Sevdiğim şiirin en vurucu dizesiydin.
Hep sana yazmamı isterdin ama bilmezdin ki ben yazdıklarımı varlığının verdiği mutluluğa değil, yokluğunun verdiği acıya, senin başkalarıyla olduğun düşüncesiyle nefret ve sinirle yazardım. Bak tekrar yazmaya başladım ben, kalemim inceden akıyor kağıda gözlerim puslanıyor sigaramın dumanından öyle bir pus ki bu gözümden yaş geliyor kağıdıma damlıyor kalemim daha bi ıslak yazıyor. Her gece seni anar oldum kağıt kalemimle ve yıldız tilbe eşliğinde sürekli aynı nakarat dönüyor '' kahretsin yapamıyorum kaçtıkça sana geri dönüyorum ''.-O değişmişti tanıdığım bildiğim insan değildi. Hiç ummazdım oldu son baharda.
Bir insan iki insan görüp bu kadar kolay değişemezdi bunun bahanesi ne acı nede gelecek kaygısıydı. Bu tam anlamıyla beni kafasında bitirdiğinin ve artık yeni hayatına kurmak istediği düzene açtığı yelkendi. Ben artık yoktum. Ben yokoluşumda bile ilk gün neysem oydum.Kim bilir belkide değişmem gerekirdi ama yapmadım. Değiştirmek istedin başaramadın biliyorsun ve bunu denedikçe kafandaki beni yaratamadın buda seni değiştirdi. Ben başıma buyruk duyguları savruk herşeyi en ucunda yaşayan bir insandım bu hep böyleydi. Sevgimin sınırı yoktu, çok insan karşıma aldım çok arkadaşlığım bozuldu senin yüzünden. Benim senden istediklerim senin yüzündendi çünkü kapalı bir kutuydun ve ben zora gelmeyi sevmem gösterdiğimi görmek isterim tatlı dilin yoktu güler yüzün hiç yoktu yanaşmazdın pek zaten bana. Bu yüzden ağır bastı ya herşey bu yüzden üstüne yığıldı ya zaten.
Sen göstermedikçe ilgini şefkatini çığ gibi büyüdü herşey altındada sen kaldın. Senin göz yaşların altındada ben. Ben kabul etmiyorum her şeyi içinde yaşadığına bahanen bu olamaz.
Ama sen bunu kabul et sen, sana karşı olan büyük ilgime sevgime sadakatime kapılıp kafanda bir model yarattın ve yaşadıkça o olmadığımı anladın ve hiç bir şey gösteremedin ben zorlamadıkça. Seninki sevgi değildi seninki kendini kaldırmaktı. Benide kandırdın. Sayende izmirin heryerinde bana seni hatırlatıcak bişey var. Ben sana hasret kaldım, izmire düşman. Ben sana sevdalı kaldım, bucaya pişman. Ben sana umutlu kaldım, bornovaya hüsran. Ben sana yangın oldum, sen bana bir kaşık su olmadın. Ben sana harman oldum, sen bana bir duman olmadın. Ben sana hayal oldum, sen bana kabus.
Ben '' bu '' olarak kaldım işaret oldum, sen '' gün'' olarak kaldın günün gün oldu cümlede ismin oldu şiirde öznen oldu.
Nolduysa oldu en büyük yanılgım, ben her şeyin en güzelini en iyisini yapmaya çalıştım, ne olmuş olursa olsun. Sen yapamadın senin canın sağolsun, başında sağolsun içimdeki sen sizlere ömür bizlere azap.