with love, h.n. | jimin

seven

*bahsettiğim balkonumsu yer rap monster'ın fotoğraf çekildiği yer. Burası kapıdan çıktığınızda sağınızda kalıyor ve solunuzda da aşağı inen merdivenler var. Canlandırın diye koydummkdkkdkskd*

Kafamı yorganın altından kaldırmak her zamanki gibi kolay olmamıştı, zira dün gece gözüme bir gram uyku girmemiş, elimdeki telefonu belki de satın aldığımdan beri ilk defa bu kadar çok kullanmıştım.

Zorla üstümdeki yorganı tekmelerken, yataktan kalkmayı başarmıştım. Bir yandan da yerdeki kutuları ayağımla kenara itiyordum. Oda da bana yaşayacak yer kalmamıştı.

Tüm gece boyunca, ne yapmak istediğim hakkında düşünüp durmuştum. Aklımda kurduğum bir çok plan, şu an bana mantıksız geliyordu ve saatlerimi bunlara harcamış olmak sinirlerimi bozmamış da değildi.

Elimdeki iki haftayı planlarken, böyle olacağını düşünmemiştim.

Bundan kastım, salak gibi pratik odalarını karıştırmaktı.

Şimdi elimde 12 gün kalmıştı. Büyük ihtimalle 12 günümü doyasıya harcayacak ve sadece Bangtan'ın pratik odasını yapıp ortadan tüyecektim.

Kapının arkasındaki çantamı elime alıp, yatağımın üstüne attım. Yerde gördüğüm pantolonu üstüme geçirip dolaptan bir tişört çıkarttım. Her tarafı boya içindeydi ama tanrıya şükürler olsun ki böyle bir moda vardı ve insanların gözünde 'pis' gözükmekten kurtuluyordum.

Kapının arkasındaki kot ceketi de üstüme giyerken boşta kalan elimle yatağın üzerindeki çantamı koluma takıp odadan çıktım.

Aklımın bir köşesinde atölyeye uğramak da vardı ama zaman bulabilir miydim? Bilmiyordum.

Evdeki sessizliği fark ettiğimde, tek tek tüm odalara baktım ama annem ortalıkta gözükmüyordu. Erkenden gidebileceği hiçbir yer de yoktu.

Merakımı görmezden gelip mutfağa geçtim. Dışarıda yemek yemeye zamanım yoktu ve hazır evde başımın etini yiyecek bir anne yokken rahat rahat atıştırmak istemiştim.

Bir şeyler yedikten sonra BigHit'e gitmek için evden çıktım. Bahçe kapısını açıp sokağa çıktığımda, annem bir kadınla konuşuyordu. Eğleniyor gibi gözüktüğü de bir gerçekti.

Kadın annemle aynı yaşta gözüküyordu. Yaşlıydı ve yuvarlak hatları, beyaz bir teni vardı. Saçları da kızıldı.

Annemin yanında daha önce hiç bu kadını görmemiştim. Daha doğrusu, Seoul'e geldiğimizden beri annem, evden dışarı adım atmamakta direnmiş, büyük şehirde yaşamak istemediğini söyleyip durmuştu. Busan'ı özlüyordu ve yeni komşular edinmeyi reddediyordu.

Bu konunun üzerinde fazla durmadım, annemin beni henüz görmemesini fırsat bilip hızlı adımlarla yan sokağa girdim ve görüş alanından çıktım.

Tüm gece uyumamıştım, üstüne onun nasihatlerini dinlemek istemiyordum.

Asi davrandığımı söyleyebilirdiniz ama kabul etmek gerekirse hala bir ergendim ve böyle davranmaya hakkım vardı.

*******

Taehyung'un resmine gururla bakıp geri çekildim. Saat altı olmuştu ve büyük -gerçekten büyük- bir kısmı bitmişti. Çizilmiş bıyığı da gayet güzel kapatmıştım. Belli bile olmuyordu.

Pratik odasının parke zeminine oturdum. Biraz dinlenmem gerekiyordu. Resim hala bitmemişti ve bugün bitirmek planlarım arasındaydı. Sadece bir kaç saatimi daha alırdı ve burdan çıktığımda eve gidebilirdim. Gözlerimi kapattım ve biraz olsun dinlenmeye çalıştım.