BAŞLANGIÇ Z #zombiserisi

431 24 21
                                    

Kafamı iki elimin arasına almış, seslerin susmasını bekliyordum. Susmayacağını bilsemde. Kulaklarıma daha fazla baskı uyguluyor ve bir deli gibi sağa sola sallanıyordum. Bu anılarla dolu evimde kapana kısılmıştım. Dışarıda kaç zombi vardı ? On yada yirmi ? Bu önemli değildi artık. Çoğunun ailemden olduğunu biliyordum... Daha az önce gördüğüm kanlı canlı insanlar şuanda benim küçük bedenim için kapıyı yumrukluyorlardı. Umutsuzluk beni buraya çivilemişti. Ve ben ölümü bekliyordum.

Birkaç Saat Önce

"Ah ! Hadi ama kuzenlerimi evde bıraktığını söyleme bana Rosalie teyze" dedim şakayla karışık gülerek. O küçük yaramazlar bazen beni sinir etselerde onlarında gelmesi güzel olurdu. Rosalie teyze ise ikisininde nezle olduğunu ve bakıcılarıyla kalmaları gerektiğini söyleyip beni öptü ve arka bahçemize geçti. Arka bahçe cıvıl cıvıldı. Ailecek ayda bir yaptığımız barbekü partisi bu ay buradaydı. Babam ve Jack amcam eski fakat hala yeni gibi sağlam barbeküyü bahçenin ortasına koyarken Blair halam ise çocuklarına bahçedeki salıncağı gösteriyordu. Annem ve teyzem ise etleri hazırlamaya gitmişti. Havada tam da bugüne özel gibi güneşliydi. Çok fazla bir araya gelemiyorduk. Bu yüzden çoğu kişi birbirleriyle konuşuyordu, hasret gideriyordu ve herkes mutluydu. Annem ise büyükler için birkaç soğuk bira ve çocuklar için
-özellikle 17 yaşında olmama rağmen bu gruba benide katarak- meyve suyu almaya gönderdi. Bir sokak altımızdaki markete küçük adımlarla ve şarkı mırıldanarak gittim. Markete girdiğimde içecek reyonunu ezberlediğim yolla buldum ve annemin dediği içecekleri aldım. Yanına bir kutu birayı daha sıkıştırdım. Fazlalıktan ne zarar gelirdi ki ? Şarkı mırıldanmayı kesmeyerek kasaya doğru yürüdüm. Kasiyerin yanındaki küçük televizyonda bu zamanların hit şarkıları çalıyordu. Ben önümdeki kişinin geçmesini beklerken şarkının klibini izliyordum. O anda yayın kesildi. Kasiyer dönüp kısa bir süre ekrana baktığında "Hep oluyor" diye mırıldandı ve işine devam etti. Fakat ardından yayın bir anda bir haber bülteni ile açılınca kasiyer dahilinde etraftaki kişiler kafasını küçük ekrana çevirdi. Yüzünü görmeye alıştığımız sarışın güzel spiker belli etmemeye çalışsada telaşlı görünüyordu. Neredeyse ekranın dörtte birini kaplayan 'ACİL DURUM YAYINI' yazısı iyiye alamet değildi. Spikerin ise bir an önce kurtulmak ister gibi bir hali vardı. Son bir kez kâğıtlarını düzeltti, yutkundu ve konuşmaya başladı;
"Sayın seyirciler, ülke genelinde olağanüstü hal ilan edildi. Uzun süredir üzerinde çalışılan C44-Z Serumu'nun kazara, üzerinde çalışmalar yapan Kim Zorch'a bulaşıp tepkimeye girdiğinde bir hastalık ortaya çıktı"
Spiker gözünü kameradan çekip birkaç saniye dehşetle arkasına baktı, ardından devam etti...Konuşması hızlanmıştı,eskisinden daha endişeliydi
"..Bu hastalık kan ve tükürük yoluyla bulaşıyor. İnsanları birnevi değiştiriyor. Şu zamandan itibaren tüm ülkeye sokağa çıkma yasağı verildi. Evlerinizden çıkmayınız. Hükümet bunu kısa sürede durduracağını söy..."
Arkadan bir çığlık koptu. Ve ardından bir gürültü geldi. Spiker ayağa kalktı. Ve sağa doğru bir adım attı. Her ne oluyorsa arkasına bakıyordu. O an sözleri ile tüm kaosun fitilini ateşledi
"Onlar insan değil ! Hastalığı kapan zombileşiyor. Onlar bir zombi ! Kaçın ve kurtulun ! Yoksa herkes ölece..."

