düzgün konuşamamıştık bile.

Neyse ....
Ne de olsa akşam bol bol konuşacaktık. Yolculuk beni bayağı yormuştu gerçekten. İki gün boyu doğru dürüst birşey yemememe rağmen, midem bana aç olduğumunun sinyallerini vermiyordu.

Çok yorgun olduğum için, Selin'in odasına geçip biraz uzanmaya karar verdim. Daha doğrusu Hülya halam yorgunluğumu sezip beni zorla göndermişti.
Ben uzanırken Selin yanıma gelmiş, birşey isteyip istemediğimi sormuş, "hayır" cevabını alınca beni dinlenmem için odada yalnız bırakıp gitmişti.
Gerçekten çok misafirperverler idi. Halam misafirperverliğini , tek kızı olan Selinede aşılamıştı.

Biraz uzandım ancak uykum gelmeyince mutfağa, annem, Selin ve halamın yanına gittim. Akşam yemeği vaktiydi. yemek masasını hazırlayıp, yemeklerimizi yedik. Sonrasında içtiğimiz çaylar, yediğimiz tatlılar da cabası...
Halam biz şişene kadar bize yedirmiş, zorla yemek ve tatlıları onümüze dizmişti.

Vakit geç olunca, yataklarımızı hazırladık ve oturup Selinle sohbet etmeye başladık.

Ikimiz bir araya gelince konusacak konu da gökhan ve cenk olmuştu haliyle. Cenk selin'in 3 yıldır sevdiği çocuk. Ortak arkadaşlar sayesinde onunla da tanışıyorduk. Cenk, Selin'in onu sevdiğini öğrenince, yüklendigi ego ve özgüveniyle, Selin'in ona karşı olan duygularını kullandı. Selin gibi biz de önce bunu fark edemedik ancak zamanla etrafta yayılan dedikodular ve ortak arkadaşlarımızın ipek yoluyla Selin' in üstüne oynamaları, gerçegi görmemizi sağlamıştı.

İpek'in de tanıdığı bu ortak arkadaş gurubumuz, sinsilikte başı çeken nurinin üstün çabalarıyla, İpek' in saf niyetini ve iyiliğini kullanarak onu Selin'e karşı doldurmuşlardı.

Üstüne Selin'in cenki sevdiğini öğrenince iyice coşmuş, bunu cenk'in en yakın arkadaşı olan nuri, cengi zeynebe karşı bunu koz olarak kullanmaları konusunda fişteklemiş ve nedensiz yere Selin'i daha da zor duruma sokmuştu.

Aslında nedeni gayet acıktı. Nuri Selin'in sahip olduğu imkanları kıskanarak(her ne kadar arkadaş olsalar bile)
Onu zor duruma sokmaya ve hayatını onun başını yakmaya adamıştı adeta.

İpek, Selin ve Asel bunun farkına geç de olsa varmışlardı. Ancak o zamana kadar is isten geçmiş, nuri planlarını tek tek devreye sokmaya başlamıştı. Lakin bu planları Asel farketmiş ve bunları boşa çıkarmak için arkadaşlarını iyice tembihlemişti. Asel bu planın içinde kendisi dışında herkezin (Selin ve ipek) olduğunu biliyordu. Sonuçta nuri nekadar da zekasıyla övünse bile, onca şey yaşamış olmasına rağmen hala ayakta dimdik duran Aseli yakamayacığını çok iyi biliyordu. Ancak Selin'in ve iyi niyeti istismar edilen ipekin başına çorap öreceklerini de biliyordu.
Gelgelelim ki; nuri ve çetesi(!)
Şimdilik bu işten vazgeçmişe benziyorlardı.

= Aselin ağzından=

Selin ile böyle konuşurken, ipek'i nekadar da çok özlediğimizi farkettim. Daha 6 ay önce, babasının işi nedeniyle Finlandiya ya göç etmek zorunda kalmışlardı.

Ben hiçbir zaman bizim ayrı kalamayacağımızı düşünmüştüm. Ne de olsa biz süper üçlüydük. Hatta benim bu küçük grubumuza taktığım ad ile biz "Super trio" idik...
Neyse ki hemen her yaz gelecekti ipek ve ailesi. Sonuçta benim halamın kızıydı ve halam, evleri Diyarbakırda olan baba annemi ve dedemi görmeden dayanamazdı. Bu bize biraz olsun güç veriyordu.

Uykumun yavas yavaş bastırdığını hissettim. Saate baktım. Daha 11.30 du ama buna rağmen bedenim yatağa girmek için adeta savaş veriyordu.

Selin de iki gündür doğru düzgün uyumadığımı bildiği için, birlikte sabahlayacağımıza dair verdiğimiz sözü hiçe sayarak uyumama izin(!) Vermişti.

Sabah gözümü mutfaktan gelen tabak çanak sesleriyle açmıştım. Halam ve Selin erkenden uyanmış, bizim için kahvaltı sofrasını hazırlamaya başlamşlardı. Annem de ben kalkmadan biraz önce uyanmıştı. Erkenden kahvaltımızı yapıp ablamların bizim için tuttuğu evi döşemeye gidecektik.

Halamlara günaydın dedikten sonra, kahvaltı masasını toplayıp ortalığı temizlemeye başladık. Ancak halam bugün zaten yeterince yorulacağımızı söyleyip daha fazla iş yapmamıza izin vermedi.

Sonunda gelmiştik. Annem kapıyı açmış, biz de içeri girmiştik. Eski evimize oranla çok daha ferah, aydınlık ve güzeldi.

Evi görünce artık buradaki yaşamımızın, Mardindekine oranla çok daha güzel olacağını anlamıştık.

Artık bizim için yepyeni bir hayat başlıyordu...

Duyarbakırdan gelen eşyalarımız, evin içine rastgele dağılmışlardı. Evi görünce hemen işe girişmemiz gerektiğini anlamıştık.

Annem ve halam salonu, Selin ve istanbulda biz gelene kadar amcamlarda kalan ablam orta odayı, ben ve babamda çocuk odasını düzenlemek için işe koyulduk. Yeni evimiz 3 odalıydı. Ama geniş, ferah bir evdi. Akşam geç saatlere kadar iş yaptıktan sonra amcamın eşi, bize yiyecek bişeyler hazırlamıştı. Yemek yedikten sonra hazır olan tek odamız olan salona geçip dinlenirken, ablamların bizim için hazırladığı demli çayı içtik. Halamlar, Amcamlar ve biz, üç aile kalabalığıyla oturup sohbet ettmeye başladık.

Saat geç vakitlere ulaşınca, misafirler evlerine gitmek için ayaklandılar. Onları uğurladıktan sonra, çok yorgun olduğumuz için hemen uyumak için odalarımıza dağılmıştık bizde. Önceden ben ve babam ranzalarımızı kurduğumuz için hemen kendimizi üstlerine atmıştık. Uyumadan önce, son zaamanlarda yaşanan süpriz olayları düşündüm.

Evet belki şu dört sene içinde inanılmaz şeyler yaşamıştım. Ama yine de ben güçlü bir kızdım ve beni kolay kolay hiçbirşey yıkamazdı. Ben Asel' dim.
Asel ZOZAN' dım.

Baya geç oldu ama 11. Sınıf olduğum için derslerden ve okuldan vakit bulamıyorm wattpada. Umarım beğenirsiniz.

-çocuk kalpli yazarınız♡♡

                            YAZAR:  Süreyya MİNAS

İmkansıza Zar Atmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin