ODA

67 1 1
                                    

Koridor boyunca karşı karşıya dizilmiş yaklaşık 10 tane kapıyı geçtik ve diğer kapılardan biraz daha büyük dört kapının önünde durduk.

S - Soldaki ilk kapı senin odan tatlım. Tam karşındaki oda ise Brandon ve bana ait eğer bir şeye ihtiyaç duyarsan lütfen çekinmeden söyle.

Seraphine'e gülümseyip teşekkür ettim. Odalarımızın karşı karşıya olması içimi rahatlatmıştı. Seraphine odamın kapısını açtığı sırada gözüm hemen yan taraftaki kapıya takıldı.

S - Söylemeyi unuttum, bitişiğindeki odada Damian'a ait. Umarım sorun çıkarmaz.

U - Sorun mu?

S - Bilirsin, erkekler ve onların gürültü patırtısı.

U - Aslında pek bilmem. Bu zamana kadar karşılaştığım erkekler onları tanıyabileceğim kadar uzun yaşamadılar.

Ağzımdan dökülen kelimeler kalbimi sızlatmıştı. Seraphine' e baktığımda onunda bu hisse yabancı olmadığını anladım. Derin bir nefes alıp sırtını dikleştirdi. Bende aynı şekilde dikleşince hafifce omzumu sıkıp gülümsedi.

S - Hadi, artık dinlenmelisin.

U - Teşekkür ederim.

Kapının parlak gümüş rengi, yuvarlak tokmağını çevirip kapıyı açtım. Odada ilk fark ettiğim şey buranın koridor kadar karanlık ve kasvetli olmadığıydı. Ahşap duvardaki iki yuvarlak pencereden sızan gün ışığı odayı aydınlatıyordu. Gözüm ışığa alışınca odayı incelemeye başladım. Kapının tam karşısında duvara dayanmış temiz beyaz çarşaflı ahşap yatağın yanında aynı ahşaptan küçük bir masa duruyordu. Diğer duvarda ise gene aynı ahşaptan iki kapılı, kilitli bir dolap ve sandık duruyordu. Pencerelerin bulunduğu duvara dayalı daha büyük, üstü mumlarla dolu bir masa ve onun önünde duran sandalye ile oda tamamlanıyordu. Yatağa uzanıp bir süre pencereden gökyüzünü izledim. Daha sonra kalkıp köşedeki sandığı açtım. İçinde yalnızca kullanılmamış mumlar ve birkaç tomar kağıt vardı. Sandığı kapatıp dolaba yöneldim. Dolap odadaki diğer mobilyaların aksine tozlu ve ince örümcek ağları ile kaplıydı. Sanki bir nedenden temizliği özellikle atlanmış gibiydi. Ve belki gene aynı sebepten kapıları da kilitlenmişti. Zorlamanın fayda etmeyeceğini anlayınca anahtar veya benzeri bir şey bulma umuduyla dolabın altına ve çevresine baktım. Fakat hiçbir şey yoktu. Belki dolabın üzerinde bir şey vardır diye parmaklarımın uçlarına basıp elimle dolabın üstünü yoklarken sol yanımdan gelen kalın sesle panikleyip kendimi yere attım.

Damian: Dolabın üstünde ne arıyordun acaba?

U: Şey.... Kapıları kilitliydi, belki anahtar yada benzeri bir şey vardır diye düşünmüştüm.

D: Bir şey kilitlenmişse bir nedeni vardır değil mi!

U: Ben... Özür dilerim... Kötü bir niyetim yoktu.... Ben sadece....

D: Üzgünüm, sana bağırmak istemedim. Bu oda ölen kız kardeşime aitti. Ve sen ona çok benziyorsun.

U: Ah! Bilmiyordum.... Üzgünüm.

D: Çok fazla özür diliyorsun. Hem annem sana bu odayı verdiyse dolap ve içindekiler de artık sana ait demektir. Bekle gidip anahtarı getireyim.

Damian gözden kaybolunca yerden kalkıp acıyan popomu ovuşturdum. Bugün tüm ömrümde hissetmediğim kadar acı hissetmiştim

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 26, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siren'in ŞarkısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin