Her geçen gün artıyor kırgınlığım. Bazen bir Sezen Aksu şarkısında buluyorum kendimi, ya bir mısrada ya da loş bir odada. Bizi derinden yaralayan kişinin kim olduğunu bile bilmezken, onca acıları yüklüyoruz bedenimize. Aslında bunu isteyerek yapıyoruz. Acımız olmadığı zaman canımız sıkılıyor, acımız olunca da isyan ediyoruz. Aslında tam olarak ne istediğimizi bilmiyoruz. Konu illaki aşk olmak zorunda değil, bazen ailemizin bir sözü arttırıyor kırgınlığımızı, bazen de heves edip alamadığımız şeyler.
İnsanın istediği, heves ettiği bir sürü şey oluyor. Doğduğumuz andan itibaren istediğimiz çikolata, mağazanın birinde gördüğümüz bayramlık kırmızı ayakkabı, biraz daha büyüyünce başkasında görüp özendiğimiz telefon vs...
Kısacası büyüdükçe isteklerimiz artıyor ve biz buna dur diyemiyoruz. Alamadıklarımız da canımızı yakıyor. Aslında bir nevi hastalık bu. Düşünsenizya her istediğini alan bir kişinin bir sonraki isteğinin Dünya'yı ele geçirmek olduğunu. Kendimize dur demeliyiz artık. Bu hastalık bizi yemeden, şükretmeyi, yetinmeyi öğrenmemiz gerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GÖKYÜZÜ
ChickLitNe güzel söylemiş Mehmet Akif ''Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem.'' Oysa ne fırtınalar kopuyor içimizde. Ne gemiler batıyor, ne limanlar yok oluyor. Sussak içimiz köpürüyor, konuşsak canımız acıyor. Bu kitap tam olarak senden, benden, bi...