Ve bir insan spikerin üzerine saldırdı. Spiker yere düştü ve birkaç saniye sonra çığlığı duyuldu. İnsan, ayağa kalktığında onun bir insan olmadığı gördüm. Aman tanrım ! O tam anlamıyla bir zombiydi. Ağzındaki kanlı et parçasıyla beraber...O bir ölüydü fakat hareket edebiliyordu. Kamera düştü ve kameranın arkasındaki herşey tüm dehşetiyle görüldü. İnsanlar kaçışıyordu fakat zombiler büyük çekim stüdyosunun heryerindeydi. O anda yayın kapandı. Ben ise hareket edemiyordum. Bu şaka olmalıydı. Kötü bir şaka...

Kasiyer birkaç saniye ekrana baktıktan sonra aklından olayları tekrar düşündü kasayı açıp gelişigüzel paraları cebine doldurduktan sonra bize baktı ve "Kaçın, kurtulun !" dedi. Arkasını döndü ve oradan uzaklaştı. Etrafında insanlar kaçışırken, canlı yayını izleyen tek onlar olmamalılar ki dışarıdan çığlık sesleri yükseliyordu. Fakat ben yerimden kıpırdayamıyordum. İzlediklerimi birkez daha düşünüp neler olduğunu anlamaya çalıştım. Ve ben durumu yeni idrak etmiştim.

Spiker...Yasak...Virüs...Hastalık ve... Zombi ? Bir küfür savurdum ve koşmaya başladım. Aileme bunları söylemeliydim. Aldığım şeyleri bırakarak kapıya gittim. Dışarı çıktığımda durum hiç iç açıcı değildi. Canlı yayında spikeri öldüren şey...yani zombilerden birkaç tane gördüğüme yemin edebilirdim. Bunun bir şaka olduğunu düşündüm bir an. Fakat bunun şaka olamayacağını, az önce 100 metre sağımda bir adamın iç organları yenilirken anlamıştım bile. Tam yolun karşısına geçecekken yakınımda bir araba direğe çarptı ve alev aldı. Süren kişi panik yapmıştı muhtemelen. Aklımı diğer düşüncelerden arındırıp sadece aileme odaklandım. Onlar tehlike altındaydı. Ayrıca lanet olsun ! Onlar dışarıdaydı. Eğer hızlı koşamıyor olsaydım şuanda yeniyor olabilirdim de. Sonunda evimin sokağına vardığımda burada koşturan insanlar dışında zombi görmediğimi farkettim. Aklımdan yine kısa bir süreliğine bunun büyük bütçeli bir şaka olduğu fikri geçti fakat evime yaklaştığımda gördüğüm manzara bana bir cevap oldu.

Ailem neredeydi ? Tanrı aşkına arka bahçemiz görüş alanımızdaydı ama onlar neredeydi ! Birkaç adım atıp çitin diğer tarafını gördüğümde ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı ve sanki o an tüm dünya durdu. Bana doğru gelen birkaç zombi bile umrumda değildi. Çığlıklar susmuştu, tüm bu kaostan kaçmaya çalışan arabaların kornalarını duymuyordum. Etraf bir anlığına karardı... Siz tüm ailenizi yerde cansız ve bedenleri parçalanmış şekilde görseniz ne hissederdiniz ki ?

-
0.0 bölüm sonu
-
Hikayem ile ilgili görüşlerinizi yorum olarak belirtirseniz sevinirim. Sonuçta ilk hikayem ve yanlışlarım olabilir. Yeni bölüm yakında ✌

BAŞLANGIÇ Z #zombiserisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin