little amber

4.3K 415 91
                                    

Sehun.

"Sehun abi geçenki filmi izledin mi? Hani şu bebekken kaçırılan kızla ilgili. Kız yirmili yaşlarına gelene kadar ailesinin gerçek ailesi olmadığını bilmiyor."

Laptopun ekranına bakarken, büyük gölün kuzey yamacındaki bir site için ayırdığımız bütçeyi gözden geçiriyordum. Temeller toprak donmadan atılmıştı ve binaların çatıları kar yağmaya başlamadan önce bir an önce bitirilmişti. Site bitmeden önce ortaklarımızdan birisi düzenlemelerde değişiklik yapılmasını istemişti. Bir yandan çalışırken bir yandan da yedi yaşındaki alt komşumuzun sevimli kızı Amber'i dinlemeye çalışıyordum. Zaman zaman beni ofiste ziyarete geliyordu ve ben onunla zaman geçirmeyi gerçekten çok seviyordum.

"Sehun abi?"

"Hmm? Ne var?" diye mırıldandım birkaç rakamı silip yeni maliyetleri hesaplarken. Hemen ardından da Amber'in derince nefes alışını ve iç çekişini duydum. "Beni dinlemiyorsun." dedi küskün bir ses tonuyla.

Laptopun ekranının yanından ona bir göz attım ve tekrar işe koyuldum. "Elbette dinliyorum Amber."

"Ne söyledim o zaman ben?" Kollarını göğsünde birleştirerek bana dikti bakışlarını. Oldukça azarlayıcıydı, zaten Amber da o narin ağlak kız çocuklarından biri değildi. Küçük yaşına rağmen çok eğlenceliydi ama agresif olduğu zamanlar gerçekten ortam gerilebiliyordu. Masanın ucundaki hesap makinesine uzanırken elimdeki tükenmez kalemle olduğum yerde donakaldım. Büyük gözlerini kocaman açarak bana öyle bir bakıyordu ki sanki beni küçük Sonic desenli ayakkabılarının altında ezecek gibiydi.

Elimi hızla hesap makinesinden çektim. "Dinlemiyordum, özür dilerim."

"Sana bir şey sorabilir miyim?" dediğinde aslında okul dönüşü öylesine buraya uğramadığını anlamıştım. Aklına takılan bazı şeyler var gibiydi.

"Elbette."

"Bak şimdi." dedi kollarını iki yana açarak. "Sen şimdi birinden hoşlansaydın ve o bunu bilmiyor olsaydı ne yapardın?" diye sordu. Amber bir an için tavanda bir yerlere bakarak "Ve o böyle harika sarı saçları olan, herkesi etkileyebilen bir kızdan hoşlanıyor olsaydı?" dedi. "Ondan vazgeçer miydin?"

Kafam karışmıştı. "Sen sarı saçlı bir kızdan mı hoşlanıyorsun?!"

"Hayır, off." dedi elini alnına vurarak. "Çocuğun birinden hoşlanıyorum işte! Ama çok popüler ve başka bir kızdan hoşlanıyor! Beni fark etmesini istiyorum, sence ne yapmalıyım?"

Sandalyemi tamamen Amber'a çevirdiğimde sevimli kısa sarı saçlarının ona gerçekten hoş bir hava kattığını düşünmüştüm. Amber diğer kızlardan farklı olarak asla etek ya da elbise giymeyi tercih etmiyordu. Her zaman pantolon ya da şortla dolaşmayı tercih ediyordu. Amber çok güzel bir kızdı, bir gün bütün kafaların dönüp ona bakmasına sebep olacaktı ama bugün değildi. Henüz çok küçüktü, bu tür konular için çok gençti.

"Hiçbir şey yapma, sen harikasın bence." dediğimde tırmanıp kucağıma oturdu.

"Aynı Kris abi gibi konuştun şimdi." dedi elimi tutarken.

"Kris ne dedi ki?"

"Erkeklerle ilgilenmek için çok küçük olduğumu söyledi. Daha sonra ona vuracağımı anladığında beni Jongin abiyle evde yalnız bırakarak kaçtı."

"Tüh." dedim yanağını öperken. "Ben sana böyle bir şeyi asla söylemezdim."

"Biliyorum. Bu yüzden seninle konuşmaya geldim. Ve aslında sorun sadece hoşlandığım çocuk değil. Kimse beni fark etmiyor ki." Dudaklarını büzerek başını eğerken tatlılığından dolayı erimek üzereydim. "Bundan nefret ediyorum." dedi sonra da.

skin // hunhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin