57.Bölüm

237 17 8
                                    

~Öykü~
Ayazdan kaçmanın yollarını ararken telefonum çaldı. Çalan telefonumu çantamdan çıkararak arayan kişinin kim olduğuna baktım. Burcu'ydu.

Israrla çalan telefonuma dayanamayıp açtım.

"Efendim burcu"

"Alo öykü,sana bir haberim var. "

"Yine ne oldu burcu!"

"Ya begüm hapisten çıkmış. Kısacası her an yanınızda olabilir. Dikkat et!"

"Ne diyorsun sen ya,napıcaz şimdi burcu bulur o bizi"

"Dikkat edin işte. Hatta evinize güvenlik falan koydurun malum begüm bu"

"Tamam canm kapatıyorum ben"

"Tamam tatlım görüşürüz"

Telefon konuşmasının ardından Ayaz'ın kolundan tutup arabaya doğru yürüdüm.

"Aşkım burcu ne diyor"

"Aşkım bizim burdan gitmemiz gerek" diyerek kolunu çekiştirmeye devam ettim.

"Ya öykü kolumu çekiştirmeyi bırak ve bana neler olduğunu anlat"

"Ayaz lütfen birşey sorma eve gidince anlatıcam. Ama şimdi eve gitmemiz gerek."

"Peki,burda bekle arabayı getirip geliyorum"

-🐣🐤🐥-

Eve gelir gelmez koltuğa oturdum ve bundan sonra ne olacağına dair düşünmeye başladım.

"Anlat bakalım, az önce ne oldu." Diye yanıma gelen ayazın elini tuttum ve elimle yanıma oturmasını işaret ettim.

Ayaz yanıma oturdu ve elini omzuma attı.

"Aşkım begüm hapisten çıkmış ve şuan bizi arıyormuş"

"Saçmalama öykü yok öyle birşey" diye inkar eden ayaza elimle karnına vurdum.

"Ya sen kas kafalı mısın. Sana şuan bu çevrelerde dolanıyor diyorum sen inanmıyorsun. İlla inanman için birşeylerin olması mı gerek."

"Ya öykü konuyu nerden nereye getiriyorsun. Sana diyorum ki begümün 5 sene cezası varken daha 2 ayı bile dolmamışken cezasını çekmeden o hapisten çıkamaz. Yani kanun böyle"

"Ya hala daha çıkamaz diyorsun. Kafayı yiycem,çabuk bir polis falan ara kapıya güvenlik tuttur. Birşeyler yap artık boşverme. "

"Yaa daha ortada bir delil bile yokken ne polisi öykü"

"Ayaz yeter kendine gel. Burda hayatımız söz konusu lütfen şu duyarsızlığından vazgeç"

"Öykü!"

"Ne var ya ne var. Neden hep doğruları söylediğim zaman beni anlamıyorsun. Duyarsızsın işte hadi seni beni geçtim. Ayaz iki tane çocuğumuz var bari onları düşün ya yalvarırım birşeyler yap"

"Öykü tabikide benim için önemlisiniz ama polisi aramamız için elimizde bir delil olması gerek."

"He sen bana deli falan mı diyorsun. Yani ben kafadan uyduruyorum. Bunu demeye çalışıyorsun dimi"

"Ya öykü ne diyorsun ya. Ha cidden bu sefer kafayı yedin. "

Daha fazla dayanamadım ve gözlerimde akmayı bekleyen gözyaşlarını serbest bıraktım.

Ağlamaya başladığım ilk saniyede ayaz kolumdan tutup beni kendine çekti ve sımsıkı sarıldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağlamaya başladığım ilk saniyede ayaz kolumdan tutup beni kendine çekti ve sımsıkı sarıldı. Bu bana her zaman iyi geliyordu.

"Şş,sana ağlamak yakışmıyor. Sen gülmeye layık bir insansın. Herşey benim suçum. Haklısın duyarsız bir insanım. Ve bu yüzden senin üzülmeni istemiyorum. Sana her zaman inandığım gibi şimdide inanıyorum bundan şüphen olmasın. Hadi şimdi sil göz yaşlarını. Bende polisi arıyorum"

Yine her zamanki gönül almasını bilen bir ayaz vardı karşımda. Tamam kendisi her ne kadar beni üzsede seviyorum işte. Bazı anlar oluyor söylediği sözlere cevap veremiycek kadar hayran kalıyorum.

"Kızıyorum sana ama bu sana karşı hiçbir zaman sevgi eksikliği yaratmıyor." Dedim ve ayaza sımsıkı sarıldım.

"Hadi o zaman polisi arayalım" dedi ve bedenimi bedeninden ayırdı.

~Burcu~
Öykü ve ayaz çocukları bize bırakıp emniyet müdürlüğüne gitmişlerdi.

"Ya ben seni yerim teyzem" Şeyma yine her zamanki gibi özge'yi seviyordu.

Serkan'ı yavaşca kucağıma aldım ve öykü yokken bol bol öptüm. Öykü özge ve serkanı öpmemize aşırı derecede çok kızıyordu.

"Ben öykü'nün yerinde olsam bende kızardım. Yeni doğmuş çocuk şapur şupur öpülür mü?" Diyen ilker'e kafamı çevirdim ve göz devirdim.

"Bebek dediğin şapur şupur öpülür. Bu zamanlarında sevilmiyceklerde ne zaman sevilcekler" dedim ve daha çok öptüm.

Cafede yankılanan topuklu ayakkabı sesi ile kafamı yana çevirdim. Öykü ve Ayaz el ele bizim olduğumuz yöne doğru geliyorlardı.

"Ya burcu sen yine mi öptün serkanı" diyerek yanıma gelen öykü serkanı kucağımdan aldı ve sevmeye başladı.

"Ne oldu şimdi begümün hapisten kaçtığı haberi doğru mu?" Dedi Sibel ve içtiği kahve fincanını sehpaya bıraktı.

"Yanlış bilgi. Begüm hapisteymiş ve cezası bitene kadar da çıkamıycakmış" dedi öykü ve özgeyi kucağına aldı.

"Öykücüm artık kalkalım. Hem çocukların uyku vakti." Dedi Ayaz ve özge serkanın çantalarını alıp arabaya doğru yol aldı.

"Tamam hayatım geliyorum. Hadi herkese iyi geceler🙋" dedi Öykü ve arabaya doğru yürüdü.

~Ayaz~
Eve gelince ilk işim çocukları odalarına çıkarıp yatırmaktı. Özge ve Serkan'ı arabadan alıp odaya çıkardım ve yataklarına yatırdım.

"Aşkım ben yatıcam. Sende çocukları yatırdıktan sonra gelirsin"

"Tamam sevgilim,iyi geceler 😍😙"dedim ve öykünün dudağına küçük bir öpücük bıraktım.

"Tamam sevgilim,iyi geceler 😍😙"dedim ve öykünün dudağına küçük bir öpücük bıraktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birbiri Için Atan Iki Kalbin ÖyküsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin