Kafamı dolaba çarptım...
''ahh! Başım ne oldu bana öldüm mü?'' diye gözlerim kapalı bir şekilde yakınıyordum. Ses gelmeyince gözlerimi açmaya çalıştım. En son ne olmuştu? Ben kafamı dolaba çarpmıştım. Gözlerimi tam olarak açtığımda karşımda bir adet damla ve koray...
''iyi misin kuzum? bir şeyin yok değil mi?'' dedi endişeli gözlerle.
''sende uyandığına göre benim dersim başladı görüşürüz ufaklıklar'' dedi ve gitti.
''sensin be ufaklık! gerizekalı ! alt tarafı aramızda 3 yaş var, havan kime?'' diye giden korayın arkasından bağırdı damla. Bilin bakalım koray ne yaptı? Takmadı..
Bende o sırada boylu boyunca uzandığım yerden kalktım ve oturur pozisyona geçtim.
''Hadi sende kalk kuzum sınıfa gidelim.'' Kalkmamda yardımcı oldu. Elinden tuttum kalkıp sınıfa girmiştik. Tabi hoca bizden önce girmişti. Bugün cenabet miyim neyim? Neden tüm terslikler beni buluyor? Hocadan özür dileyip yerimize oturduk. Orta sıra önden 3. sırada Damlayla beraber oturuyorduk. Önümüzde de Yekta ve adını bilmediğim bir kız..
Ders biter bitmez yekta arkasını döndü ve kendini Damlaya tanıtmaya başladı. Bende kalkıp sınıftaki insanlarla tanışmaya başladım. Çok şirin insanlar vardı. Ha bir de havalılar tabi.. Şuana kadar öğrendiğim kadarıyla okulda popüler insanlarla takılmayan insanlar popüler olamıyorlar. Popüler insanlarda popüler olmayanlarla konuşmuyorlar. Bu çok tuhaf bir döngü.. Bakalım biz hangi sınıflandırmaya gireceğiz...
''Esila hadi kuzum kafeye iniyoruz.''
''Geliyorum!'' diye bağırdım. Koşarak yanına gittim ve koluna girdim.
''Ee gıybet var mı gıybet?'' diye sordu Damla.
''Olmaz mı? Bu okulda popülerite ayrımı var.'' diyerek surat astım.
''Aa takma kafana okul bizim!'' dedi. Doğruydu okul onlarındı o zaten başından beri popülerite sınıfındaydı. Peki ya ben? Damlanın zaten popüler arkadaşları vardı. Peki ya onlarla takılıp beni unutursa? Saçmalıyordum. Uykusuzluk başıma vurmuş olmalıydı. Damlanın bana seslenmesiyle kendime geldim.
''bak şurası boş. Hadi oturalım.'' diyerek masaya koşarak oturdu damla.
''Evet. kalk bakalım yekta! Hadi bize kahve al'' dedim.
''Nedir benim bu kızlardan çektiğim'' diye yakınarak masadan kalktı.
Yekta 6 tane kahveyle geldi.
''Yekta biz 3 kişiyiz.''
''Biliyorum, biliyorum ama sizinle tanıştırmak istediğim arkadaşlarım var ve şu anda buraya geliyorlar.'' diyerek oturdu.
3 kişi bizim masaya doğru geldi. Yekta hemen kalkarak hepsiyle tokalaştı.
''Açelya'' dedi karşımdaki güleryüzlü kız.
''Bende Esila.'' dedim büyük bir sevecenlikle.
''Alptuğ'' diye elini uzattı sarışın olan ''Orçun'' diyerek elini uzattı yanındaki
ikisininde elini teker teker sıkarak '' esila'' dedim.
''Tanıştığıma memnun oldum.'' dedim. Gayet güleryüzlü hoş insanlardı. İyi niyetli insanlara benziyorlardı. Bizimle hemen kaynaşıp anlaştılar.Telefon numaralarımızı aldık.
O gün başka dersimiz olmadığı için bir süre sonra kalktık ve vedalaştık. Okulun dışına ulaştığımızda Damlanın telefonu çalmaya başladı. Ekrana baktığımda
''Abim arıyor'' yazıyordu.
Hemen açtı bir süre konuştuktan sonra kapattı.
'' ne oldu?'' diye sordum.
''Abim akşama eve gelmeyecekmiş. Muhtemelen yine bır kızla olacaktır.'' dedi üzgün bir şekilde.
Anında suratım düşmüştü. Damla da benim için üzülüyordu. ''Üzülme ama '' dedi sevecen bir ses tonuyla.
''Boşver bir şeyim yok!'' dedim. Tabi o sırada gözümden bir yaş aktı. yürümeye başladım. Hava kapalıydı.
''Esila! Yağmur yağacak! Hadi eve gidelim!'' diye arkamdan bağırarak koşuyordu.
''Gelme ! Peşimden!'' dedim ve koşmaya başladım. Yorulmuştum ... Hayattan yorulmuştum,koşmaktan yorulmuştum, sürekli deneyip başarısız olmaktan yorulmuştum. Ben korayı çok sevdim her şeyden herkesden çok sevdim. O mutlaka her cumartesi dışarı çıkardı. Cumartesileri hiç sevmezdim onun için. Çünkü her cumartesi korayın birlikte olduğu bir kız demekti. Ağlardım o geceler sesim kısılana kadar göz pınarlarım kuruyana kadar ağlardım. Çok yerdim o geceler kendimi abur cubura vururdum. Ben vazgeçmeyi denedim. Çok denedim. Ama O egoist pislikten bir an olsun bile vazgeçmedim.. Vazgeçemedim.. Ben vazgeçmeye o kadar alıştım ki vazgeçmekten bile vazgeçtim
Yorulduğumu anlayınca bir banka oturdum. Etrafım yağmurdan kaçan insanlarla doluydu. Bense mal gibi oturup yağmur damlalarının ince gömleğimin üstünden içime girmesini izliyordum. Islanıyordum ve üşüyordum. Umursamadım.
Bir kaç saat daha orda oturdum. Yağmur durmuştu, kıyafetlerim kurumuştu. Uzun saçlarımın ıslaklığı gitmemişti. Hemen tepeden topladım bu şekilde daha iyi duruyordu. Marketten ıslak mendil alıp gözümdeki akmış rimeli rastgele temizledim. Eve gelmiştim. Sitemizin güvennliğine başımla selam verdim. Sitemiz villalardan oluşuyordu. Zengin değildik fakat babam gayet iyi bir maaş alıyordu. Annem ve babam Salman amca ve sanem hanımla çok yakın oldukları için karşı karşıya taşınmıştık.
Evimizin önüne gelmiştim. Cebimdeki anahtarla kapıyı açarak içeri girdim. O sırada görüş alanıma havadaki terlik girdi. Hemen kafamı eğdim, terlik duvara çarptı ve düştü.
''Anne hayırdır nişancılık konusunda deneme mi yapıyorsun?'' diye yakındım. Şaka maka annem nişancılık konusunda gayet başarılıydı ama ne yazık ki buralarda harcanıyordu.
''Nerdesin sen? Arıyorum açmıyorsun. Kaç kere aradım haberin var mı?''
''Öncelikle bugün kurs vardı kurstan geliyorum onun için geç geldim. İkincisi telefonum sessizdeydi duymadım. Üçüncüsü kaç kere aradığın hakkında hiç bir fikrim yok '' diye yanıt verdim.
'' bir dahakine haber ver'' diye ikaz etti.
''Tamam sultanım çok uykum var ben uyumaya gidiyorum. '' diye anneme bağırdım merdivenden çıkarken.
''Akşama salman amcan ve sanem teyzenler gelicek.'' dedi.
''Damlayla korayda mı gelecek?'' diye sordum.
''Kızım sen gerizekalı mısın tabi ki hepsi gelecek.'' dedi. ''Doğru düzgün durun Eldayla kavga etmeyin'' diye ekledi.
''Sen onu değişik kızına söyle'' diye bağırarak odama girdim.
Yatağıma yattım cevapsız arama sayıma baktım. 10 cevapsız arama vardı.
1 kez açelya
4 kez damla
5 kez de annem aramıştı.
Yatağıma girdim. Üstüme pikeyi güzelce örttükten sonra uykuya daldım.
YAZARDAN
YORUM VE VOTE BEKLENİR =) Hadi bakalım iyi okumalar ...
+10 beğeni de yb gelir!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI RÜYALAR
RomanceHER KARANLIĞIN BİR AYDINLIĞI OLDUĞU GİBİ HER AYDINLIĞINDA BİR KARANLIĞI VARDIR.... Yalnız kibirli, Umursamaz ve hergün ölmek isteyen bir adam. Ve bi o kadar neşeli, hayat dolu bir kadın. ESİLA & KORAY