Multimedia: Uras...
Bu kitap iki kişi tarafından yazılmaktadır. Parodi hesaplar: azra_ssi , __Mrs__Black__ Takip etmeyi unutmayın ;)Urastan.... 2011
Daha ortaokul 7. Sınıfım. Biliyorum küçüğüm, çekici değilim, havalı değilim, diğer erkekler gibi kızlarla aramın pek de iyi olduğu da söylenemez.Abi ben neymişim ya?! Sanırım diğerleri tarafından bu yüzden takılmıyorum. Ama her insan gibi benim de iyi olduğum taraflarım var. Eğer zekilik övünülebilecek bir şeyse
-sanırım hayır- , -galiba- , -olabilir yani- ,
-herneyse- zeki biriyim. Ezberim güçlü olduğu için hem işitsel hem de görsel olarak genellikle sınavlara çalışmama pek gerek kalmıyo. Bu sadece dersler için değil, insanlar için de geçerli. Gördüğüm veya konuştuğum insanların sesini ve yüzünü kolay kolay unutmam. Ayrıca sesim güzel. Ne çok ince, ne de çok kalın. Fiziğim pek içi açıcı olmayabilir. Şişman değilim, boyum gereğinden 1-2 santim kısa. Fazla yakışıklı değilim , fazla tatlıda değilim. Saçlarım kumral, hafif dalgalı ve düzensiz bir şekli var. Berber Muhittin Amcadan da bu beklenir zaten. Aslında Muhittin Amcanın da hakkını yememek lazım. Eli ağırdır, fazla düz de kesemez ama şu küpeli acayip saçlı kuaförlerden daha iyi. Giydiğim kıyafetler ne kadar güzel olsa da fiziğim yüzünden yine kaybediyorum. Özel bir okulda okuyorum. " Muhittin Amca ne ayak?" derseniz çocukluğumdan beri saçlarımı orada kestiriyorum. Vazgeçilmezim anlicağınız.
Aalında zengin bir aileden geliyorum. Bir abim var. Ailemizin 1. varisi. Evet varis. Ciddi anlamda zenginiz Hu Huu çok cool. Abim 19 yaşında. Lise son sınıf. Aslında okumasına gerek yok ama ailemin ve kendi isteği üzerine okumayı kendi için gerekli görüyo. O da benim gibi ZEKİ. Ama benden kat ve kat daha yakışıklı ve havalı. Birbirimize benzemiyoruz. Ama aramız çok iyi. Ona güvenebilirim. Derdim olduğunda ilk o anlıyo zaten. Genellikle şakalaşarak anlaşıyoruz. İyi bir ilişkim var yani. Okul hayatım derseniz dediğim gibi zeki be sıkıcı rolündeyim. Diğerlerinin deyişiyle "İNEK". İnekleri akıllı olmadığını ne zaman anlicaklar merak ediyorum doğrusu. Okulda bir kız var adı Alım Ve ben o kıza aşığım. Evet. Ama o benim dünyada olduğumun farkında bile değil. Ve ben o kızı etkilemek için kendime çeki düzen vermeliyim. Yaşım küçük, inancım büyük abi. Hem para var, zaman var, yaş avantajı var. Var da var anasını!...
5 YIL SONRA 2016"Sabah sabah hangi şizofren lan bu?!" Telefonun sesiyle tüm uykum mahvolmuştu. Hayatta en sinir olduğum şeylerden 1.'si sabah sabah uyanmak. Telefona baktığımda Burak'ın aradığını gördüm. Neden şaşırmadım acaba?... " Ne var lan yine be bok yedin?" Burak'ın beni bu saatte araması için illaki bi halt etmesi gerekirdi. Burak bu sonuçta boru mu? -Evet boru-. " Aşk olsun kanka seni aramam için illa bişey yapmammı gerekiyo?" Sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim. Bu çocuk harbi maldı. "Evet abi. Hatırlarsan en son sabah sabah yine bu saatte aradığında 'ölüm kalım meselesi Uras hemen evime gel' dediğinde asalak gibi evine geldim ve sen kafana mor spor bandanası geçirmiş, yeşil bir taytla hayvan gibi nutella tıkınıyodun. Sebep neydi? Üç haftadır sap olman! Sence haksızmıyım abicim?". "Depresyondaydım abi o zaman. Hem ayrıca insan kankasına böyle davranırmı? O gün insanlık edip sana nutellamdan verdim sen gelip burnumdan başlayarak akciğerlerime kadar tıktın. Artık hapşurunca sümüğümden nutella akıyo anasını satayım." Ne hata ettimde bu çocukla arkadaş oldum ki abi ben? "Sadede gel Burak ne istiyosun?" "Ara caddedeki kaykay parkına gel dün benimkinden ayrıldım. Orda güzel kızşar varmış. Acele et yoruldum dikilmekten." Bu çocuk ne zaman normalliğin farkına varacaktı? Boşuna demiyorum mal diye. "Off... Tamam geliyorum kapa. Ya da dur! Ben kapicam." Küçük bir kahkaha attıktan sonra telefonu kapadım ve üstümü değiştirmeye gittim. Üstüme vücudumu saran bir siyah T-shirt aldım, altıma ise siyah dar bir kot pantolon ve T-shirtümün üstüne siyah bir kapüşon geçirdim. Elimle saçıma şekil verdikten sonra aynada kendime iyice bi baktım. "Of abi yine çok yakışıklıyım e-vim-de" Berkcan'ın şarkısını istemsizce mırıldandım. Ama iyi şarkıydı be. En son 5 yıl önce bir ortaokul aşkı için değişme kararı almıştım. Ne kadar önünde rezil kızın önünde rezil olup, saçmalayıp benden soğumasını sağlasamda yine de ona çok şey borçluyum. Bu hale gelmemdeki en büyük etken hatta tek etken o sonuçta. İçimde hala ona karşı bir duygu besliyorum, dışımda da Selin. Sindy-Barbie esprisinden sonra tarihe geçmeli. Herneyse. Yine karşıma çıksa yine ona aşık olurum ama bu sefer peşini bırakmam. Tabi o şans bende varsa. Geçen 5 yıl boyunca hiçbir kızla ilişki yaşamamıştım. Hep Alım'ı beklemiştim çünkü. Tekrar aynaya döndüm. Duygusu gelen Uras... Yüzümde aptal bir sırıtış belirdi. 5 yıl içinde vücut geliştirme çalışmaları yapmıştım. Gerçekten işe yaramıştı. Hasta olunacak derecede bir vücut yapısına sahiptim. Saçlarım hafif siyaha vuruyordu ve dalgalıydı. Kaşlarımın kenarları dik bir yapıya sahipti. Burnum uzun ve biçimliydi. Gözlerim siyaha yakın kahverengi tonlarındaydı. Burnumun sol alt tarafında belli belirsiz bir benim vardı. Gülünce gamzelerim ortaya çıkıyordu. Tatlıydım ve yakışıklıydım. Tabiki hepsi doğal!! Omzumun sağ ön tarafında t-shirtümden yarısı gözükebilecek bir biçimde bir dövme var. 'You Just Know My Name Not My History' 'Sen sadece ismimi biliyorsun hikayemi değil' bu dövmeyi geçen sene yaptırmıştım. Alım'a olan umudumun tükenmeye başladığı zamanlarda. Fazla
uzatmadan telefonumu ve cüzdanımı aldım. Sigara paketini ve çakmağıda arka cebime attım. Merdivenlerden inerek mutfağa ulaştım ve Eda teyzeden 2 tost yapmasını istedim. Eda teyze hizmetçimizdi. 10 dakika içinde hazırlanan tostlarımı 3 dakikada bitirerek arabaya yöneldim. Ehliyetim var. 19 yaşındayım. Liseye geç başladım. Burak'ın dediği yere sürmeye başladım. Kaykay parkına vardığımda Burak bir kızla konuşuyordu. Bekleyememişti dengesiz. Arabadan inip yanına vardığımda yanındaki kızın bakışlarını bana çevirdiğini gördüm. Birden gözleri parladı. Eyvah!... Burak'a baktığımda bana ölümcül bakışlar atıyodu. Kız bana doğru elini uzattı, " Selam ben Ece." Ben de elimi uzattım, "Selam ben de Uras." Kızın yüzüne hiçte samimi olmayan iğrenç bir sırıtış yerleşti. Hayatta en nefret ettiğim 2. şey bir insanın bana karşı olan samimiyetsizliği. Herzaman yapmacık davranışlardan nefret etmişidir. Bakışlarımı kıza çevirdiğimde konuşmaya başladı. "İstersen şuradaki bankta konuşabiliriz seni tanımak beni mutlu eder." Burak'a baktığımda üzgün bir hali vardı bize bakmıyordu. Onu böyle konularda üzmek istemiyordum. Zaten kız kriterlerime de uymuyordu. "Üzgünüm ama doluyum. Ayrıca tipimde değilsin. Kuş öldü beybi." Dudaklarımı büzerek ona baktım sonra da sırıtarak Burak'a baktım. O da sırıtıyordu. "Gel abi şurdaki banka geçelim." dedim ve kızın parmağıyla işaret ettiği bankı gösterdim. Burak'ı kolumun altına alarak ilerlemeye başladım. Biraz ilerledikten sonra arkaya baktım. Kız yarım ağız sinirli ve şaşkın bir şekilde bize bakıyordu. Salak şey. Burak'ın bana bağırışıyla dikkatimi ona verdim. Yanımda değildi etrafıma bakınırken birden karşımda bana doğru hızla gelen bir kızı gördüm. Yaklaştı... Yaklaştı.... Ve!.... Gözlerimi açtığımda üstümde az önce kaykayla bana çarpan kızı gördüm. Aramızda 15-20 milimlik bir mesafe vardı burunlarımız birbirine değiyordu, elleri tam göğüsümün üzerindeydi. Kız gözlerini açtığında bir anda panikledi ve hemen üstümden kalktı. "Ş..şey ben özür dilerim b...birden hızımı alama..yınca işte." Gözleri beni bulduğunda ağzı hafif aralanmıştı. Benim gözlerim ise yerinden her an fırlayacak gibi açılmıştı. Bunca yıldan sonra karşımdaki o olamazdı değilmi?....
-----------
2. Bölümün gelmesi biraz uzun sürebilir :) Lütfen vote'lemeyi unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT
Teen FictionOrtaokul aşkı Alım için kendisinde tüm değişiklikleri göze alan, yıllar geçse bile kalbinde o kıza karşı hala bir umudu olan Uras'ın yıllar sonra Alım ile ani bir karşılaşma sonucunda başlayan, aslı bilinmeyen maceraları....