1. BÖLÜM

12 3 1
                                    

Multimedyada Açelya var.

Sabahın 06:30' unda alarmın avaz avaz çalan sesiyle uyandım. Bu kadarı da saçma yani. Sanki okula gitmemi o kadar istiyorlar ki çalar saat bile bana karşı resmen. İçimden yine sıkıcı bir pazartesi eziyeti başlıyor diye geçirdim. Bu da yetmezmiş gibi ilk ders de Edebiyat dersiydi. Ve ben her zamanki gibi ödevimi yapmayı unutmuştum. Sonra da kendi kendime Mira' dan alırım diye düşündüm. Kafamla düşündüğümü onayladıktan sonra gardırobumu açıp kıyafet seçmeye başladım.

-"Bu olmaz, bu çok sade, bu çok abartılı, bunu niye aldım ki? Offf! Hah! İşte buldum! "

Üzerinde " smile " yazan tişörtümü ve altına da siyah dar pantolonumu giydikten sonra ders programıma göre çantamı hazırladım. Ardından saçlarıma maşa yaptım ve buklelerin aralarını açarak elimle iri dalgalar şeklinde şekil verdim. Saçlarımı yaptıktan sonra her kızın yanında bulunduracağı makyaj malzemelerimi de çantama koyduktan sonra sade bir makyaj yaptım ve üşensem de o upuzun merdivenlerden aşağı indim. Hizmetçimiz olan Atıfet hanım kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı. Ben de hemen masaya oturdum ve kahvaltımı yaptım. Annemi ve babamı masada göremediğim için Atıfet hanıma:

-"Atıfet ablacım. Annem ve babam neredeler? "

Atıfet hanım önce gülümsedi ve o tatlı diliyle:

-"Onlar erken çıktı yavrum. Çok önemli bir toplantıları varmış. " dedi.

Ben de onayladığımı anlatan bir ifadeyle kafamı salladım ve evin kapısına doğru yöneldim. Ayakkabılarımı giydim ve kapıya çıkıp kolejin servisini beklemeye başladım.

5 dakika sonra servis geldi ve servise bindim. Kahretsin! Tek boş yer Rüzgâr'ın yanıydı. Ayakta durmak istemiyordum. Rüzgâr'ın yanına oturduğum zaman Rüzgâr sabah sabah benimle uğraşmak istememiş olmalı ki kulaklığını çıkarıp telefonuna taktı ve müzik dinlemeye başladı.

Neden bilmiyorum ama gözlerim bir an onun o kusursuz yüzüne bakakaldı. Bir dakika boyunca böyle kaldım. Ardından Rüzgâr kafasını bana döndürdüğünde " ne bakıyorsun" der gibi bir bakış atmıştı. Ben de hiç bir şey söylemeden gözlerimi ondan ayırdım. 10-15 dakika sonra koleje ulaşmıştık. Herkes servisten birer birer inerken ben de aralarındaydım. O kadar kalabalığın içinden kurtulma çabaları veriyordum. Okulun kapısına geldiğimde:

-"İşte bir eziyet dolu gün daha başlıyor."
dedim kendi kendime.

SİYAH VE BEYAZ ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin