1

585 247 208
                                    

İlk kez yazıyorum bu yüzden sadece biraz saygı duyun yeter beğenmeyebilirsin yine de okuduğunuz için TEŞEKKÜR EDİYORUM

Bazen en ufak bir hatamız bile bütün hayatımızı etkiler işte hayat bu kadar acımasızdır. Benim de bir değil birden çok hatam oldu  . Bunlar için Üzgünüm.  Hayatım hep inişli çıkışlıydı

Ama bugüne kadar hiçbir şeyden pişman olmadım. Hepimizin hataları vardır bedelini ödediğimiz ya da halen devam eden bedelerimiz vardır .
Bugüne kadar kimse için kendimi değiştirmedim ki  değiştirmem de .

Hayatın acımasız olduğunu daha doğduğum gün anladım . Bunun nedeni ise aslında her insan doğduğu ilk an  neden gülerek dünyaya gelmiyor da ağlayarak geliyoruz hiç düşündünüz mü ?

Ben hayatın  adil olmadığını yürümeyi  öğerenemediğim zaman anladım benim yaşıtım  tüm  çocuklar koşarak yanımdan geçerlerdi  bu durum beş yaşıma kadar sürdü .

O duyguyu sanırım hiçbir zaman asla tarif edemeyeceğim  herkes yürürken ben yürüyemiyordum  hiç yürüyemeyeceğimi sandığım anlar vardı onları hiçbir zaman unutmayacağım . Hele ki umudumu yitirdiğim anlar ilkin herkesin  böyle olduğunu düşünürdüm . Çocuk aklı işte hayal meyal hatırlıyorum o zamanları

Önümden benim yaşıtım ve benden çok büyük olan bir çocuk geçmişti annem beni dışarı çıkartmıştı altımda ince bir bez vardı bazı yerleri yırtıktı onun üstünde oturuyordum .

Büyük olan çocuk küçüğe dönüp
"bakta haline şükret senin yerinde olmayanlar var "    dedi.
Ne demek istediğini anlamamıştım zaten o zamanlar çoğu şeyi anlamıyordum  . Küçük çocuk ona dönüp  " Ama ben bir şey yapmadım ki onun gibi olayım "   dedi .

Ben çocukların ne dediğini anlamamıştım taa ki  benimle dalga geçene kadar insanların bana basıp üzerimden geçmeleri çok kötüydü evet sakattım ama eşya değildim hala bir insandım onların böyle yapmasına sadece ağlayarak karşılık verebiliyordum .

Canım acıyordu  maddi durumumuz yoktu o yüzden  hiç doktorlara gözükmemiştim . beş yaşıma basacağım sıralarda doktor a gittiğimizi hatırlıyorum . İşte o zaman korkuyla tanıştım .

Korkuyordum herşeyden etrafımdaki insanlardan kalabalıktan bağırmaları daha çok korkma sebep oluyordu
Kendimi çok küçük hissediyordum sanki her an birileri üzerime basıp beni ezip geçecekmiş gibi hissediyordum . İliklerime kadar korku vardı yüreğimde .

Annemin kucağındaydım ama gene de korkuyordum burası sığınabileceğim en güvenli liman en güzel kokunun sahibi Annem nasıl da buram buram güven kokuyordun . Bunu nasıl becerebiliyorsun keşke ben de böyle koksam diye içimden her zaman dua ederdim .

Bir odaya doğru yol aldık insanların bana bakışlarından rahatsız oluyordum nasıl baktığını bilmiyordum taa ki yılar sonra aynı bakışlarla karşılaşana kadar bu tek bir şeydi.
"Acımak "

Annem kapıyı açtı ve içeri girdi
Beyaz önlüklü bir adam vardı .
Gözlüklüydü  bakışları beni rahatsız etti . Direkt olarak ayağıma bakıyordu
Bir uzuvunuz sizinken onu kullanamamak herkesin isteyeceği en son şeydi bacaklarım sadece bana ağırlık veriyorlar onları taşıyamıyorum
Bu yer çekimine karşı direnmek gibi ya da  belirli bir ağırlığın ama sizin taşıyamayacağınız bir ağırlığın belden aşağısını çekmek gibi hatta daha fazlası

Adamdan korkuyordum çünkü bana doğru yaklaşmaya başladı.
"Çocuğu yatırın şikayeti nedir ?"
Annem beni kucağından indirmeye yeltendi bi yandan da doktorun sorusuna cevap veriyordu.
"Kızım, doğduğundan beri yürüyemiyor "
Annem beni aşağı doğru bırakıyordu bu his sanki metrelerce aşağı düşüyormuşsun gibiydi .
Ağlamaya başladım annemin yakalarından tutup kendime  doğru çekiştiriyordum
"Anne , hıh ... Anne bırakma beni "
Bağrıyordum bir yandan da beni yere doğru çekmeye çalışan ayaklarıma karşı direniyordum  .
Annemin bluzunun yakalarından çekiştirerek kendimi ondan ayırmamak istiyordum .
Sesim o kadar çok çıkıyordu ki düşen gözyaşlarının değerini çok sonradan anladım .

YürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin