♡2♡

108K 4.2K 438
                                    

IG:tugbadansmaz
Snap:tugba.dansmaz

"Uygar senin ona aşık olduğunu biliyor."dedi Neşe birden.

Olduğum yere çivilendim resmen. Hareket etme kabiliyetimi kaybetmiş durumdayım şu anda. Kalbim çok hızlı atıyor ve korkuyordum. İçimde nedensiz bir korku vardı! O benim ona aşık olduğumu biliyor! Bu nasıl olur? Bunun olmaması lazım! Ben plotanik takılıyordum sonuç olarak değil mi?!

"Doğa? Tatlım iyi misin? Bak cidden Özür dilerim. Ben b-"

"Tamam."diye kestim lafını. " Sorun değil. Senin suçun yok." Onun bir suçu yoktu. Timuçin ne diye başkalarının mesajına bakıyorsa?!

Derin bir nefes aldım. Aslında Timuçin iyi çocuktu. Ama Uygar konuysa kimseyi gözü görmez. O derece yakınlar. Burak'la da öyle. Burak hem benim hem Uygar'ın yakın arkadaşıydı. Ortak arkadaşımız olmasına rağmen Uygar'la alakamız yoktu pek.

"Bilmiyormuş gibi davranıcaz."dedim. O ise sorarcasına bana bakıyordu. "Onu unuttum. Yani.. çalıştım. Ne yapacağız biliyor musun? Sanki ben onu unutmuşum gibi yapacağız. Artık sevmiyormuş gibi."diye ekledim.

Böylesi en iyisi olacaktı. Zaten fazla umrunda olmaz. Sonuç olarak bütün kızlar ona hasta. Aralarından ben mi batacağım? Hiç sanmıyorum.

"Sen bilirsin. Hadi ders zamanı geliyor."dedi Neşe ve koluma girdi.

Sınıfa girdiğim de sınıftakiler üzerime atladı resmen! Esma, Ayça, Cenk, Ahmet, Beyza, Umut, Elif, Barbaros... derken hepsine sarılıp kısa konuşmalar yaptım.

Ardından Neşe'yle beraber en arka tarafa oturduk. Bir süre sonra kapı açıldı. Kapının açılmasıyla o tarafa döndük. UYGAR, Timuçin ve Burak içeri girmişti. Burak'la göz göze gelince gülümsedim. O ise bi afalladı. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Hızla yanıma gelip beni kaldırdı ve sıkıca sarılıp döndürdü. Bende ona sarıldım. Özlemiştim. Dediğim gibi Neşe ne kadar yakınsa o da o kadar yakındı.

"Kızım niye geleceğini haber vermiyorsun?"diye sordu Burak benden ayrılırken. Gülümsedim. Gülümsedi.

"Süpriz!"dedim ve güldüm.

"Alemsin valla."dedi. O sırada hoca geldi. Ben yerime otururken Burak önümdeki sırada oturdu. Benim önüme Uygar oturdu. Kafasına bakarak kaşlarımı çattım. Yer mi yoktu başka?

"Kısa bir işim var. Hemen geliyorum."dedi Halit Hoca elindeki telefona bakarken ve sınıftan çıktı. Bunun üzerine Uygar, Timuçin ve Burak arka tarafa döndü. Yani bize doğru. Bense başımı Neşe ve Burak'a çevirdim. Uygar şu an en son görmek istediğim kişiydi. Ondan hoşlandığımı bilmesi beni öyle geriyordu ki şu anda...

"Eee?"dedim sorarcasına. Maksat konu açıp Uygar beye odaklanmamaktı.

"Ne ee si be!? Haberler sende. Yurt dışındaydın. Kesin birsürü yakışıklı erkek vardır!"dedi Neşe. Bunu Timuçine duyurmak için biraz sesli sormuştu salak.

Bu konuyu dün konuşmuştuk zaten ama burda bu ortamda tekrar konuşmak istiyordu anlaşılan.

"Vardı tabii. Hem de çok. Ve burada ki kazmalardan daha kibarlar."dedim. Azcık sevdiğini kıskandırmak isteyen kankamıza yardımcı olalım.

"Sevgili yaptın m-" Burak'ın lafını kesen şey telefonum oldu.

"Sorry."dedim ve cebimden telefonu çıkardım.

"Kızım üstünde ki benim değil mi?"diye sordu o sırada Burak üzerimdeki hırkayı işaret ederek. Sadece gülümsedim ve telefonu elime aldım o sırada elimden telefon çekildi.

"Burak!"diye sızlandım. O ise aldığı telefonun ekranına bakıyordu.

"Yakışıklı Sevgilim ha? Ben cevabımı aldım."dedi ve telefonu bana geri uzattı. Aslında Hayır diyecektim ama Uygar'a gözüm kayınca vazgeçtim. Yani sevgilim var diye düşünürse ona 'aşık olduğumu' umursamaz. Artık sevmediğimi düşünür.

