7.Bölüm

3.3K 140 11
                                    

Paris... Seni büyüleyen, üzüntünü, kızgınlığını, kırgınlığını ve hatta ne kadar zor durumda olsan da tüm sıkıntılarını unutturan şehir... Ben hangi durumda mıyım? Içinden çıkamadığım bir yumak var. Her hareketimde daha da dolandığım bir yumak bu. Ama Eiffel'i gördüğüm zaman aklımdaki her şeyden uzaklaşmayı başarmıştım. Uçak Charles de Gaulle Uluslararası Havalimanına iniş yaptığı sırada uyuyan Zayn-Louis-Niall üçlüsüne sinsice sırıtıp ayağa kalktım. Zayn ve Niall birbirlerine sarılmış, Louis de Zayn'nin omzuna başını yaslayıp uyumuştu. Siyah spor ceketimin cebindeki iPhone'u çıkarıp resimlerini çektim. Ama malesef çekim sesi yüzünden Louis uyanmış anlamayan bakışlarla etrafını süzüyordu. Telefonumu arkama saklayıp sevimli yüz ifademle Louis' e bakmaya başlamıştım. Paul'un kalın sesiyle çocuklar teker teker uyanmışlardı. Lux'un pusetiyle Harry yanıma geldiğinde elini belime dolamıştı. Havaalanınından çıkış yapıp bizi bekleyen büyük siyah arabaya binmiştik. Arabada ortamızda Lux olacak şekilde Harry'le oturmuştuk. Yeşil gözleri uykusunu alamadığını gösterecek derecede kısılmış ve şişti. Kısa yolculuğun ardından otel odalarımıza çıkmıştık. Vee süpriz! " Sahte" ilişkimiz yüzünden aynı odada kalıyoruz. Odaya girer girmez banyoya ilerlemiştim. Yüzüme çarpan her soğuk su damlası ferahlamamı sağlıyordu. Lavabonun yanında asılı duran otelin arması basılı beyaz havluyla yüzümü ve ellerimi sildikten sonra odaya girmiştim. Harry ve Lux çift kişilik krem-beyaz yatakta uyuyorlardı. Telefonumdan twitter'a girip bu güzel ikilinin resmini çekip attım.

" Konser maratonu için derin bir uyku! Ne kadar tatlılar öyle değil mi? "

Fotoğraf yüklendikten sonra şarj cihazım için bir yer bulup şarja taktım. Yatağa yatarsam uyanabilirler düşüncem yüzünden krem rengi 2 kişilik koltuğa uzanmıştım. Hemen ayak ucumda bulunan pikeyi üzerime örtüp onları izlemeye başlamıştım ki kapı çalmıştı. Rahat edemeyeceğim sanırım. Kapının daha fazla çalmamaması için aceleyle kalkıp kapıyı açmıştım. Liam elinde benim sweatshirt'üm ile kapıda dikiliyordu.

" Alex uçakta unutmuşsun"

" Saol Liam"

Başını sorun değil der gibi salladıktan sonra odasına ilerliyordu ki durdu.

" Bu arada Twitter'a attığın resme bayıldım! Eminim Harry'de beğenecek!"

-------------------------------

Sahilde yaptığım kısa yürüyüşün ardından kumsalda bulunan şezlonglardan birine kendimi bırakmıştım. Gözlerimi kapatıp denizin sesine odaklanmıştım. Yanıma birinin oturduğunu hissetmemle aralanan gözlerim yanıma oturan nazik(!) çocuğa çevirmiştim.

" Tabii oturabilirsin"

Dudaklarının arasından çıkan kıkırdamanın ardından o da mavi gözlerini benim kahverengi gözlerime çevirmişti.

" Oturabilir miyim diye sorduğumu hatırlamıyorum"

Gözlerimi devirip önüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasındaki yerine koymuştum.

" Ukala biri olduğunu ilk saniyede gösterdiğin için teşekkürler."

Gözlerini kısıp aramızdaki arayı kapatmıştı.

" Aslında çok şeker birine benziyorsun."

Bir anlık şokun ardından yüzüme ufak bir gülümseme eklemiştim.

" Ukala birinden duyulmayacak sözler bunlar ama yine de teşekkür ederim. "

Yüzüme daha çok yaklaşıp kulağıma fısıldamıştı.

" Ama ben şeker sevmem."

We're Not Ready (Harry Styles FanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin