*Medya Buğra*Akın'a baktığımda samimi bir şekilde gülümseyerek karşısında ki gence bakıyordu derken aramızdaki mesafeyi kapatıp Akın'a sarıldı.
Beni de takmaları için boğazımı temizlesem de kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı bile.
Daha gürültülü bir şekilde boğazımı temizleyince ikisi de bana bakmaya başladı.Zaten bakmasalardı şaşardım.Dışarıdan boğuluyormuş gibi göründüğüme emindim.Şimdi de ne söylesem diye düşünürken ağzımdan,
-Sen kimsin? lafı çıktı.
-Ben Buğra.Peki sen kimsin küçük?
Bunlarda genetikti sanırım.Bu kadar salak olunmazdı.O kadar da küçük durmuyordum.
-Ne küçüğü be diye çirkeflik görevimi tamamladıktan sonra ben Selen Akın'ın arkadaşıyım diye ekledim.
-Demek Akın'ın arkadaşısın ha? deyip yanıma doğru bakınca gülümseyip tekrar bana döndü.
-Tanıştığımıza memnun oldum küçük.
-Benim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
-Neden? deyip gülümseyince,
-Ben o kadar da küçük görünmüyorum tamam mı?
Ellerini teslim olur gibi kaldırıp tamam deyince,
-Iste şimdi memnun oldum deyip gülümsedim.
Akın'da bizi izleyip kavga başlatmak için arada gaz verse de ona uymadık ve Buğra ile Akın'ı arkamızda bırakarak yürümeye başladık.
O da arkamızdan bizi takip ederek gelirken birden yanımıza gelince ayağı taşa takıldı.Yani umarım onu taş zannediyordur ve ayağım olduğunu anlamaz.
Buğra'nın üstüne düştü.
Ben kahkalarımı durdurmaya çalışırken onlar tartışıyorlardı.
-Akın ne yapıyorsun lan?
-Ulan ayağım takıldı.Kusura bakma kardeşim.
-Kalksana lan.Sümük gibi yapıştırdın yere.
Akın hızla yerden kalkınca benim gülmekten kızarmış suratıma baktı.Bana gözlerini kısarak bakınca InşAllah benim yaptığımı anlamaz diye içimden dua ediyordum.
Buğra'da yerden kalkınca yolumuza devam ettik.-Amma sakar çıktın Akın sen de.dedim.
-Taş falan görmedim.Neye takıldıysam artık deyip imayla bana bakınca,
Gözlerimi ona diktim.
-Ne yani benim yaptığımı mı düşünüyorsun? dedim.
Yalan söylemeyi sevmesem de başardığım şeylerden biri de buydu ama şuan sadece şaka yapıyordum.
-Hayır.Senin yaptığını biliyorum.dedi tıslarcasına.
Dudağımı büzerek,
-Beni yanlış tanımışsın dedim.
Bilirsin yalan söylemeyi beceremem diye ekledim.-Ben seni nerden bileyim? deyince,
-Dost olacaktık değil mi? Beni tanımaya çalışmalısın.Hayallerindeki biri değilim.
-Sadece hayalim olacak birisi değilsin deyince,
-Çünkü hayal gücün zayıf beni hayaline sığdırabilecek kadar geniş olması lazım düşüncelerinin.Sen sadece kafese takılı kalmış birisin.Kafesten kaçmayı düşündün mü hiç?
-Ben buraya mahkumum.Peki sen ne kadar güvendesin dışarıda?
-Dışarıda olduğumu kim söyledi? deyince,
Akın sessiz kaldı.Buğra'da konu açmaya çalışıyor gibi görünüyordu.Buğra sonunda bir konu bulmuş olacak ki bize döndü.
-Çişim geldi.Eğer artık susmazsanız avucunuza işerim.
Akın'la birbirimize korku dolu bakışlar atarak önümüze döndük.
Beş dakika sonra Buğra konuşunca ona döndüm.-Arabam şurada.Selen dost olmak istiyorsanız biraz daha yakın olmalısınız.O yüzden bize gel film falan izleriz.
Akın ona ters ters bakınca,
-Aslında Akın'ın evi ama.Kardeşler arasında bunun lafı bile olmaz.Ee gelmeyi düşünüyor musun?
-.............
-Selen cevap versene.
Korkuyla,
-Avucuma işemeyeceksin değil mi? diye sordum.
-Saçmalama Akın'la laf dalaşına girmezseniz tabiki de işemem.
Derin bir oh çekerek,
-Akın'da isterse gelirim dedim.
-Akın'a sormaya gerek yok tabiki de ister.
Arabanın yanına gelince Buğra,
-Haydi atlayın ve artık tedirginlikten kurtulun avucunuza falan işemeyeceğim.
Buna sevinerek arabanın arka koltuğuna atladım.Mecazi anlamda değil.Gerçekten atladım.Araba biraz sarsılsa da ve kafamı çarptığım için biraz da beynim sarsılsa da sonunda güvenli bir şekilde yola çıktık.Güvenli dediğime bakmayın. Buğra kullandığı için sürekli arabaları solluyordu.Arkadan bir sürü beddua ve küfür yediğimize emin olmuştum.
Hatta bir ara Buğra arabadan inip adamı ağzına osurmakla tehdit edince adam garip bir bakış atıp hızla yanımızdan ayrılmıştı.
Sonunda araba durduğunda hızla indim ve önünde durduğumuz evi beğeniyle süzdüm.Buğra arabadan koşarak çıkarken bir yandan da bağırıyordu.
-Çok özledim lan evimi.
Akın arkasından,
-Orası benim evim diye seslenince,
Buğra bize doğru döndü.
-Evine damgamı yaparım.
-Nasıl bir damgaymış bu?
Buğra sinsice sırıtınca Akın ve ben yüzümüzü buruşturduk.
Akın'ın sözleriyle gülmeye başladım.-Defol git pislik herif.Bak hala gülüyor lan.Sakın evime işemeye kalkma.
Beni nelerin beklediğini bilmeden evden içeri adımımı attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK MASUM YALANCI
Teen FictionGözlerim denizde gezinirken dalgaların her kıyıya vuruşunda geçmişimi hatırlıyordum. Elbet aradan uzun zaman geçmişti fakat her rüzgarda biraz daha savruluyordum. Sahi bu kaçıncı rüzgar? Bu kaçıncı savruluşum? Yağmurun hafif çiselemeye başlamasıyla...