Telefonu alıp açtım.

"Efendim?"dedim açar açmaz.

"Kız o telefon niye geç açılıyor! Yoksa erkeklerle mi muhattap oluyorsun?!"diye sordu sinirle. Bak işte. Neresinden anladı konuyu. Kökeninde türk olduğu nerden de belli.

"Hee. Bir grup yakışıklı çocuk var. Onları kesiyorum!"dedim alayla.

"Anlamadım? Ne yapıyorsun?"diye bağırdı. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp kulağımı ovaladım! Anırdı bildiğin ya!

Neşe ve Burak gülüyordu. Peki Uygar? O öküz gibi bakıyordu.

İnsan bir mimik yapar be! Ama insanlar tabii.

"Of! Şaka yaptım. Okuldayım. Veee inanmayacaksın ama burada ders işleniyor (!)"

"Bak bide benle dalga geçiyor. Bak kızım istanbul'da tanıdıklarım var ona göre davran!"diye uyardı. Güldüm.

Adını Abdulrezzak falan mı yapsak? Rayn gibi bir isme bu laflar hiç uymuyo.

"Anladım ya. Arkan var. Neyse beni boşver sen ne yapıyorsun?"diye sordum.

Bizimkilerin de işi gücü yok beni dinliyorlardı.

"Valla koltukta oturmuş ayaklarımı masaya uzatmış,cipslerimi almış, kolamı almış, maç izliyorum."dedi ve güldü. Pislik ya! Adalete bakın! Hep bu saat farkları!

"Ve birde.... annem çikolatalı pastasından yaptı. Onu da yiyorum."dedi.

Bak şimdi ya. Bunu yapmayacaktı! Annesi çok güzel pasta Yapıyor! Her hafta yapar, biz de Rayn'la ilk günden bitirirdik. Cok güzel yapardı valla. Eli hamarattı. Bana da öğretmişti birşeyler tabii.

"Boğazın da kalsın Rayn! Bensiz ye sen ye. Sorarım ben sana sonra!"diye çıkıştım ve arkaya yaslandım.

"Hımm çok güzel. Of be kimin annesi!"diye sitem etti.

"Rayn bak kapatıyorum!"diye uyardım. O sırada gözüm beni izleyen Uygar'a kaydı. Ne vardı bu kadar bakacak? ! İşin gücün yok mu senin? Dönsene önüne! Hayır öyle bir bakıyordu ki yüzüme konuşmayı unutucam diye gerilmeye başlamıştım.

"Tamam lan tamam! Sen onu bunu bırak o Uygar denen çocuktan uzak dur."diye uyardı.

Uygar? O da Nereden çıktı? Hep o D-C oyunu yüzünden!

"Off! Valla of! Senin uykun yok mu? Yatsana sen! Bak sabah dersin var."dedim.

"Merhaba anne bende nerede kaldın diyordum(!)"dedi alayla ve kahkaha attı bende güldüm.

"Özledim kız."dedi Rayn ve sustu. Bende sustum cidden bende özledim hemde şimdiden.

"Bende özledim."diye mırıldandım.

"Rayn! Biz geldik!"diye bağırdı bir ses arkadan.

"Onnem goldo."dedi ve öksürmeye başladı. Kesin pasta boğazın da kaldı oh!

"Ben kapattım."dedim ve kapattım. Boğulup ölmez inşallah.

"Gelelim sevgiline. Ne zaman söyleyecektin çıktığınızı?"diye sordu Neşe birden.

Salak bu kız. Sevgilim olsa ilk sen öğrenirsin zaten!

"Neşe senle sonra konuşsak?"diye sordum ve dirseğimi masanın üzerine dayadım sonra başımı da elime yasladım.

"Niye bizden gizli mi?"diye sordu Burak.

"He Burak devlet sırrı saklıyom zaten. Neşe'ye özel birsey diyeceğim sadece."dedim. O sırada sınıfın kapısı açıldı ve içeri hoca girdi. Burak önüne döndüğünde bende önüme döndüm. Ama dönmez olaydım. Uygar bana bakıyordu. Ama yüzüme değil dudaklarıma. Benim Bakışlarım da onun dudaklarına kaydığında yutkundum. Şu an ne diye dudaklarıma bakıyordu ki? Bakışlarımı gözlerine çevirdiğimde göz göze geldik. Dudaklarımı hafifçe araladım. O hâlâ bana bakarken kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım. Uygar'ın bakışları dudaklarımı bulduğun da kaşlarını çattı. Onun bu hareketine karşılık gülümsedim ve Doğa'ya doğru cevirdim başımı.
Vote ve yorum❤

¤Uyuz'un Güzelliği¤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin